14 Mayıs seçimlerine giderken önemli bir dönemeç daha aşıldı. Cumhurbaşkanı adaylarından sonra milletvekili adayları da netleşti. Her seçim döneminde Meclis’in yüzde 60’ı yenilenir. Bu konuda geleneğin bozulmadığını söyleyebiliriz.

Tüm partilerin üzerinde birleştiği yöntem, milletvekili adaylarını genel merkezin belirlemesi! Böylesi durumlarda doğal olarak “liste depremi” ya da “sürpriz isimler” diye tanımlanan adaylar olacaktır.

Önümüzdeki birkaç gün bu tartışmalarla geçecek.

Kişiler üzerinden yazılacak çok şey var. Önceliği ufuk turuna verelim. Zira asıl olan geminin rotası, geri kalan sotası!

Bütün beklentimiz rotanın topluma güven veren, milyonları peşinden sürükleyen bir sağlamlıkta olması...

***

Listeler de gösteriyor ki baraj sıfırlandı. Kamuoyu araştırmalarında değil yüzdelerde, bindelerde görünen partiler bile listelere temsilci koyabiliyor.

Tabelayı ve soyadını açık artırmaya çıkardın mı, müşteri bulmak çok zor değil. Bütün mesele işin zamanlaması. Listeler bu konuda başarılı örneklerle dolu.

Baraj sıfırlandı dedik ama bu sıfırlama, yüzde 50’lik cumhurbaşkanlığı barajını aşmak için. Listelere bakınca “Kavgada yumruk sayılmaz” sözünü şu şekilde mırıldanmak geldi içimizden:

Listede düstur aranmaz!

Genel tablo gösteriyor ki seçim Millet İttifakı ile Cumhur İttifakı arasında geçecek. Bu nedenle iki taraf da kendisine burun farkı kadar ilerleme sağlayacak duruma göre hareket ediyor.

AKP listeleri için şunu söylemek mümkün:

Yenilgiye de hazırlanmışlar!

Meclis’te gerektiğinde muhalefeti güçlü yapacak isimler de düşünülmüş. 2018’de yeni sisteme göre hükümet kurulurken şunu demişlerdi:

-Bakanlar Meclis’ten olmayacak. Siyaset yapmayacak. Böylece sadece kendi bakanlığına odaklanacak ve siyasi tartışmaların dışında kalacak.

Öyle mi oldu?

Maşallah bakanlar siyasetin hiç dışına çıkmadılar. Şimdi de Meclis’e girmek üzere bakanlığı da kullanıp seçim siyaseti yapacaklar.

Ahlak bunun neresinde?

Millet İttifakı’nda ise tam bir “Mevlana listesi” hâkim. Mevlana, “Kim olursan ol yine gel” demiş ama ardından da “Şimdi yeni şeyler söylemek lazım” demiş.

İttifaklı mücadele ister istemez karşılıklı ödünü gerektiriyor. Bunun dozu ve yukarıda vurguladığımız gibi ana rotayı etkileme düzeyi önemli.

Önümüzde 33 günlük bir süreç var. Bu zaman diliminde kişilerin değil de hedeflerin öne çıktığı ve halkın buna ikna olduğu bir kampanya bekliyoruz.

***

Listeler sıcaklığını korurken bir gözlemimizi daha paylaşalım. Evdeki hesap çarşıya uymaz sözünü siyasete taşırsak, şöyle diyebiliriz:

Tavandaki hesap tabana uymaz!

Bu seçimlerde ittifaklar çok öne çıktığı için tavan-taban dengesi ayrıca önemli. Bu durumu parti yönetimleri de bildiğinden içlerinden geçenle tabanda kabul gören arasında bir denge kurmaya çalıştılar.

Her seçimin kendi içinde ayrı önemi var. Ancak bu seçim Cumhuriyetin yüzüncü yılına karşılık geliyor.

Cumhur İttifakı, Cumhuriyete hükmetmekle temsil etmek arasında bir denge kuramadı.

Millet İttifakı’ndan beklenti büyük. Beklentiyi büyütmek iyidir ama altında kalmak çok kötüdür. Bütün beklentimiz, değişim bayrağının güçlü taşınacağı bir 33 gün...

Bekliyoruz...