Olaylar Ve Görüşler

Çocuklar okulu neden sevmez? - Recep NAS

22 Ocak 2022 Cumartesi

Çocukların, kar yağarken “tatil yağıyor” diye sevindikleri, televizyonların da tatil haberini müjde gibi verdikleri sır değil. İlk izlenim, son izlenim de olabilir. 

Okul, ergonomi ilkeleri gözetilerek çocuğa göre kurulmalıdır. Başka bir deyişle, okul çocuğa uydurulmalıdır, çocuk okula değil. İyi bir öğretmenle iyi bir öğrenciyi yaratan, sağlıklı öğretmen - öğrenci ilişkisidir. Saygı, sevgi, anlayış, güven temelli ilişkiler... 

Sevgi alışveriş değil, verişalıştır. Seven öğretmen sevilir. Bu sevgi çocuğun okula bakışına da yansır. Koşulsuz sevilen çocuk işbirliğine, değişmeye, kendini geliştirmeye açık, yatkın olur. Öğretmen öğrenciyi, öğrenci öğretmeni sevip sayarsa, disiplin sorunları en aza iner. Disiplinin özünde sadece otorite değil, özgürlük de vardır.  Ne ödül ne ceza, ikisi de değil. Ceza da ödül de bağımlılık yapar, yan etkiler taşır. İkisine de alışılır, zamanla ikisi de etkisini yitirir. Etkili öğretmen güç kullanmayandır.

NELER YAPILABİLİR?

İyi bir öğretmen iletişim kurma becerisi olan öğretmendir. Öğretme-öğrenme süreci bir iletişim sürecidir. Öğrenme etkili iletişim sonucunda oluşur. Öğretmen öğüt ve gözdağı vermek, yargılamak, suçlamak, alay etmek, ad takmak gibi iletişim engellerini kullanmaz. Övmek yerine de yargı içermeyen geribildirim kullanır.

Öğretmen empati kurup kendini öğrencinin yerine koyarsa öğrenci bu öğretmeni kendine yakın duyumsar. Sever, güvenilir bulur. Öğretmenin empatik olma düzeyiyle öğrencinin okul başarısı arasında olumlu ilişki vardır. Gülmece katmak dersin ciddiyetini bozmaz. Tersine renk katar, ilgiyi diri tutar, dikkati toplar, dersi çekici kılar, coşku yaratır. Duygular bulaşıcıdır. Coşku, merakın alevlenmiş halidir. Neşeyle, olumlu duygular eşliğinde öğrenilenler anlamlı, kalıcı olur. Belleği, duygular destekler. Derste etkinlik değiştirmenin yanı sıra anı, fıkra, öykücük anlatılabilir. Tabii bunlar konuyla bağlantılı olmalıdır. Öğretmen güldürü öğesini tadıyla kullandıkça öğrenciler rahatlar, soluklanır, böylece verimli öğretme-öğrenme ortamı yaratılmış olur.

MUTLU ÖĞRETMENİN ÖNEMİ

 Çocuk ödevden nefret ederse öğrenmekten de nefret edebilir. Ödeve koşullandırılan çocuk, ödev verilmeyince çalışmayabilir. Kaldı ki küçük sınıflarda verilen ev ödeviyle okul başarısı arasında anlamlı bir bağıntı yoktur. Okulda ödev verilmez ama çocuk evde “ödev” yapar.

Öğretmen güler yüzlü, şakacı, neşeli, cana yakın, sevecen olmalıdır. Mutsuz öğretmen, mutlu öğrenci yetiştiremez.       

RECEP NAS

EMEKLİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları