Ülkemiz her gün başka bir sorunla boğuşuyor. Yurttaşlar geçim sıkıntısı ve cehalet arasında sıkışmış durumdadır. Her gün bir şiddet vakası, cinayet, taciz, tecavüz basına yansıyor.

Örneğin en son yaşanan Narin çocuğun başına gelenler... Elbette kahredici yürek yakıcı. Ancak ilk değil son da olmadı. Ne yazık ki Türkiye dramlarla, facialarla dolu. Bu korkunç durumu durdurmak, caydırıcı cezalar vermek bir yana bu gibi durumları örtmeye, cezayı hafifletmeye hatta normalleştirmeye çalışan bir topluluk da var. Bunu yaparken de din perdesini kullanıyorlar. Oysa Allah bilgili olun, okuyun, öğrenin, erdemli davranın, zulmetmeyin, iyilik yapın der. Ancak mevcut iktidar ve onun destekçileri tüm bunları bir kenara bırakıp halkı sağduyudan, bilimden çağdaşlıktan, hukuktan, dürüstlükten giderek uzaklaştırmaktadır. Bunu engellemeyen ve hatta destekleyenler bu ihanete ortak olmaktadır. 

Öyleyse ilk adım bu iktidardan kurtulmak olmalıdır. Bu bilinci oturtmak için insanlarda yurt sevgisi, hümanizm duygusunu oluşturmak gerekir. Okudukça Cumhuriyet Devrimlerinin nasıl mucize olduğunu tekrar tekrar anlıyorum. Mustafa Kemal’in dehasını tarif edecek sözcük bulamıyorum. Kısa zamanda yapılan devrimler ve cahil bir halktan yaratılan ulus ve çağdaş yurttaşlar genç Cumhuriyetin başarısını ortaya koyuyordu. Bugün temel sorunumuz giderek dinselleştirilen eğitimdir. Öyleyse bu sorunun çözümüne tüm dikkatimizle odaklanmalı ve geleceğin bireylerini çağdaş Cumhuriyet yolunda eğitmeliyiz.