Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kışlalı: Bilgi ve Umut...

21 Ekim 2012 Pazar
\n

\n

21 Ekim 1999da bombalı bir saldırı sonucu aramızdan koparılan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Türkiye ve Atatürk üzerine yaşanan günlük tartışmaların arasında sıklıkla aklıma

\n\n\n

gelir, hüzünle mırıldanırım:

\n

Ne çok güncel...

\n

Bugün de öyle.

\n

Düşündüklerini bilim süzgecinden geçirip, doğruluk terazisinde tarttıktan sonra ödünsüz bir biçimde anlatmayı, yazmayı, tartışmayı görev edinmiş Prof. Kışlalının şahsında bugünkü eksikliklerimizden başlıcası şöyle özetlenebilir:

\n

Konuşan aydın eksikliği.

\n

Prof. Kışlalı, kendisini üniversite kampusuna hapsetmemiş, bütün Anadolu salonlarını amfi bellemiş bir akademisyen anlatıcıydı.

\n

Sıradan bir konferansa bile ciddiyetle hazırlanır, hem güncel gelişmelere değinir hem de herkesin belleğinde olmasını istediği temel doğruları bıkmadan usanmadan vurgulardı.

\n

Anadolunun orta büyüklükte bir kentine birlikte çağrılmıştık. Konferansın bir konusu olduğunu biliyorduk. Ona güncel bir ek yapıldığını sabah öğrendik. Konferans öğleden sonraydı, kent turu atıp salona geçecektik. Çok rahat anlatabileceği bir konu olmasına karşın kent turunu iptal etti. Birkaç saat bilgilerimi gözden geçireyim deyip odasına çekildi.

\n

Konferans başlarken salonda ilk aradığı şu oldu; gençler ne kadar?

\n

***

\n

Prof. Kışlalının güncelliği iki açıdan öne çıkıyor:

\n

1- Atatürke ve o döneme ilişkin saldırılara güncel gelişmelerle harmanlayarak yanıt verme.

\n

2- Topluma umut verirken bunu somut önerilerle ete kemiğe büründürme.

\n

Bugün Atatürk dönemine yönelik karalamaların yöntemleri daha da çeşitlendi.

\n

Atatürke hiç dokunmuyormuş gibi görünüp yaptıklarının sonuçlarını farklılaştırmaktan araştırmacı kimliğiyle gizlenmiş bir bilgiyi ortaya atıp bunun her şeyi değiştirdiğini iddia etmeye kadar ne ararsanız var.

\n

Elbette buna yanıt veren, Atatürkçü kimliği öne çıkmış yazarlarımız var ama Prof. Kışlalının dokuduğu kumaş kendine özgüydü. İçindeki ana renklerin yanı sıra mutlak bir ton dünyadan örnekler, bir ton geçmişle bugün karşılaştırması, bir ton polemik bulunurdu. Bu özellikleriyle ele aldığı konular ayrı bir çekicilik kazanırdı.

\n

Prof. Kışlalının 1990lı yıllardaki köşe yazılarından birkaç farklı paragraf aktaralım:

\n

Atatürke yönelik saldırılar öylesine haksızlaştı ve çirkinleşti ki, yarattığı tepkinin boyutları da aynı ölçüde büyük oldu. Doğruya yapılan saldırı, doğruyla eğrinin bilincine varılmasını kolaylaştırdı. Ve Atatürk... Belki de yaşamında olmadığı kadar güçlendi.

\n

Atatürk eskimedi. Çünkü onun devrimcilik anlayışı, sadece eski kurumların değiştirilmesini öngörmüyordu. Sürekli değişen bir dünyada, sürekli en ileri çözümlerin yaşama geçirilmesini de öngörüyordu.

\n

Sovyetler Birliği demokrasiyi ertelediği için yıkıldı. Şah rejimi, laik ve demokratik bir devrim yapamadığı için tarihe karıştı. Titonun Yugoslavyası etnik farklılıkları kurumsallaştırmanın, birliğin devamını farklılıklarda aramanın bedelini ödedi.

\n

Batı, Türkiyeyi ne tamamen içine almak ister ne de tamamen dışlamak... İçine alırsa eşit hale gelir. Dışlarsa artık kullanamaz olabilir.

\n

Bu değerlendirmelerin güncelliğini okurun yorumuna bırakıyorum.

\n

***

\n

Prof. Kışlalı, şartlar ne olursa olsun toplumdan, insandan hiç umudunu kesmeyen, deyim yerindeyse militan iyimserlik diyebileceğimiz bir kişiliğe sahipti. Ödünsüz duruşunun yanına centilmenliği de koyardı.

\n

Bu özellikleriyle düşüncelerine katılmayan kişiler de ona saygı duyardı.

\n

Prof. Kışlalının yazılarıyla, kitaplarıyla, üslubuyla, kişiliğiyle yeni kuşakların da mutlaka tanışmasını dilerim.

\n

Bir köşe yazısında şöyle diyordu:

\n

İnandığım doğruları yazıyorum. O doğruları paylaştıkça da, daha iyi yarınlara dönük umutlarım artıyor.

\n

Cumhuriyet gazetesi yazarı, Atatürkçü Düşünce Derneğinin yöneticisi-neferi, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi, siyaset bilimcisi Prof. Kışlalı öldürülüşünün 13. yılında bilgi ve umut dağıtmaya devam ediyor.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları