Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Topraklarımızda yabancı asker!

18 Ekim 2023 Çarşamba

İktidarın terörle mücadele kapsamında getirdiği son tezkerede yer alan “Türkiye topraklarında yabancı asker bulundurma” akla 1 Mart 2003 tezkeresini getiriyor.

Gündemdeki tezkerenin temeli terörle mücadele. İki ayağı var:

1- Güvenlik güçlerimizin sınır ötesinde operasyon yapması.

2- Yabancı askerlerin Türkiye topraklarında bulundurulması.

Birinci maddeye sağduyulu kimsenin itirazı olmaz, olamaz.

İkinci maddenin ucu açık. Her şeyden önce Türkiye topraklarına yabancı bir ülke askerinin gelmesi ulusal güvenlik ve egemenlik meselesidir. Eğer böyle bir “mecburiyet” doğmuşsa, Türkiye büyük bir aczin içinde kalmış, terörle mücadele için yabancı bir gücün topraklarına girmesini kabul etmiş demektir.

***

Girişte 1 Mart tezkeresini anımsattık. Bugünkü durum o boyutta görünmüyor ama 2003’te Türkiye’nin hassasiyeti içi boş bir kaygı değildi.

AKP, önceki Ecevit hükümetinin “yapmam” dediğini, “yaparım” demiş, ABD’nin Türkiye üzerinden Irak’ı işgaline yardımcı olacağını söylemişti. Bu kapsamda hazırlanan 1 Mart tezkeresinin o bölümü şöyleydi:

“Uluslararası meşruiyet kuralları çerçevesinde, en fazla 62 bin askeri personelin ve hava unsurları olarak 255 uçak ve 65 helikopteri aşmamak kaydıyla yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının, hükümetin tespit edeceği mücavir bölgelerde geçici olarak konuşlandırmak üzere altı ay süreyle Türkiye’de bulunmasına...”

ABD, bu tezkere geçecekmiş gibi 2003 yılı başından itibaren her türlü hazırlığı yaptı, nerelerimize yerleşeceğini saptadı. Ancak dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Meclis’teki oylama öncesi yoğun çabası ve dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in net duruşu sonucu tezkere Meclis’ten geçmedi.

Dönemin ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz sözü eğip bükmeden Türkiye’ye yüklendi. CNN Türk’te Mehmet Ali Birand ve Cengiz Çandar’ın sorularını yanıtlarken “Ordu liderlik yapamadı, AKP durumu yönetemedi” dedi.

O gün ABD’nin yaptığı şu iç değerlendirmeler kamuoyuna da sızmıştı:

- Türkiye gibi ülkelerde muhatap fazlalığı işleri zorlaştırıyor. Cumhurbaşkanı, başbakan, Meclis, askerler, yargı hepsi ayrı “sorun”!

- Bize tek muhatap lazım. Bunca kurumu ikna etmek zor. Ama tek kişi bir şekilde ikna edilir!

***

O günden bu güne geldik!

1 Mart tezkeresinde asker, uçak sayısı, süresi her şey net. Gündemdeki tezkerenin adı her şeyi anlatıyor:

Cumhurbaşkanlığı tezkeresi!

İçeriğinde de Türkiye’de terörle mücadele bağlamında konuşlanacak yabancı askerlerle ilgili bütün kararları cumhurbaşkanının vereceği ifade ediliyor.

Bu tezkere 8. kezdir uzatılıyor. Öncekilerde sorun olmadı, bunda da olmaz gibi bir yaklaşım sağlıklı değil.

Geçen hafta Brüksel’den şu haber geldi:

“NATO’da bir ilk yaşandı. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yardımcısı General Tom Goffus’u terörle mücadele koordinatörü olarak atadı. Stoltenberg bunu Türkiye’nin istediğini söyledi.”

1 Mart tezkeresi sürecini, “Irak Bataklığında Türk-Amerikan İlişkileri” başlığıyla 456 sayfalık bir kitap halinde yayımlamıştım. O tezkere kabul edilseydi, Türkiye fiilen işgal edilmiş olurdu. Devamına ilişkin yorum yapmayalım.

Bu bağlamda Kılıçdaroğlu’nun kaygılarının sağduyulu herkesin kaygısı olması gerekir. İktidarın böylesine ciddi bir konuda belirsizlikleri ortadan kaldırması gerekir.

Bu topraklara yabancı asker gi-re-mez!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları