Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Russell Asıl, Biz Yedek...

04 Kasım 2013 Pazartesi
Osmanlı İmparatorluğu’nun
çöküşüne, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşuna giden süreçteki önemli
olayların 100. Yıldönümlerini
yaşıyoruz.
Bu yıl, Rumeli ile Batı Trakya’nın
Osmanlı’nın elinden çıkmasını takvime
bağlayan Londra Anlaşması’nın, acılarla dolu
büyük Balkan göçünün 100. yılıydı.
2014, I. Dünya Savaşı’nın başlamasının,
Rusların Doğu Anadolu’ya girişinin, Mısır’da
İngiliz yönetiminin ilan edilişinin 100. yılı.
2015, Çanakkale Savaşları’nın, Ermeni
olaylarının, İngiltere, Fransa ve Rusya’nın
İstanbul ve çevresiyle ilgili yaptıkları gizli
anlaşmanın 100. yılı.
***
Tarih, gerçekler bir yana, onu yazanla
şekillenir. Örneğin Afrika’nın önemli bir
tarihsel başarısı yoktur. Çünkü Afrika tarihini
Afrikalılar yazmamıştır!
Beni kronoloji karıştırmaya iten Yeni
Zelandalı sinema sanatçısı Russell
Crowe’un çekmeyi planladığı Çanakkale
Savaşı’nı konu eden filmi oldu.
Crowe, 2015’te, yani 100. yılda gösterime
girmesi planlanan film için Türkiye’ye geldi.
Daha çok magazin yönüyle haber oldu.
İstanbul trafiğinden yakındığına ilişkin
haberleri okuyunca mırıldanmıştım:
“Eee bizde sadece Çanakkale değil,
İstanbul trafiği de geçilmez...”
Gazete haberlerine göre; Crowe, oğulları
Çanakkale Savaşı’na katılan bir babayı
oynayacak. Filmde Cem Yılmaz, Yılmaz
Erdoğan ve Mert Fırat’ın da oynaması
bekleniyor. Amerika’da yayımlanan Variety
dergisi filmin konusuyla ilgili geniş bir habere
yer vermiş.
Çanakkale Savaşı, Avustralya ve Yeni
Zelanda’nın tarihinde çok önemli bir yer
tutuyor. Onlar için yenilgi ile sonuçlanmasına
karşın, “Ulus olma bilincini bu savaşla
edindik” derler.
5 ciltlik Avustralya savaş tarihinin bir
cildini Çanakkale, onların deyişiyle Gelibolu
oluşturur.
Anzak; Birinci Dünya Savaşı’nda
İngiltere’nin okyanus ötesindeki ülkelerde
kurduğu askeri birliklerin ortak adıydı. Açılımı
şöyle:
Australian and New Zealand Army Corps.
(ANZAC)
Biz Türkçe okunuşuyla dilimize çevirdik,
Anzaklar dedik.
1985’te, savaşın 70. yılında Gelibolu
Yarımadası’nda mutlaka adlarını taşıyan
bir yer olması istemlerine Türkiye de evet
dedi. 25 Nisan 1915’te çıkarmanın yapıldığı
Arıburnu’nun adı Anzak Koyu oldu. Buna
karşılık Avustralya’nın başkenti Canberra’da
Atatürk Anıtı ve Bahçesi oluşturuldu.
Anzaklar kendi tarihlerine duydukları
saygıyı ve bağlılığı yıldönümlerinde
Türkiye’ye de gelerek gösteriyorlar.
100. yıl yaklaşıyor, yine en etkili şekilde
yaşamak ve dünyaya duyurmak için yıllar
öncesinden harekete geçmişler.
Russell Crowe filmle ilgili hedefini şöyle
açıklamış:
2015 Oscar ödülünü almak.
***
Çanakkale, Anzaklar için önemli de bizim
için önemsiz mi?
Turgut Özakman, “Çanakkale, Türkiye
Cumhuriyeti’nin önsözüdür” derdi.
Necmettin Halil Onan’ın, “Bir Yolcuya”
şiiri de şöyle anlatır Çanakkale’yi:
“Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,/ Bu
toprak, bir devrin battığı yerdir./ Eğil de kulak
ver, bu sessiz yığın,/ Bir vatan kalbinin attığı
yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,/
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda,/
İstiklal uğruna, namus yolunda,/ Can veren
Mehmed’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,/ Son
vatan parçası geçerken ele,/ Mehmed’in
düşmanı boğduğu sele,/ Mübarek kanını
kattığı yerdir.
Düşün ki, haşrolan kan, kemik, etin/ Yaptığı
bu tümsek, amansız, çetin,/ Bir harbin
sonunda bütün milletin,/ Hürriyet zevkini
tattığı yerdir.”
Anzaklar elbette filmlerini çeker, kendilerini
ifade eder. Ne sözümüz olabilir ki?
Ama tarihe baktığımızda başrolünü
Mehmetçiğin oynadığı bir savaş, filme
çekilirken Türkiye’den yardımcı oyuncu
aranıyor.
Kardeşimiz Russell, asıl. Biz yedek...
Tarihi yapma gücü yetmiyor. En az onun
kadar önemli olan, anlatabilme gücü.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Değişimin 1. yılı! 5 Kasım 2024
CHP’ye operasyon! 31 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları