Olaylar Ve Görüşler

Bozulan ekolojinin getirdikleri - Dr. Rüştü Taştan

02 Ekim 2024 Çarşamba

Son çeyrek yüzyılın bilimsel verilerine göre, periyodik ortalamaların üzerinde seyreden küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğinin (KİD) zararları yaşamsal tehdidini sürdürüyor. Yeni eğitim öğretim yılının henüz başındayız. Bugünlerde aşırı hava olayları (AHO) kaynaklı can, mal kayıpları, trajik “ekolojik afet” haberleri medyada sıkça işlenmektedir.

Son yılların bilimsel çalışmaları, geriye dönük analizler, öngörü araştırmaları göstermektedir ki “Antroposen” olarak tanımlanan 150-200 yıllık sürecin son çeyrek yüzyılında KİD, AHO, ekolojik bozulmalar artarak sürmektedir. Üzücüdür ki bu süreç insanlığın aleyhine işlemektedir! Kendi icadı teknolojiye fazlaca güvenen insanoğlunun, sonsuza kadar doğaya hükmedemeyeceği, doğanın zenginliklerini kendi “egosuna” göre kullanamayacağı, sonuçta “Antroposenik tehditlerle” yüzleşmek zorunda kaldığı anlaşılmıştır. 

KÜRESEL SORUNLAR

Son yarım yüzyıllık olaylar göstermektedir ki bunca teknoloji, bilimsel bilgi birikimine karşın, insanoğlu doğayı düzenleme ve yönetme sevdasında yetersiz kalmış, egosuna yenilerek COVID-19 kâbusunu yaşamıştır! Doyumsuz hırsları yüzünden insanoğlu, ekolojik dinamiklerin dengesini bozmuş, biyoçeşitlilik azalmış, tür kayıpları hızlanmış, Antroposenik tehditler (yeni çıkan patojenler, salgınlar, KİD, AHO, antimikrobiyal direnç, ekotoksikolojik sorunlar, obezite vb.) devasa küresel sorunlar listesini zirvesine yerleşmiştir. Kontrolsüzce süregelen Antroposenik tehditler insan, hayvan, bitki, çevre, ekosistem (İHBÇE) arayüzündeki dinamikleri derinden etkilemiş, 21. yüzyılda meydana gelen pek çok karmaşık sağlık sorunu (KSS) günümüzün en başat problemi, sağlık tehdidi olmuştur. Neden?

Acaba neden, İHBÇE sağlığını doğrudan etkileyen ve karşılıklı etkileşim dinamiklerine zarar veren KSS’ler “geleneksel, edilgen eğitim” yaklaşımıyla çözümlenememiştir? Yoksa temel sorun disipliner edilgenlik ve disiplinlerarası iletişimsizlikte midir?

Antroposenik tehditlerle mücadelede geleneksellik ile güncel yaklaşım arasındaki en temel fark şudur: Geleneksel eğitimde bilim disiplinlerinde edilgen düşünce ve tekillik sürdürülmekte; güncel yaklaşımda ise çağdaşlığın gereği, eleştirel düşünce öncelemektedir. Einstein’ın deyimiyle, “Yarattığımız dünya, bizim düşünme sürecimizdir. Düşüncemizi değiştirmeden, dünya değiştirilemez.” Dolayısıyla, 21. yüzyıl KSS’lerinin gelenekselliğe hapsedilmiş edilgenlikle çözümlenemeyeceği açıktır. Dolayısıyla yönetsel yöntemlerde, düşüncede değişim kaçınılmazdır. 

ÇÖZÜM YOLLARI

Antroposenik tehditleri doğru anlamanın vazgeçilmez seçeneği, sağlık eğitiminde paradigma değişimi yaparak düşünce evrimini gerçekleştirmek; tek sağlık eğitimini (TSE) uygulamaya koymaktır. 

Eğer, tek sağlık eğitimi, İHBÇE sağlığının birbiriyle bağlantılılığını tanıyarak insan hekimliği, veteriner hekimlik, tarım bilimleri, biyoloji, çevrebilimi ve ilgili diğer meslekler dahil olmak üzere; farklı disiplinlerden akademisyenleri, öğrenci ve uzmanları bir araya getiren, mesleklerarası eğitim temelinde düşünsel ve eğitsel işbirliğine dayalı disiplinlerötesi ekip yaklaşımıyla birlikte öğrenme ve öğretme süreci ise süreci işlevselleştirmek, Antroposenik tehditleri azaltmanın vazgeçilmez yolu olmalıdır.

Özetle, konu içerikleri, öğrenme hedefleri ve sonuçların değerlendirilmesi bakımından TSE acilen uygulanmalıdır. Eğer TSE içselleştirilir ve işlevselleştirilirse, yaşanılagelen, bu tehditleri durdurabilmenin, azaltabilmenin bilimsel yolu açılmış olacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları