Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İlhan Abi Kitabı...

18 Kasım 2012 Pazar

Arkadaşımız Miyase İlknurun İlhan Abi kitabı, İlhan Selçukun deyimiyle imbikten geçirilip, iyice damıtıldıktan sonra yayımlandı.

\n

İlhan Selçuk bu kitabı eline alınca ilk şunu söylemiştir:

\n

Yav gözünüzü seveyim, milletin işi gücü yok, İlhan Selçuk mu okuyacak?.. Bu tuğla gibi kitabı kim okur?

\n

Sonra da sofradakilere bakıp muzipçe gülümsemiş, Ben bu kadar önemli bir adam mıyım? demiştir.

\n

Kitabı elime alınca kalın buldum; bitirince şöyle düşündüm:

\n

Miyase, elindeki malzemenin tümünü kullanmamış.

\n

İnsan, yazar, mücadele adamı, yönetici, aydınlanmacı İlhan Selçuk bir araya gelince elbette 675 sayfa da yetmez.

\n

***

\n

Kitap bir yanıyla Türkiye tarihi. İlhan Selçukun çocukluğunu okurken Cumhuriyetin ilk yıllarındaki Anadoluyu yaşıyorsunuz. Gençlik ve mücadele yıllarıyla birlikte Türkiyenin içinden geçtiği çalkantılarda sarsılıyorsunuz. Son yılları okurken mırıldanmadan edemiyorsunuz:

\n

Acaba bir arpa boyu yol gidebildik mi?

\n

Kitabın sonundaki anılar bölümü, gecenin ilerleyen saatinde herkesin Sofra ufak ufak toparlanıyor diye düşündüğü bir anda İlhan Selçukun, Yav çocuklar hamurlu bir tatlı yesek deyişine benziyor.

\n

İnsan İlhan Selçukun yaşamından kesitler, aile mektuplaşmaları edebi bir zenginlik katmış.

\n

Benimki elbette algıda seçiciliktir ama, en çok etkilendiğim bölüm İlhan Selçukun 1970lerden 2010lara yargı ile mücadelesi oldu. Her yönüyle daha güzel bir Türkiye için mücadele ederken mutlaka yargıyı da hesaba katmak gerekiyor.

\n

İlhan Selçukun 1973 yılında mahkeme önünde yaptığı savunmadan bazı bölümleri paylaşalım:

\n

Sayın Savcı, iddianamesine, bize yakıştırdığı bir ideolojik ithamla başlamıştır.

\n

Hakkımızdaki iddiası şudur:

\n

Biz maskeli Kemalistiz.

\n

Ortaçağda insanların gizli inançlar taşıdıkları yolunda iddialarla suçlandıklarını kitaplar yazar.

\n

Bu nedenle açılmış, yürütülmüş davalar vardır. Yeryüzünde engizisyon mahkemeleri çağı yaşanmıştır. Ancak aradan çok uzun bir süre geçmiş, insanlık bu dönemi kapatmıştır. Oysa şimdi gene, kişilerin yazdıklarından, söylediklerinden, göründüklerinden ötede, gizli inançlar taşıdıkları bir mahkeme huzurunda iddia konusu oluyor. Sayın Savcı, Ey Yüksek Yargıçlar diyor, karşınızdaki yazar, yazılarıyla Atatürkçü görünüyor, ama inanmayın, o içinde gizli bir inanç taşıyor, o maskelidir.

\n

Bu ithamla başlayan, bu itham üstüne oturtulan bir mantıkla suça yöneldiğimiz iddia edilmektedir.

\n

...İddianame okununca görülmektedir ki, sanık yazarlar arasında en çok bizim yazılarımıza yer verilmiştir. Biz on yıldan beri günde en az bir yazı yazan kişiyiz. Binlerce yazımız arasından seçmeler yapılabilir.

\n

...Sayın Savcının yazılarımızı nasıl ele aldığını anlamak için her iki ibareye bir daha bakmak gerekir. Son Havadis gazetesi, bizim yazılarımızdan bir paragraf aldıktan sonra altına, 1961 Anayasası ile gelen sol ve sosyalist partilerin adı da cici demokrasidir ibaresi ilave edilmiştir. Bu ibare bizim Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan yazımızın esas metninde yoktur. Ama Son Havadis tarafından okurlarını kandırmak için ilave edilmiştir. Ne var ki Sayın Savcı bu konuda Son Havadise kapılmış veya Son Havadisten de ileri giderek ilave edilmiş olan bu ibareyi bizim yazımızın esas metninde varmış gibi sunmuştur.

\n

...Dava dosyasında bulunan ajan raporları ve teyp tapeleri de tasdiksiz ve mühürsüzdür. Böylece bütün belgeler tasdiksiz, mühürsüz ve imzasız resmi belge niteliği taşımayan evrak halindedir...

\n

Sayın Yargıçlar,

\n

Bu kadar çürük temeller üstüne yükselen bir bina da çürük olur.

\n

Bunun içindir ki iddianame baştan sona çelişkilerle doludur. Bir gizli ittifakın değil, ittifaksızlığın, gizli bir örgütün değil örgütsüzlüğün manzarası çizilmiştir...

\n

***

\n

Son Havadis gazetesinin yerine yenilerini koyun, teyp tapelerinin yerine ilerlemiş ortam dinleme ve telefon kayıtlarını koyun, ne kadar geliştiğimizi görün.

\n

Karamsarlık İlhan Abiyle ilgili bir yazıya yakışmaz. Onun deyimiyle, insanlık tarihi iyiyle kötünün mücadelesi değil mi? O zaman nerede olursak olalım yılgınlığa kapılmadan yaşamaya, mücadeleye devam...

\n

Miyase İlknurun ellerine sağlık derken, bizlere Nâzım Hikmetten Tevfik Fikrete pek çok portre sunan Orhan Karaveliyi selamlamadan geçemeyeceğim. Karavelinin Kendi Heykelini Yapan Adam adını koyduğu eseri de İlhan Selçuk kitaplarının arasına katıldı.

\n

Nicelerine...

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları