Olaylar Ve Görüşler

Bazıları savaş sever - A. Celal BİNZET

05 Mart 2022 Cumartesi

Herkes yaşamı süresince -uzak ya da yakın- bir savaşa tanıklık eder. Bu açıdan hiçbir sıkıntımız yok. Barışla geçen günlerin azlığına bakılırsa sonucu doğal karşılamalıyız. Doğrusu, savaşın hiç de istenir bir olgu olmadığı yolunda. Ama gel gör ki gerçekler bunun tam tersi. Hele coğrafyamız açısından son derece bereketli(!) bir bölge burası. Sanki İbni Haldun’un “coğrafya kaderdir” deyişini haklı çıkarmak pahasına bitmek bilmeyen kavgaların ortasındayız.            Yalnız bizimle sınırlı değil. Dünyanın birçok yerinde çatışmaların ardı arkası kesilmiyor. Nerede olursa olsun sonuç değişmiyor. Cephede öne sürülenlerin ölümü üzerine kurulu politikalar geride yoksul ve acılı yürekler bırakıyor. 

USTACA OYNANAN OYUN

Bir başka geride kalanların ise kan ve yıkım üzerinden para kazananlar olduğunu söylemeye gerek var mı? Eskil Ege düşüncesi içinde bu işle görevlendirilmiş savaş tanrısının hep diğerleri tarafından kullanılmasına karşın en çok utanç verici konuma düşmesinin nedenini burada aramalı galiba. Kullanıp ötekileştirmek politikası yukarıdakilerin ustaca uygulamaya koydukları bir oyun.                                                                                                                          

Meydana gelen karmaşa ortamından kazançlı çıkanlar olduğu belli. Zaten kan ve gözyaşı üzerinde yükselen acımasız oyunun tek amacı daha çok kazanma üzerine kurulmuştur. Huizinga, eşsiz yapıtı “Ortaçağın Günbatımı”nda ele aldığı döneme ilişkin ilginç bir saptamada bulunur: “Haçlı seferi, uzun zamandan beri olağandışı vergilerin toplanması için bir bahane haline gelmiştir.” 

DEĞİŞMEYEN GELİR KAYNAĞI

Haçlılardan günümüze pek de değişen bir durum yok. Savaşların en ağır yükünü sırtlayanların acıları yanlarına kalırken öte yanda bu acılardan para kazanma yöntemleri geliştiren yöneticilerin varlığı dikkat çekiyor. Can pazarı içindekilerin yaşam savaşımını fırsat bilerek dikkatler o yöne çekilip dayanılmaz vergiler koyma konusunda bu yöneticilerin oldukça ustalaştıkları söylenebilir. 

Dikkat edilirse büyük acıların yaşandığı dönemler en büyük vergilerin de konulduğu zamanlara denk düşüyor. Bu anlamda baskıcı yönetimler, halklarına güzel günleri hep gelecekteki soyut cennet masalında yaşamak gibi sunarken kendileri tersini uygular. Onlar için savaş ve deprem gibi olağanüstü yıkımlar en güzel gelir kaynağı sayılır. Dün de öyleydi, bugün de..

A. CELAL BİNZET



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları