Olaylar Ve Görüşler

‘Bir pulsuz dilekçe’ - Yıldız AKALIN

24 Ocak 2022 Pazartesi

Uğur Mumcu’yu Berlin’de son kez, katledilmeden üç ay önce HDF Kurultayında dinlemiştik.

Terörün bir insanlık suçu olduğunu,

Terörün birinden yana olmanın terörden yana olmakla bir olduğunu

İşlenen cinayetlere ortak olmak olduğunu vurgulamıştı.

Her çağırdığımız da içtenlikle aramıza katılan Uğur Mumcu, HDF’nin Onur Üyesi idi. Aradan yirmi dokuz yıl geçti. Soğuk ve sisli bir 24 Ocak 1993 Ankara’sı korkunç bir bomba sesiyle irkildi. Sonra kara haber dalga dalga çoğalarak Türkiye’ye ve giderek dünyaya yayıldı: “Uğur Mumcu, arabasına konan bir bombayla katledildi!’’

Aydın olmanın bedelini en fazla da aydınlar ödüyordu.

ASLA UNUTULMAYACAKLAR

Türkiye’de araştırmacı gazeteciliğin önderi olmuştu.

Hırsızların, soyguncuların, rüşvetçilerin ve de her türlü ihanet düşkünlerinin maskesini düşüren bir gazeteciydi Uğur Mumcu.

Masa başına oturup, kulaktan dolma dedikoduları yazan gazetecilere hiç benzemiyordu.

Her yolsuzluğun, hırsızlığın, ihanetin kul hakkını yiyenlerin, yasa tanımazların suçlarını somut belgelerle kanıtlayıp yazıyordu.

Eline geçen her belgenin kaynağına ulaşmak için yeri geldiğinde yurtdışına bile giderek kanıt topluyordu.

Onunla, karartılmış, saklanmış kanıtların izini sürdüğü bir dönemde Almanya’da tanışmıştım.

Tarikat-Siyaset-Ticaret kitabının kanıtlarını, Papa-Mafya-Ağca kitabının canlı tanıklarını, Rabıta kitabının izini sürerken nasıl iğne ile kuyu kazdığına tanık olmuştuk.

Sadece tanıklarla değil, zanlılarda sabırla, inatla onların her söylediklerini hatta hakarete varan sözlerini bile not alıp gerçeği nasıl açığa çıkardığının tanığı olduk.

“Siyaset ticarete, ticaret siyasete, din de her ikisine araç edildi mi, artık sömürünün sonu gelmez” diye yazmıştı.

“Dinin sahtesi, siyasete karışmış olanıdır. Din duygularının ve dince kutsal kavramların siyaset adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siyasetin aracı olur’’ diye yazmıştı.

Liberal Çiftlik kitabında, “Güleriz ağlanacak halimize’’ deyimine uygun bir mizah diliyle dönekleri, fır döndü solcuları, ülkenin kapitalizme peşkeş çekenleri hem güldürerek hem yüreğimiz sızlayarak yüzlerindeki sahte maskeleri indirmesini okuyarak öğrendik.

Rabıta kitabında 12 Eylül darbecilerinin Atatürkçülük adına ülkenin imamını, camilerini nasıl Suudi Vahabilerinin emrine verildiğini, belgeleriyle kanıtlamıştı.

Solculuk adına yurtdışına kapağı atan sosyalistlerin, solcuların bu günkü AKP iktidarının maddi ve örgütsel çekirdeği ve kendini Şeyhülislam ilan etmiş, laik Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı ile Türkiye Göçmenler Birliği’ni kurduğunu yazarken nasıl zorlandığını biliyoruz.

Hatta ortaklaşa çıkardıkları GÖÇMEN adlı dergide, “Türk insanının yurtdışında bir başka kültür dünyası ile kuşatıldığı için İslam’a sığındığını savunuyor, tek çıkar yol olarak siyasal İslamı dayatıyordu.

“Bu yüzden İslam, yurtdışındaki Türk insanına kültürel kimliğine sahip çıkma olanağı sağlıyor.’’ diye dinciliği savunup, destekliyorlardı.

O dönemlerde bir çatı altında buluşturulan siyasal İslamcılarla, Marksist solcular gerek Türkiye’nin gerekse Almanya’nın desteğiyle aynı çatı altında örgütlenmeleri sağlanmıştı. 

Ne demişti Recep Tayyip Erdoğan: “Demokrasi bizim için araçtır.’’

İşte o günlerde tehlikeyi görmeyenler, bugün başlarını dövüyorlar.

Bu nedenledir ki; Uğur Mumcu ve aydınlar, canlarını verdiler ama ilkelerinden ödün vermedikleri için unutulmazlar. 24 Ocak 1993 tarihi tüm demokrasi şehitlerinin bir simgesi olarak tarihe geçmiştir.

MÜCADELESİ SÜRMELİ

Şöyle yazmıştı Uğur Mumcu:

“Bir kalem susar, yerini bir başkası alır.

Bu kalemler tükenmez.

Ne kelepçeler ne demir kapılar ne iddianameler ne de beş yıldan yirmi yıla uzanan hapis cezaları, bu kalemleri korkutamadı, bundan sonra da korkutamaz.

Kalemler vardır, sömürünün, vurgunun zırhıdır.

Kalemler vardır, özgürlüğün ve barışın silahıdır.

Kalemler vardır, gençlerin idam kementlerinden kırılır atılırlar.

Kalemler vardır, yılmadan, usanmadan, eğilmeden, bükülmeden yazarlar.’’

Bu yazı, gerçek aydınlara, yurtseverlere, solculara, demokratlara bir pulsuz dilekçe olsun!

Bu değerlerin, bu yiğit insanların eserlerini bir kez daha okuyalım, ilkelerine sahip çıkalım.

Halkımız için, ülkemiz için, insanlık için, barış için, özgürlük için, demokrasi için can verenleri, onların izinden yürüyenleri okuyarak, dinleyerek destekleyelim... 

YILDIZ AKALIN

HDF ESKİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları