Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Tanık Ayrımcılığı...

13 Ekim 2012 Cumartesi
\n

\n

Silivri mahkemelerinde yaşanan hukuksuzluklar arttıkça, sistematik hale gelen kimi ihlaller, ayrıcalıklı uygulamalar gözden kayboluyor.

\n\n\n

Mahkemeye çağrılan tanıklarla ilgili, en hafif anlatımla garip diyebileceğimiz ikili davranışlardan bazılarına daha önce dikkat çekmiştik.\n

\n

Bugün, sanıkların kendilerini savunmak, suçlamaları çürütmek için dinlenmesini istedikleri tanıklarla, mahkemenin iddianameyi doğrulatmak için çağırdığı tanıklara yönelik davranış bozukluklarını sütuna yatıralım.\n

\n

Aylardık tanıkları dinliyoruz. Son bir aydır, yasal konuşma hakkı istediğimiz için yasaklıyız ama, mahkeme cezaevinin içinde olduğundan en azından avukatlar aracılığıyla bilgi alabiliyoruz.\n

\n

***\n

\n

Eğer çağrılan tanık, iddiaları doğrulatmak için duruşma programına alınmışsa ona kamu tanığı deniyor. Bu kişinin kendisini güvende hissetmesi, aklına gelen her şeyi söyleyebilmesi için her türlü güvence veriliyor.\n

\n

Tanık isterse gizli tanık oluyor, isterse salondaki tüm sanıkların ve izleyicilerin çıkarılmasını talep edebiliyor. Buraya kadar olanları normal bulabilirsiniz. Zaten yeni yasal düzenlemeler de bu tür hakları Tanık Koruma Kanunuçerçevesinde vermiş.\n

\n

Asıl farklılık uygulamada ortaya çıkıyor. Tanık, mahkemenin sağladığı güvenlikli zeminde ifadesini verdikten sonra bu ifadenin hedefi olan sanık karşı sorular sormaya başlıyor. Suçlanan sanık, tanığın gerçeği söylemediğine ilişkin bazı çelişkiler yakalayıp bunları sormaya girişince hemen mahkeme heyeti devreye girerek şu uyarıyı yapıyor:\n

\n

Burada tanığı yargılamıyoruz. Lütfen tanığı bu yönde zorlayıcı sorular sormayın.\n

\n

Sanık uyarıyı dikkate almaz, tanıkta yakaladığı çelişkilerin üzerine giderse heyet tutumunu sertleştiriyor. Çoğunlukla mahkeme başkanının şu sözleri duyuluyor:\n

\n

Bu şekilde soru sormaya devam edemezsiniz, mikrofonu keselim.\n

\n

Sanıkların ve avukatlarının böylesine hor görüldüğünü fark eden tanık da tutumunu ona göre şekillendiriyor. Eylüldeki bir duruşmada gizli tanık, savcının sorularına ters yanıtlar vermeye başladı. Öyle ki, Bu ne biçim soru”, “Bunu sorarken niyetin ne gibi karşılıklar verince mahkeme başkanı, Savcıya daha dikkatli cevap verin diye uyardı. Bunun üzerine gizli tanık, Çok özür dilerim sayın savcım, ben sizi avukat sandım diyerek kendini kurtardı!\n

\n

Eğer tanık, yıllardır tutuklu yargılanan sanıkların çağırdığı bir kişi ise usul 180 derece değişiyor. Tanık, neredeyse adım adım sanık hale getiriliyor. En azından fiilen, psikolojik olarak bu iklime sokuluyor.\n

\n

Birinci örnekteki tanıklara toz kondurmayan mahkeme heyeti, ikinci grupta yer alanları didik didik ediyor. Sadece bildiklerinden değil, bilmediklerinden de sorumlu tutuluyor, niçin bilmediği sorgulanıyor. Kendisine davayla ya da tanıklık etmek üzere çağrıldığı konuyla ilgisi olmayan şeyler soruluyor.\n

\n

Örneğin Ecevitin Başkent Üniversitesindeki tedavisi ile doğrudan ilgilenmiş bir profesör tanıklık ediyor. Tıbbi uygulamaları heyetin de anlayabileceği bir sadelikte anlatıyor. Zaten sadece bunun için çağrılmış. Kendi anlatımları bittikten sonra mahkeme heyeti şu soruyu yöneltiyor:\n

\n

- Patalya Otelindeki siyasi içerikli toplantılara katıldınız mı?\n

\n

***\n

\n

Onca kargaşanın, üst üste yığılmış iddianamelerin içinde bu adil yargılama kurallarını hiçe sayan uygulamalar kaybolup gidiyor.\n

\n

Mahkeme heyetinin olağanüstü çabalarına karşın bugüne kadar bir tanık da çıkıp Evet, ben Ergenekon adlı bir terör örgütünü duydum demedi.\n

\n

Ergenekona en yakın ifade, bir tanığın, bir grup insan kendi aralarında ergene diyorlardı sözü oldu.\n

\n

O da bizim Trakyada bir ırmağın adı.\n

\n

Kirlendikçe gündeme geliyor!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları