Olaylar Ve Görüşler

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok - Dr. Ömür TANYEL

12 Temmuz 2022 Salı

Başlığa adını veren Erich Maria Remarque’ın yazdığı roman, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını yansıtan bir eserdir. Cephede artık çıkış yolu olmadığı düşüncesi ile kahramanımız şöyle haykırır: “Niçin hep ben kuvvetli, hep ben metin olmak zorundayım!” Memleketimizde gerçekleşen son şiddet olaylarında da hekimlere maalesef yine kuvvetli ve metin olmak düştü.

‘DOKTORLARI KINIYORUM!’

Hastanede ölen bir hastanın yakınları hastaneye saldırdı ve iki genç doktorun yaralanması ile olay sonuçlandı. Bu olay sonrasında hekimler arasında başlayan iş bırakma eylemi başbakanın doktorlara ültimatom vermesi ile ayrı bir boyut kazandı. Başbakan, “Greve giden doktorları kınıyorum. Polisler görev başında ölüyor ama polis grev yapmıyor” diyerek karşılık verdi. Altı günlük sürede 1000’e yakın hekim devlet hastanelerinden istifa etti. Başbakan olayların rakip siyasi partilerin bir komplosu olduğunu ve sebebinin de “devlette kafa karışıklığı ve toplumsal gerilim yaratmak” amaçlı olduğunu söyledi. Eylemlere karşı olan reaksiyonlar tanıdık gelse de bu olay Türkiye’de değil, 2019 yılında Hindistan’da gerçekleşti. Takip eden vakalarla iki yıl önce hızlıca yasalar değiştirilerek sağlık çalışanlarına şiddetin yedi yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması uygulamada yerini aldı. Sadece Hindistan’da değil dünyanın pek çok ülkesinde artan şiddetin izlerini bilimsel araştırmalarda da görmek mümkün.

ŞİDDET İSTATİSTİĞİ

Birkaç ay önce yayımlanan bir çalışmada aralarında Türkiye’nin de bulunduğu çeşitli ülkelere ait veriler ele alındı. Sağlık çalışanlarının çoğunluğu son 12 ay içinde hastanelerinde en az bir tür şiddete maruz kaldıklarını belirtmişlerdir. Ankara’da 2020 yılında yapılan bir çalışmada 104’ü doktor olmak üzere sağlık çalışanları ile görüşülmüş ve sonuç olarak hekimlerin ve hemşirelerin neredeyse tamamı meslek yaşamlarında en az bir kez sözlü şiddete uğradığını bildirmiştir. İşyerinde sadece sözlü şiddete maruz kaldığını bildirenler Çin’de yüzde 76, Kuzey İtalya’da yüzde 45, Barbados’ta yüzde 60, Güney Kore’de yüzde 63, Slovenya’da yüzde 60 ve Pakistan’da yüzde 72.5 düzeyindedir (Chakraborty, 2022). Fiziksel şiddet açısından Türkiye’ye ait kapsamlı bir bilimsel istatistik yoktur ama o alanda da maalesef iyi bir görüntü vermeyeceğimiz aşikârdır.

DAYANIŞMANIN GÜCÜ

Muhakkak ki cezaların etkili hale gelebileceği seviyelere çıkarılması önemli bir adımdır. Bunun yanında kamunun bakış açısını, eğitim ve iletişim düzeylerini yükseltmek için harekete geçilmesi şarttır. Şiddet açısından risk altında olan başta hemşireler olmak üzere tüm sağlık emekçileri de muhakkak bu çerçevede değerlendirilmelidir. Hekimliğin son 15-20 yıldır saygınlığı ile beraber bozulan donanım ve haklarının da düzenlenmesi için yapılacak girişimler hızlanmalıdır. 

Hekimler açısından da en fazla eleştiri alan durumlardan biri beraber hareket edememektir. Ancak özellikle son zamanlarda sosyal medya üzerinden başlayan ve artışı hissedilen dayanışma elbette neticelerini verecektir. Hekimlerin üzgün, kırgın ve umutsuz olduğu bu son günlerde hâlâ “Batı cephesinde yeni bir şey yok” ama roman kahramanımızın hisleri hekimlerin duygularını yansıtıyor: “Kırılmadık, alıştık. Ama en önemlisi, içimizde sağlam, pratik bir dayanışma duygusunun belirmesi oldu.” Karar vericilerin daha hızlı harekete geçmesini bu dayanışmanın gücü belirleyecektir.

DR. ÖMÜR TANYEL

BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ UZMANI



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları