Olaylar Ve Görüşler

1 Mayıs 135 yaşında - Dr. Engin Ünsal

01 Mayıs 2024 Çarşamba

1 Mayıs kanla yazılmış bir emek hareketinin anma tarihidir. İlk kez 8 saatlik çalışma günü isteyen işçiler tarafından1856’da Avustralya’da eylem yapılmış bunu 1886’da 1 Mayıs günü Amerika’nın Şikago kentinde yapılan ve 4 Mayıs’a kadar süren eylemler izlemiştir. Eylemlerin yapıldığı Haymarket (Samanpazarı) meydanına atılan bir bomba sonucu polis ve işçilerden ölen olmuş, olayın sorumlusu olarak beş sendikacı yargılanmış ve 1877’de idam edilmişlerdir.

1889’da İkinci Enternasyonal 1 Mayıs’ı birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kabul etmiş ve o tarihten sonra 1 Mayıs’lar tüm dünyada dayanışma ve hak isteme günü olarak anılmaya başlamıştır. Bayram değildir. Emeğin en yüce değer olduğunu hatırlatma günüdür. Buna göre 1 Mayıs anmaları 135 yaşındadır. Ülkemizde uzun yıllar yasaklanmış olan 1 Mayıs 2009’da 5892 sayılı yasa ile, bayram olarak değil, resmi tatil olarak yasal bir nitelik kazanmıştır.

EMEK BİLDİRGESİ

1 Mayıs bayram değildir. Sermayenin hiç dinmeyen sömürüsüne karşın işçi sınıfının haklı direnişinin, dayanışmasının sergilendiği, beklentilerinin yöneticilere hatırlatıldığı ve geçmiş acıların anılması gereken gündür. Sömürü bugün emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme sürecinde çokuluslu şirketler aracılığı ile evrensel bir nitelik kazanmıştır. Bu yeni sömürü düzenine karşı işçi sınıfı 1 Mayıs’ın artçı etkisini sürdürmek ve yeni kazanımlar elde etmek zorundadır çünkü henüz hak ettiği sosyoekonomik yaşam alanını kendisi için yaratamamıştır. Bunun en önemli nedeni sendikalarımızın kendilerini ücret sendikacılığı çemberine sıkıştırmış olmalarıdır. Bu nedenle toplum içinde sayısal olarak çok önemli bir güç olan işçi sınıfının sosyal ve siyasal ortamda etkili olamamaktadır.

Bugün 4857 sayılı İş Yasası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları yasasında işçilerin çalışma güvenliği ve sendikaların özgürlüğüne karşı birçok madde vardır. Sendika yöneticilerimiz bu olumsuzluklara karşı siyasal ortamda etkili olacak eylemlerden ısrarla kaçınmakta ve bu olumsuzluklarla yaşamaya razı olmaktadırlar. Demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerin sendikaları bu konularda son derece duyarlıdır.

Bizim siyaset fukarası sendikalarımızın kendilerini sorgulama zamanı gelmiştir. Var olan üç işçi sendikaları konfederasyonu neden 1 Mayıs’lar da ortak bir “Emek Bildirgesi” (manifestosu) yayımlayarak işçi sınıfı ve sendikalar yararına yasal düzenlemeler istemezler. Özellikle 1 Mayıs günü gelecek iktidardan beklentilerini bir bildiri ile ilan etmeleri çok anlamlı olurdu. Konfederasyonlar bugün Taksim anıtına çelenk koyarak veya depremzedelere gıda yardımı yaparak işçi sınıfına olan borçlarını ödemiş sayılamazlar.

YENİ BİR SAYFA AÇILMALIDIR

Sendikalarımız bugüne kadar görevlerini yerine getirememiş ve sınıfta kalmışlardır. Eğer içinde yaşadıkları toplumun ekonomik, siyasal ve sosyal olaylarında etkili olmak istiyorlarsa sendikacılık anlayışlarında yeni bir sayfa açmak ve bir eylem planı oluşturmak zorundadırlar. Eğer ücret sendikacılığı sarmalında kalmakta ısrar ederlerse bir gün ancak tarih kitaplarına konu olacaklarını bilmeleri gerekir.

Ülkede değişim rüzgârları esmektedir. Sendikaların da değişim zamanıdır. Umarız işçi sınıfının yiğit mücadelelerinin anılacağı bu önemli günde sendika yöneticileri meydanlarda geçmişi anarak işçi sınıfının beklentilerini dile getirirler.

Dr. Engin Ünsal

Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları