Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Düşişleri Bakanı'nın Ulus Savaşı!
Düşişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi” başlıklı
\n\n\ndemecinin Hürriyet gazetesinde yayımlandığı 17 Eylül Pazartesi günü bu köşenin başlığı şuydu:
\nUlustan Kurtuluş Savaşı!
\nO yazımda 9 Eylül 1922’de zaferle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı’nın 90. yılını bir kez daha anımsatmış, Atatürk’ün sadece savaş kazanan bir komutan olmakla kalmayıp çağın bütün değerlerine açık bir ulus inşasına giriştiğini vurgulamıştım.
\nArdından da sözü bugüne, özellikle eğitimde yaşananlara getirmiş, bambaşka bir savaş verilmekte olduğuna dikkat çekmiştim. Bu savaşın bende yarattığı çağrışımı da başlığa taşımıştım.
\nYazının son bölümünde de sözü dış politikaya getirip içeride-dışarıda dillendirilen bir saptamanın altını çizmiştim:
\n“Türkiye bölgesinde mezhep politikası uyguluyor.”
\nBöyle bir yaklaşımla ne içimizde ne de bölgemizde kalıcı barış kurulamayacağı düşüncemi paylaşmıştım.
\n***
\nAynı gün Davutoğlu, Hürriyet’e şunları söylüyordu:
\n“19. yüzyıl ideolojisi olan ulusçuluk Avrupa’da feodalite ile bölünmüş yapıları bir araya getirip ulus devletleri doğurdu. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları dağıtarak geçici ve suni karşıtlıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldi.”
\nDavutoğlu bu düşüncelerini “Kafanızdaki ‘yeni Türkiye’ Kürt meselesini nasıl çözmüş bir Türkiye olacak?” sorusuna yanıt olarak dile getiriyor. Bakan, hemen sonra, “Ulusçuluk Avrupa’da bütünleşmeyi, bizde bölünmeyi getirdi mi demek istiyorsunuz?” sorusuna şu karşılığı veriyor:
\n“Evet. Bununla hesaplaşma zamanı gelmiştir. Herkesin toplumsal, kültürel kimliği, dili başlı başına insanlık birikimi açısından değerlidir. Ama bu bölünme değil birleşme vasıtası olarak değerlendirilmeli, ortak aidiyet bilincini güçlendirecek şekilde yorumlanmalıdır. İki yüzyıl önce şehirlerimizde iç içe yaşayan Türkler, Ermeniler, Araplar, Rumlar, Arnavutlar ve daha birçok farklı etnik ve dini kimlik, bugün bu organik yapıdan koparılmış durumda. Yeni kopuşlara izin vermememiz gerek.”
\nDavutoğlu’nun her biri çok farklı paragrafların parçası olabilecek bu cümlelerine siyaset bilimcilerinin, uluslararası ilişkiler uzmanlarının söyleyeceği çok şey olmalı.
\nDavutoğlu’nun bu saplantılarından, affedersiniz saptamalarından dış politikamızın yanı sıra yeni iç düzenimizin hangi hayallerin üzerine oturtulmak istendiğini de görüyoruz.
\nBunun adı “yeni Osmanlıcılık” değil “yine Osmanlıcılık”. Zira ortaya yeni bir anlayış, güncelleştirilmiş bir bakış sunulmuyor; nedir sunulan?
\nEfendim 19. yüzyılda ulusçuluk akımı baş gösterene kadar gayet güzel giden düzenimiz, bu kavramın yayılmasıyla bozuldu. O yüzden, ta 19. yüzyıldan kalma ulusçulukla hesaplaşma zamanı geldi.
\nSoralım:
\nUlusçuluk o günlerden kalmaysa, Sayın Bakan’ın özlediği yapı hangi günlerden kalma?
\nDavutoğlu, “hesaplaşma” sözcüğünü iki kez adeta altını çizerek kullandığına göre, ulusçuluğun ömrünü doldurduğu için bir kenara konması değil, bütün yaptıklarının hesabının sorulması gerekli! Yani Bakan, Türkiye Cumhuriyeti niçin kuruldu diye hesap sormak istiyor!
\nSayın Bakan’ın, kültürel zenginliklerin bölünme değil birleştirme aracı olması düşüncesine elbette biz de katılıyoruz. Zaten Cumhuriyeti kuranlar da bu pencereden bakmışlar.
\nAtatürk, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk ulusu denir” tanımını yapıyor. Türk olmayı da şöyle tarif ediyor:
\n“Ne mutlu Türk’üm diyene.”
\nBir başka deyimle, Türk olmayı bir kan bağına indirgemiyor. Bu çerçeve yapıyı benimsemenin yeterli olduğunu söylüyor.
\nAdım adım örülmüş bir ulus devlet, tel tel sökülüyor.
\n***
\nCumhuriyetin 100. yılı hükümetin genel bir hedefi haline geldi. İhracattan eğitime kadar her alanda “2023 hedefleri” oluşturuluyor, kimileri ilan ediliyor.
\nHer şeyi bir tarafa koyalım, salt Davutoğlu’nun demeci ışığında soralım:
\n2023’te hangi Cumhuriyetin, nasıl bir Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız?
\nBu ülkenin kuruluş temellerinin sarsılmasını isteyen herkesi şu sloganı benimsemeye ve gereği için çaba harcamaya çağırıyorum:
\n“100. yıl bizimdir.”
\nElbette çağa göre değişim, gelişim olur ama şu unutulmamalı:
\n“1. yıl varsa 100. yıl vardır.”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!