Olaylar Ve Görüşler

Danıştay hukuku yaraladı - Av. Filiz SARAÇ

01 Ağustos 2022 Pazartesi

Kadına yönelik şiddetin önlenmesinde önemli bir yol haritası olan Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi (kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi) 19.03.2021 tarih ve 3718 sayılı cumhurbaşkanı kararı ile feshedildi. Bu fesih işleminin iptali için barolarımız, STK’ler, bazı siyasi partiler ve yurttaşlar tarafından Danıştay’da davalar açıldı. Feshe ilişkin cumhurbaşkanı kararının iptali için, dayanağı kararnamenin anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istendi. Danıştay tarihinde bir ilk olarak duruşmalar Danıştay’ın konferans salonunda yapıldı.

Danıştay savcısı görüşünde çekilme kararının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Ancak Danıştay 10. Dairesi’nin 28.04.2022 tarihli, 2021/1493 esas no’lu, 2022/2489 no’lu kararıyla üçe karşılık iki oy ile (oyçokluğu ile) dava reddedildi.

ANAYASAYA AYKIRI

Karar ve karar gerekçesi şiddete karşı verilen mücadeleye verdiği zararın yanı sıra hukuk devletine de zarar vermiştir. Şöyle ki:

- Temel haklar, kişi hakları ve ödevleri, siyasi haklar ve ödevler ile münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda ve kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. (Anayasanın 104. maddesinin 17. fıkrası.)

- İstanbul Sözleşmesi’yle kadınların şiddete karşı korunmaları ile yaşam hakları, maddi ve manevi bütünlüğüne dokunulmama hakları koruma altına alınmaktadır. Bu nedenle feshe dayanak kararname anayasaya aykırıdır. 

- İdare hukukunda yetki ve usulde paralelliğe ilişkin genel ilke bulunmaktadır. İstanbul Sözleşmesi, TBMM tarafından 6251 sayılı yasayla uygun bulunduktan sonra 01.08.2014 tarihinde yürürlüğe girerek kanun niteliği kazanmıştır. Yeni bir kanun olmadan yürütme organınca işlem tesis edilmesi idare hukukundaki fonksiyon gaspıdır.

- Anayasa ile devlete yüklenen yükümlülükler de dikkate alındığında sözleşme geçerli bir hukuki neden ve kamu yararı olmadan ülkemiz bakımından feshedilmiştir.

YARGI BAĞIMSIZLIĞI

Tüm bu hukuka aykırılıklara karşın, Danıştay’ın oyçokluğu ile verdiği karar incelendiğinde yargının bağımsız ve tarafsızlık ilkesinden, hukuk devletinden daha da uzaklaşıldığı görülmektedir. Gerekçeli kararda “Bu itibarla, cumhurbaşkanına devletin başı sıfatına istinaden tanınmış olan takdir yetkisi gereğince ve aynı zamanda milletlerarası hukuk çerçevesinde tesis edilen dava konusu cumhurbaşkanı kararının yargısal denetiminin, diğer idari işlemlerin tabi olduğu yargısal denetimle aynı esaslar doğrultusunda yapılamayacağı açık olup, cumhurbaşkanına tanınan takdir yetkisini kaldıracak şekilde bir denetim yapılması milletlerarası antlaşmaların sona erdirilmesine ilişkin cumhurbaşkanı kararlarının anayasanın açık hükmüne aykırı şekilde yerindelik bakımından denetime tabi tutulması anlamına gelecek” denilmektedir. Bu yorumla beraber kararname ve cumhurbaşkanı kararları için anayasanın getirdiği sınırlamalar yok yok sayılmış, kararnamelerin ve Cumhurbaşkanlığı kararlarının yargı denetimi dışında olduğuna ilişkin karar verilmiştir. Cumhuriyetin temel niteliklerinden hukuk devleti ilkesi de ağır şekilde yaralanmıştır.

AV. FİLİZ SARAÇ

ESKİ TBB YÖNETİM KURULU ÜYESİ

TBB İSTANBUL BAROSU DELEGESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları