Olaylar Ve Görüşler

Depreme nasıl hazırlanmalı? - Av. Aydın DAVRAN

15 Şubat 2023 Çarşamba

Türkiye, bugüne kadar yaşadığı en büyük afetle karşı karşıya. On ilimizde milyonlarca yurttaşımız büyük bir felaketi yaşıyorlar. Depremler ülkemizin gerçeği. Engellemek mümkün değil, ancak hasarı azaltmak mümkün. Nerede olacağı bilinen, sadece zamanı belirsiz olan depreme karşı nasıl olur da yüzlerce üniversitesi, bilimsel kurumları, eğitimli insan gücü, binlerce toplum örgütü, sendikaları, siyasi partileri olan bir toplum, bu kadar çaresiz kalabilir? Çözüm bulmak için sorunun nedenlerini kabul edip geleceği planlamaktan başka çaremiz yok. Konumuz deprem olduğundan, depreme hazırlık ve deprem sonrası olarak iki başlıkta düşünmek gerekiyor.

GÖRÜNMEZ EL!

İmar bir zenginleşme ve rant aracı olduğu sürece kötü imal edilmiş binalarda hayatta kalmak tesadüflere bağlı olacaktır. İmar ve yapı ruhsatı verilmesinde bilimsel koşullar yerine siyasi beklentiler olduğu sürece aynı sonuçla karşılaşmamız kaçınılmazdır. İmar afları mülk sahibi yurttaşları sevindirse, hazineye gelir sağlasa bile aslında yaklaşan ölüm tehlikesine vize verilmesinden başka bir şey değildir. Planlama geçmiş dönemlere ait bir kavram değildir, aksine günümüzde daha da büyük ihtiyaçtır. İnsanların dayanıksız binalarda yaşamasındaki bir diğer neden özel mülkiyetin herhangi bir sınırlamaya tabi olmamasıdır. “Piyasanın görünmez eli”nin piyasayı bırakın düzenlemesini, mevcut gelir ve paylaşım adaletsizliğini daha da körüklediği ortadadır. Sahip olduğum ancak çok yüksek kira/satış bedeli talep ettiğim için veya sırf canım öyle istiyor diye, boş duran yüz adet sağlam konutumun olması, ihtiyacı olan ancak yeterli gelirli olmayan insanların depreme dayanıksız yapılarda, üstelik fahiş bedeller ödeyerek yaşamalarına neden olmaktadır. Görünmez denilen el sadece zengin olanı koruyan düzene verilen isimdir aslında. Çözüm, kademeli ve yüksek vergilendirme olabileceği gibi, mülkiyete belki yalnızca barınma amaçlı olanlar için sınırlama getirilmesi olabilir.

TSK’NİN ETKİSİ VE FAYDASI

Deprem sonrası en büyük sorunun, kurtarma ve yardım faaliyetlerinde kaynakların verimli bir şekilde kullanılarak düzenlenmesi olduğu görüldü. Halkımız tüm imkânları seferber etmeye hazır durumda. 1999 yılını hatırlayanlar Gölcük depreminde TSK’nin etkisini ve faydasını hatırlatıyorlar. Deprem gibi afetlerde en önemli unsur faaliyet gösteren ekiplerin eşgüdümü ve komuta birliğidir. Doğal olarak bu işi en iyi yapabilecek kurumlar da silahlı kuvvetlerdir. Düzenli hareket edebilen bin kişinin rastgele toplanmış on bin kişiden daha etkili olduğu bir gerçektir. Şimdi geride kalan birkaç on yılı hatırlayarak siyasi nedenlerini tartışmaksızın, alınan şu kararların bugüne etkilerini bir düşünelim: Şehir merkezlerindeki kışlaların şehirlere uzak yerlere taşınmaları ve bu arazilerin imara açılmaları, askeri hastanelerin kapatılması, silahlı kuvvetlerin afet zamanında icra kabiliyetini kolaylaştıran yasal düzenlemelerde kısıtlamalara gidilmesi, askere alınma sistemindeki değişikler... TSK yalnızca savaş zamanı değil deprem gibi afetlerde de Türk milletinin hizmetindedir. Afet durumlarında silahlı kuvvetlerin öncülüğü ve koordinasyonunda diğer sivil kurumların birlikte faaliyet göstermesi gerekir.

AV. AYDIN DAVRAN

İSTANBUL BAROSU



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları