Olaylar Ve Görüşler

Batı’nın ikiyüzlülüğü ve Ukrayna - Prof. Dr. Cengiz KUDAY

03 Mart 2022 Perşembe

Birkaç gün evvel başlayan, uzun yıllar beraber yaşamış iki topluluğun karşı karşıya savaş halinde oluşu üzücü ve bir o kadar da şaşırtıcı oldu.

Ukrayna ve Rusya’nın tarihsel geçmişine bakarsak 9. yüzyılda bu bölgede olan olayları değerlendirmemiz gerekir.

Rus kimliği veya Kiev Dükalığı Vareg Prensi Rurik tarafından kurulan Rurik hanedanı hükümdarlığı altında 9. yüzyıldan 13. yüzyıl ortalarına kadar varlığını sürdüren bir federasyondan... Bu federasyonun ortakları Belarus, Rusya ve Ukrayna’dır.

Ukraynalı tarihçiler ve akademisyenler, bu Kiev Dükalığı’nı Ukrayna devletinin ilk kurucu devleti olarak görürler. Rus tarihçiler ise Knezliği Rus tarihinin ilk dönemi olarak benimser. Dini olarak Katolik, Ortodoks olan bu halk Slavdırlar.

Uzun yıllar değişik şekillerde ve değişik devlet kuruluşları içinde beraber yaşamışlardır.

Rusya’nın saldırdığı Ukrayna’dan kaçmaya çalışan Afrikalıların, Avrupa ülkelerinin sınır kapılarında yaşadığı ayrımcı ve ırkçı uygulamalar tepki çekiyor.

ŞAŞIRTICI DEĞİL

SSCB içinde yaşarken aralarında bazı problemler olmuştu.

Örneğin, 1935’te Stalin döneminde tarım ürünlerine devlet tarafından el konulmasıyla büyük bir açlık dönemi yaşayan Ukrayna’da milyonlarca kişi açlıktan ölmüştür.

Bu, Ukraynalıların hafızasında acı bir hatıradır. II. Dünya Savaşı’nın başında bazı Ukraynalı düşünür ve topluluk önderleri, Stalin tarafından toplanma kamplarına gönderilmiş veya öldürülmüştü. Savaşın başlangıcında Alman istilacıları bazı yörelerde sıcak karşılayan Ukraynalılar, Almanların bu toplulukları düşük ırk muamelesi yapması karşısında Ruslarla beraber istilacılara karşı koymuşlar. Savaş sonrası Stalin öldükten sonra Ukraynalı asker Kruseev, Ukrayna’yı özerk bir cumhuriyet olarak tanımış ve daha sonra da Kırım’ı Ukrayna’ya bağlamıştır.

SSCB’nin dağılmasıyla Ukrayna özgür bir devlet statüsünü sağlamış, sonra da Rusya’nın bu ülke üzerindeki etkileri bugüne kadar devam etmiştir. Bugün Ukrayna’da olanlar katiyen kabul edilemez. Her ülke davranışlarında özgür olmalıdır. Fakat bir yandan da Ukrayna’da yaşanan olaylar pek şaşırtıcı değildir. Uzun zamandır Batı dünyasının kışkırtıcı tutumu bu durumu ortaya çıkarmıştır.

Bugün Putin’in ordusu Ukrayna’yı istila edebilir. Fakat uzun vadede bu sürdürülebilir mi tartışılır.

II. Dünya Savaşı’nın başında Kızıl Ordu’nun başarısızlığını ve daha evvel Fin savaşındaki durumlarını hatırlarsak 1939 yılında Rusya, Finlandiya’dan Baltık kıyılarında üç adayı kapsayan toprak talebinde bulundu.

Rus-Fin savaşında o zamanki dünya kamuoyu ve millet cemiyetini teşkil eden ülkeler, saldırılar karşısında üç maymunu oynamış; İsveç ve Norveç, Finlandiya’ya asker ve evrak yardımının kendi topraklarından geçirilmesine izin vermiştir. Ve Finlandiya kendi kaderine bırakılmıştır.

DİKKAT ÇEKEN DETAY

Bugün Avrupa’dan yardım ve destek almanız için mavi gözlü ve sarışın olmanız gerekir.

Ortadoğu savaşını televizyonlardan bir film gibi izleyip Kosova’da aynı duyarsızlığı gösteren Batı dünyasının hâlâ ortaçağdan kalan ayrılıkçı düşüncelere sahip olduğunu ibretle seyrediyoruz.

Öte yandan Rus ordusunu teşkil eden askeri unsurların, Rusya Federasyonu’na bağlı Orta Asya ve Kafkas kökenli milletler olduğunu gözlemek gerekir.

Slav kabul ettikleri Ukrayna’nın yine Slav olan Rus askerleri ile savaşmalarını istemez gibi görünüyor.

Bunun geçmiş bağlardan ötürü mü olduğu yoksa geleceğe yönelik bir tavır mı olduğunu zaman gösterecek...

PROF. DR. CENGİZ KUDAY



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları