Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

TBB Başkanı Eleştirilere Yanıt Verdi

07 Ocak 2014 Salı

Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Metin Feyzioğlu’ndan, Milliyet’te de dün yer alan çözüm formülünün ayrıntılarını içeren uzun bir açıklama aldım…
Kısaca yalnız “demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, hukukun üstünlüğü”nden yana taraf olduğunu söyleyen Feyzioğlu, çözüm önerisini salt “hukuk devleti” kriterleri ve tamamıyla siyaset üstü olan bir “hukuk mantığına” dayandırıyor.
Hukuk devletinde bu bağlamda yeri olmayan, 5 Temmuz 2012’de kaldırıldığı söylenen ancak fiilen çalışmaya devam eden “ÖGM-özel görevli mahkemelerin” “gerçekten kapatılması” için gereken kanuni düzenlemenin seri biçimde yapılmasını, Yargıtay’ın bu mahkemelerde verilen hükümleri bozmasının sağlanmasını, Yargıtay’dan onanarak kesinleşen mahkûmiyet hükümlerinin… yeniden yargılamaya tabi olacağına dair düzenlenme yapılmasını talep ediyor.
Feyzioğlu, ÖGM’lerin yanında hukuk devletiyle bağdaşmayan terörle mücadele mahkemelerinin de gene kaldırılmasını; sözü edilen mahkemelerdeki davaların “ağır cezaya” kaydırılmasını öneriyor.
“Feyzioğlu formülünün” öne sürdüğü bu esaslar kamuoyuna mal olur olmaz, geniş bir tartışma tetiklendi ve pek çok yerden itirazlar yükseldi.
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal örneğin, Feyzioğlu’nun iyi niyetle hareket ettiğini teslim ettikten sonra TBB Başkanı ile aynı görüşte olmadığını belirterek “Yargılanmanın yenilenmesi şu bu, benim önerim başka. Ben yargılanmanın değil, Türkiye’nin yenilenmesi gerektiğini düşünüyorum… Hükümete destek verilmemeli, meşrulaştırılmamalı” dedi.
Rıza Türmen benzer biçimde “Erdoğan’ın tuzağına dikkat!” diye uyardı: “Başbakan ve hükümetinin kafasında bir ‘denklem’ var” diyerek üsteledi: “Önce Balyoz ve Ergenekon’da insanların sahte delillerle tutuklandığı ortaya çıkacak. Sonra da ‘sahte delil üreten o kişiler şimdi de aynısını yolsuzluk soruşturmasında yapıyor’ algısı yaratacaklar ve ‘haklılığımız ortaya çıktı’ diyecekler.”
Yanı sıra “hızlı formül 310. madde” şeklinde Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun da formülü gündeme geldi...
Bu formülleri ve kafaları karıştıran bu tartışmaları konuşmak üzere, dün İlker Başbuğ, Tuncay Özkan, Doğu Perincek ve Bilgin Balanlı ile Silivri’de görüşen Feyzioğlu’nu aradım.
Çift başlı yargıdan kurtulma vesilesi
Silivri’den henüz dönen Feyzioğlu, satır başlarıyla “Cumhuriyet”e şu değerlendirmeleri yaptı:
“Kanadoğlu önerisi, ‘Bizi cellatlarımıza mı teslim etmek istiyorlar’ diyen Silivri mahkûmlarında infial yarattı. Biz ÖGM’leri kaparak çift başlı yargıyı sona erdirmek zorundayız. İlk kez bu noktaya geldik. İlk kez Türkiye’de bir hükümet; ‘ister samimi, ister değil’; bunlar kaldırılsın noktasında. Bundan istifade edelim. (ÖGM davalarının ağır cezaya kaydırılması bağlamında) ağır cezada, adil yargılamayı kısıtlayan hükümler olmadığı için sürecin daha doğru işletilebileceğini ümit ediyoruz. Sorunu yargı yoluyla çözmenin tek alternatifi ‘af’tır. Af da siyasi bir karardır. Bugün gündemde yok.”
‘Muhalefet ÖGM’yi kaldırmayı desteklemeli’
“Ben 23 yıldır, genç hukuk asistanlığı günlerimden beri hep çift başlı yargının kaldırılmasını savundum. ‘DGM’ler kaldırılmalıdır’ dedim. Sonra hep ‘ÖGM’ler yanlış olmuştur’ dedim. 2013 adli yılın açılış konuşmasında bu konuya çok ağırlık verdim. Bugün tüm siyasi partilerden ben ‘ÖGM’ler kaldırılmalıdır. Yeniden yargılanma yapılmalıdır. Ve bu yargılama adil yargılama olmalıdır’ cümlesini duymak istiyorum. Buna ilaveten ‘yolsuzluk soruşturması örtbas olmasın diye yetkim dahilinde her şeyi yapıyorum ve yapacağım. Aydınlara, gazetecilere, subaylara, avukatlara yönelik bir kumpasa izin vermeyeceğim’ sözünü de keza (başta muhalefet partisi ileri gelenlerinden) duymak istiyorum. Hukuk devleti standartlarını ilgilendiren çift başlı yargının yok edilmesiyle, ‘yolsuzluk soruşturmasının üstünün örtülmesi tehlikesi’ arasında kurulan irtibatlandırmayı reddediyorum. Yolsuzluk soruşturmasının örtbas edilmemesi için muhalefet partileri gereğini yapmalıdırlar. Bu ülkenin gazetecilerine, avukatlarına, aydınlarına, subaylarına yönelik bir kumpasın ortaklığını yapanları kahramanlaştırarak yolsuzluk soruşturmasının kamuoyunda ikna edici olmasını sağlayamazlar.”
‘İlk kez hukuk devleti ölçütü marjı var’
“Muhalefet partilerinin, ‘muhalefet olmanın’ ne demek olduğunu anlamaları gerekiyor. Muhalefet, yolsuzluk soruşturmasının üzerine gidecek adımları atar ve bugüne dek çok da belirgin olmayan karşı çıkışlarını belirginleştirirse kazanır. Aksi takdirde toplum şunu sorar; ‘Ergenekon, Balyoz sorguları yapılırken bu adamlar kötüydü de, yolsuzluk soruşturmasını yaparken mi iyi oldular?’ Hukuk böyle çifte standart kaldırmaz. Önümüzde ilk kez hukuk devleti ölçütlerinin kullanılarak tesis edilmesine imkân var.”
‘Ben seni darbecilikten, sen beni yolsuzluktan akla önerisi’
Silivri dönüşü telefonda yaptığımız hızlı değerlendirme sonunda TBB Başkanı Feyzioğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yapan Şükrü Karaca’nın ölümünden tam bir gün önce kendisine gönderdiği garip bir iletiden de bahsetti.
İleti şöyle:
“ Gel kardeş, ben seni darbecilik’ten aklayayım; sen beni yolsuzluktan. Neticede ikimiz de AK olalım.”
Türkiye hiç bu kadar sis, toz, duman altında kalmamıştı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump’ın dönüşü 10 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları