Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sen devrimleri anlatmazsan...

22 Şubat 2024 Perşembe

1 Ocak 2024, aynı zamanda yerel seçim sürecine bağlı olarak kutuplaşma siyasetinde kullanılacak malzemelerin kamuoyuna tebliğ edilmesiydi. 

O gün, iktidarın maddi-manevi her türlü koruması altındaki dernek, vakıf görünümlü teşkilatlar Galata Köprüsü ve etrafını istedikleri gibi kullanıp “Filistin’e destek, İsrail’e lanet” eylemi yaptılar. Bu sırada açılan hilafet bayrağı gösterinin merkezine oturdu.

16 Ocak’ta da camide Atatürk’e dua okuyan imamı protesto edip sosyal medyada saldıran kişinin duruşmasından sonra bir grup “Yaşasın şeriat” sloganları altında Çağlayan Adliyesi’nde yürüdü. Koridorları miting alanına çevirdiler. Güvenlik görevlileri de sorumluluklarını ciddiyetle yerine getirip göstericilerin başına bir şey gelmesin diye korudular!

***

Maşallah şubat da bereketli geçiyor. Son olarak Şevki Yılmaz sahneye çıktı. “Osmanlı’yı süren soysuzlar” diye başladı... Kendisini kamuoyu yakından tanıyor. Rize Belediye Başkanlığı döneminde Atatürk’e suikast düzenleyen Ziya Hurşit’in adını bir caddeye vermeye kalktı. Tepki yükselince, “Ziya Paşa” Caddesi yaptı! Bu kadar da hızlı dönüyorlar!

Kimliğini ortaya koyan veciz bir sözü de 5 Ocak 2022’de 2023 seçimleri için yapılması gerekenlere ilişkindi. Dedi ki:

“700 ton altın var, şu kadar döviz var. Açın kasayı... Kime bırakacaksınız bu parayı?”

Şevki Yılmaz’ın soysuz sözler söylediği zaman diliminde Feyza Altun da şeriat tartışmalarına çok ağır girdi. Anında soruşturma. Sanki kaçacakmış gibi gözaltı. Hemen suç üretimi:

“Halkı kin ve düşmanlığa...”

Acaba bu suçu kim işliyor?

Şeriat söylemlerinin yükselmesine ağır tepki gösterenler mi, ülkemizde iç barışı olabilecek en sağlam zemine oturtan Atatürk Devrimlerine her fırsatta saldıranlar mı?

***

3 Mart 2024, hilafetin kaldırılışının 100. yıldönümü. AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organlarında buna ilişkin kimi söylemler dikkat çekiyor. Ne istediğini net söylemeyen ama karşıdevrimin değirmenine su taşımak için her şeyi yapmayı iş edinmiş bir anlayış.

Cumhuriyetin 100. yılının toplum tarafından dipten gelen bir dalga ile kutlanması, özellikle iktidar kanadının beklediği bir durum değildi. 29 Ekim’e iki gün kalaya dek tüm Türkiye’nin ortak kaygısı olan Gazze saldırısını öne çıkardılar. Baktılar ki dipten gelen bir dalga var; “Evlerinize bayrak asın” dediler. Asan zaten asmıştı. Toplumun büyük kesimi Cumhuriyete ve devrimlerine sahip çıkıyordu.

8 Mayıs 1950’de yani 14 Mayıs seçimlerine bir hafta kala iktidara yürüdüğü genel kabul gören Demokrat Parti’nin ilk dört kadrosu içinde yer alan Celal Bayar’a gazeteciler sordu:

- Cumhuriyet Devrimleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bayar şu yanıtı verdi:

- Halka mal olmuşlara dokunmayacağız!

29 Ekim 1923’te tüm devrimlerin doğası gereği, devrimin ilk günü ortaya çıkan karşıdevrim o günden bu yana dönemlere göre yükseldi, sindi. DP de ipin ucunun kaçmakta olduğunu görünce 25 Temmuz 1951’de Atatürk’e karşı işlenen suçlara ilişkin yasa çıkarmak durumunda kaldı. Bu kanun hâlâ yürürlükte ve çok seyrek de olsa davalar açıldığında buna dayanarak hüküm veriliyor.

2024’le birlikte devrimlerin her birinin 100. yılı geliyor. 

Devrimlerin önemini topluma anlatıp kutlamazsak, karşıdevrim densizleşip saldıracak! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları