Olaylar Ve Görüşler

Bir kez daha altın ölüm - Prof.Dr. Kaya ÖZGEN

11 Mayıs 2022 Çarşamba

Son yıllarda özellikle altın madeni aramasının giderek arttığı, yurdun çeşitli bölgelerine yayıldığı gözlenmektedir. Bu kapsamda Uşak Kışladağ’dan sonra ülkemizin ikinci büyük altın madeni projesi Erzincan’ın İliç ilçesinin Çöpler köyünde sürdürülmektedir. Maden elde etmede, ayrıştırılmada yoğun olarak siyanür ve sülfürik asit ağırlıklı karışımlar kullanıldığı bilinmektedir.

İşletme gereği oluşturulan asit havuzlarının çevreye büyük zararlar verdiği gözlenmektedir. Dahası söz konusu havuzlar Fırat Nehri’nin bir kolu olan Karasu vadisi’ne 250 metre uzaktadır. Kuzey Anadolu Fayı’nın (KAF) geçtiği bölgede böyle vahim bir işletmeye nasıl ÇED olumlu raporu verildiği sorgulanmalıdır. Üstelik bu da yetmemiş gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca, “Çöpler Kompleksi Madeni 2. Kapasite Artışı ve Flotasyon Tesisi Projesi” içinde bir kez daha ÇED olumlu raporu verilmiştir.

ÇED BİLE BEKLENMİYOR

Madenin zararları açıkça ortaya çıkmış bulunuyor; asit havuzlarından su içen kuşların, dağkeçileri gibi doğanın ziyneti canlıların ölümleri yaşanıyor. Yöre halkı da artık iş vaadiyle ikna aşamasını geçmiş bulunuyor; örneğin “İliç Havzası Doğa ve Çevre Platformu” kurularak ÇED raporunun iptali için davalar açılıyor. Bu bağlamda Türkiye Barolar Birliği de davalara müdahil olup çevre halkına destek vermektedir. Buna karşın bölgedeki çoğu mülki amirlerin tutumu nedeniyle ÇED raporuna karşı açılan durdurma davalarının sonucu beklenmeden harekete geçildiği gözlenmektedir.

Madencilerin giderek pervasız davrandıkları, kendi ülkelerinde kullanmadıkları yöntemlere başvurdukları anlaşılıyor. Atık depolama tesisindeki suyu azaltmak için, evaporatör denilen buharlaştırıcı ünitelerde, kimyasal içerikli sular doğrudan atmosfere salınıyor; bunun oluşturacağı kirliliğin çevre halkına vereceği zararların yanında, ekosistemin alabildiğine zarar göreceği hava, su ve toprağın zehirlenmesi kaçınılmaz görünüyor. Sonunda Munzur ve Fırat havzasında zengin ve çoğu endemik bitkiler de etkilenerek, zamanla yok olacaktır.

Başta “ikna edilen” yöre halkı artık durumun vahametini anlamış bulunuyor; öyle ki iş artık giderek bir yaşam mücadelesine dönmüş durumda. Bu bağlamda yoğun olarak yürütülen protesto çalışmalarında ilginç sloganlar üretiliyor: “İliç’ten Fırat’a zehir akıyor”, “Yerin üstü altından değerlidir” gibi...

Sürdürülmekte olan çalışmalarla yöre insanının en temel hak ve özgürlüklerinden olan “sağlıklı çevrede yaşama hakkı” büyük ölçüde zedelenmektedir. Dahası Fatsa örneğinde de görüldüğü üzere çevreye verilen ağır hasar nedeniyle maden bölgesi bir tür yitirilmiş ülke toprağına dönüşmektedir. Daha da beteri sızdırmazlık benzeri önlem alınmadan oluşturulan asit havuzlarının bulundukları bölgeleri sürekli tehdit edeceği beklenmelidir.

SIRA KEMALİYE’DE Mİ?

Madenciler dur durak bilmiyorlar; şimdi de doğunun incisi diye bilinen Kemaliye’ye el atmak üzereler. Kemaliye’de Karasu Vadisi yamacında yer alıyor, yeraltı ve yerüstü tüm sular buraya akıyor. En küçük müdahalede barajın kirlenmesi işten bile değil. İlçe çok özel bir bölge; ünlü Alman gezgin Von Moltke tüm doğuyu gezdikten sonra anılarında, “Doğuda en etkileyici iki kent Amasya ve Eğin” diye belirtiyor. Geçmişte Eğin olarak bilinen ilçenin adı, halkının Kurtuluş Savaşı’na verdiği destek nedeniyle, 1926 yılında Aziz Atamız tarafından, kendi adına izafeten Kemaliye olarak değiştirildi. Özgün ve tarihi dokusu nedeniyle ilçe sit alanı olarak tescil edilmiş durumda, yakında da UNESCO koruma listesine alınma aşamasında. Bu nedenle madenciler ilçeden ve yöreden uzak tutulmalı.

Mevcut gidiş durdurulmazsa belirtilen olumsuzlukların tekrarı neticesi asitli suların Fırat’a ve Bursa’ya kadar ulaşması kaçınılmaz görünüyor; böylece şimdilerde göz ardı edilen ve yerel gibi görünen sorunların, giderek uluslararası soruna dönüşmesi beklenmelidir. Konunun uzmanları yaşananları “korumasız, büyük çevre felaketi” olarak nitelendirmekte, olası riskleri Çernobil felaketiyle kıyaslamaktadır.

PROF.DR. KAYA ÖZGEN

İNŞ.YÜK.MÜHENDİSİ / E. İTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları