Sanık avukatlarından Hüseyin Ersöz 23 Şubat tarihli duruşmada diyor ki: “...Siz hiç cinayet silahı olmayan cinayet yargılaması gördünüz mü? En önemli delil, HTS/baz kayıtları. Nereden gelmiş? MİT’ten! MİT’ten gelenin delil olarak kullanılamayacağını bilmeyen hukukçular mıyız?”

‘AMERİKA’NIN ADAMISINIZ!’

İddianamenin tanıklarından Halil Şıvgın ve Ramazan Toprak’a göre Necip Hablemitoğlu, AKP’den milletvekilliği beklediğini, en azından “ihsas” etmiş! Ramazan Toprak ve Halil Şıvgın da Hablemitoğlu’nu partinin ikinci adamı Abdullah Gül’e götürmüş. Necip, “Amerikalılarla görüşmüşsünüz. Biz Amerika sayesinde iktidar olacağız, ne isterlerse yapacağız, demişsiniz” deyiveriyor. “Görüştüm ama böyle bir şey söylemedim” demeye çalışırken Halil Şıvgın, Gül’e, kimlerle görüştüğünü soruyor. Gül’ün verdiği cevap: “Alan Makovsky ve Henri Barkey!”

AKP’nin iki numarasından milletvekilliği talep etmeye giden bir insan ona, hem de iki tanık önünde neredeyse “Siz Amerika’nın adamısınız” mı der?

“Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete değer mi diyorsanız, Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak ‘evet, değer’ diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!” diyen bir Atatürkçü, pervasızca “Amerika ne isterse yapacağız” diyebilen, yamacında onun “Gazi Meclis”ini bombalayan FETÖ’nün durduğu AKP’ye, milletvekilliği talebiyle niye gitsin? Bu Necip’e yapılacak en büyük saygısızlıktır!

Ayrıca ne ilgisi var bu saçmalıkla bu cinayeti çözmenin? Savcı bu saçma iddiadan mı ulaşmış Tarkan Mumcuoğlu’nun katil zanlısı olduğu kanaatine? 

İKİSİ DE KAÇAK

20 yıl sonra bir davanın açılması önemli elbette. Lakin burası Türkiye. Uğur Mumcu suikastı... Yine çok sonra bir iddianame yazıldı. Bu sırada üç dört savcı değişti; biri evinde ölü bulundu. Sonunda bir yargılama yapıldı. Bir sürü sanık mahkûm oldu, yattı, çıktı. Ama bugün kimse suikastın çözüldüğüne inanmıyor. Çünkü en başta bombayı arabaya yerleştiren sanık 30 yıldır firari! 

Ergenekon davaları sırasında yandaş gazetelerden eski ANAP’lılara, ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras’a kadar tuhaf bir koalisyon, Güldal Mumcu’yu “Sen bu davayı nasıl desteklemezsin? Kocanı da Ergenekoncular öldürdü. Yattığı yerde ters dönüyordur” gibi saçmalıklarla sık boğaz ettiler. 

Cumhuriyet gazetesinden Türey Köse sorunca Güldal Mumcu şöyle cevap verdi: “Uğur yaşasaydı, sıranın ona da gelebileceğini düşünmemek elde değil.”

1990’lı yılların siyasi cinayetlerine de hâlâ “faili meçhul” diyoruz.

İddianamenin beklentisi, sanki kamuoyunda Necip Hablemioğlu’nu FETÖ’nün, öldürttüğü kabulünün oluşması; ama bu dava sonunda onlara bir şey olmayacak; çünkü onlar fiilen yargılanmıyor! Gülen ve Mustafa Özcan sanık; ama ikisi de kaçak!

Öyleyse bu davadan, bu iddianameyle, bu sanıklara mahkûmiyet çıkarsa ben arkadaşım Necip’in katillerinin cezalandırıldığına inanmayacağım! 

ALİ TARTANOĞLU