Olaylar Ve Görüşler

Bilkent mutabakatı ve düşündürdükleri - Dr. Ali UĞURLU

23 Mart 2022 Çarşamba

Altı muhalefet partisi, mutabık kaldıkları ülkenin temel konuları ile ilgili görüşlerini Türkiye’nin bütün kesimleri önünde genel başkan yardımcılarına okuttu. Yedi yüz çağrılı konuğun önündeki buluşmada yirmi üç sayfalık metnin giriş bölümünde cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine nasıl geçildiği ve sistemin yasama, yürütme ve yargı açısından yanlış yönleri anlatıldı. “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin Esasları” bölümünde ise “Devletin Temel Organlarının Güçlendirilmesi” üst başlığı altında “Etkili ve Katılımcı Yasama, İstikrarlı ve Hesap Verebilir Yürütme, Bağımsız ve Tarafsız Yargı” konuları işlendi. Ayrıca “Demokratik Hukuk Devletinin Güçlendirilmesi” kapsamında da “Temel Hak ve Özgürlükler”, “Kamu Yönetimi” ile “Siyasi Etik Kanunu” başlıklarına yer verildi.

HEYECAN VE BEKLENTİ

Konuşmalarda özellikle “eskiye dönüş olmadığı”, “hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan bir sisteme geçileceği” üzerine basılarak ifade edildi. “Yarının Türkiyesi İçin” mottosu ve pankartının arkasında imzalanan bu mutabakat metni, ülke muhalefeti açısından umut verici bir metin olup önemle değerlendirilmesi gereklidir. Cumhurbaşkanlığı sistemi, tek adam rejimine karşı demokrasi, hukuk ve yeni bir parlamenter rejim için bir araya gelinmesi ve ortak bir metin imzalanması, altı muhalefet partisinin tabanında önemli bir heyecan yarattı. Yapılacak şey bu heyecanı ekonomi ve antidemokratik uygulamalar altında inim inim inleyen kitlelere taşımak ve yapılacak seçimlerde sandığa yansıtmak. Bu irade ile yirmi yıllık AKP iktidarına son vermek üzere toplumsal bir beyan deklare edilmiş oldu. 

NEOLİBERALİZMİN SUÇU

Bu ayrıntılı ve bir o kadar önemli mutabakat metni içerisinde eksik olan, yeterince ya da hiç değinilmeyen konular da vardı. Türkiye’yi bugünlere getiren faktörleri yaratan ekonomi politik yine es geçildi. Bugünleri yaratan neoliberalizim ve arka plandaki siyasi İslam, bu ekonomi politiğin çok önemli iki ayağıdır. Ülkenin yaşadığı ve özellikle son yirmi yıldaki siyasal ve sosyal dönüşümler bu ekonomik politik üzerinde kurgulanmıştır. 12 Eylül darbesi ve 24 Ocak kararları ile başlayan bu süreç, 90’lı yılların ekonomik ve siyasal açmazları 2001 krizi ile sonuçlanmış ve AKP iktidarına evrilmiştir. Eğer bir seçim bildirgesi olsaydı Bilkent mutabakatının mükemmel bir metin olduğunu söyleyebilirdik. Ama siz başka bir dünya vaat ediyorsanız bu metnin özellikle sistemin ekonomi politiği ile yüzleşmekten çok bir restorasyon metnine benzediğini söylemek haksızlık olmaz. Bu nedenle sistemle yüzleşme metninden çok bir seçim uzlaşması, restorasyon metnine daha çok benzediği söylenebilir.

Ülkenin sorunları büyüktür; geldiği ve durduğu yer itibarıyla da ülkeyi bu duruma getiren dinamiklerle radikal bir hesaplaşma içerisine girilmediği takdirde mutabakat metninin uygulanması ile kısmi bir rahatlama sağlansa da bir müddet sonra geriye dönüş kaçınılmazdır. Bu nedenle bu birlikteliğin amacı seçimi kazanmak ve parlamenter rejime dönmekle sınırlı olmamalıdır. Nesnel olarak böyle bir beklenti gerçekçi mi diye soracak olursanız bizce pek gerçekçi değildir. Çünkü tabanları ve dünya görüşleri farklı, birbirine benzemeyen altı parti bir araya gelmiştir. Mutabakat metninde; kamuculuk konusunda, özelleştirmeler konusunda, Varlık Fonu’nun geleceği konusunda, laiklik, tarikatlar ve Kürt meselesi gibi ülkeyi derinden sarsan önemli konularda hiçbir ifade yoktur. Keza İstanbul Sözleşmesi ve diğer dezavantajlı kesimler konusunda da mahcup davranıldığı gözden kaçmamıştır. 

SOSYALİSTLER GÖREVE 

Görev yine sosyalistlere düşmektedir. Sistemle, düzenle yüzleşme ve mücadele konusunda yaklaşık yarım asırlık önemli bir pratiğin birikimini ve deneyimini taşıyan kesimler, her zaman olduğu gibi bugün de sınıf mücadelesini yükseltmek zorundadır. Bilkent mutabakatında yer almayan konular sosyalistlerin gündemlerinde sürekli taşıdığı konulardır. Millet İttifakı’nı etkilemek için kamuculuğu, laikliği savunmak, neoliberalizmle ve siyasal İslamla yüzleşmek ancak demokratik Cumhuriyet için Türkiye solunun önüne koyabileceği argümanlardır.

DR. ALİ UĞURLU

ESKİ TMMOB KİMYA MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları