Mustafa Balbay
Mustafa Balbay mustafabalbay35@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürk’ü anmak ve anlamak...

09 Kasım 2023 Perşembe

29 Ekim’de, Cumhuriyetin 100. yılında bir kez daha görüldü ki Mustafa Kemal Atatürk yaptıklarıyla, eserleriyle hâlâ en güncel lider.

Yarın ölümsüzlüğünün 85. yıldönümünde bir kez daha anacağımız dünya lideri için “anlamak” sözcüğünü de kullanmak daha gerçekçi olur. Zira yaşadığımız güncel olaylar, karşı karşıya kaldığımız sorunlar ve çözüm arayışları her seferinde Atatürk’ü ufkumuza koyuyor.

Niçin?

Her şeyden önce Atatürk, insanın, insanlığın en büyük ideali olan “barış”ı devlet adamlığının temeline koydu.

Öyle ki emperyalizmin küresel hedeflerinin bölgemizdeki taşeronluğuna soyunan Yunanistan’ı yendikten sonra aradan daha bir kuşak bile geçmeden Yunanistan’la barış antlaşmaları yaptı. Cumhuriyetin ilanının 10. yıldönümünde Yunanistan lideri Venizelos Ankara’ya davet edilen konukların başındaydı.

Atatürk, kazandığı pek çok zaferle savaşların kahramanıdır ama bir o kadar da barışların kahramanıdır. İşte Gazze’deki vahşet; bir lider çıkıp dünyayı ikna edecek biçimde barışı önceleyemedi!

***

Yazının girişinde “en güncel” tanımını kullandık... İktidar, 29 Ekim’den bir gün önce 28 Ekim günü İstanbul’da Filistin mitingi düzenledi. Başka gün bulamadı! Bunda amacın ne olduğu açıktı; Filistin’de yaşanan vahşet çok şiddetli kınanacak, büyük bir duygu ve tepki yoğunluğu oluşacaktı. Böylece 29 Ekim gölgede kalacaktı.

Öyle olmadı...

Toplumun bütün kesimlerinden gelen 100. yılı kutlama coşkusu her şeyin önüne geçti. İktidar da toplumdan gelen dalganın karşısında direnemedi. 29 Ekim’e saatler kala Saray’dan çağrı yükseldi:

- Herkes evine bayrak assın!

Zaten milyonlarca kişi bayraklarını çoktan aşmıştı. Gazze’de yaşananlar elbette hepimizin, tüm insanlığın ortak acısı. Dünyanın bütün sağduyulu insanları gibi biz de o acıyı yaşıyoruz. Ancak bu dayanışmayı 29 Ekim’in bir gün öncesine almanın anlam önemini hepimiz biliyoruz!

Sonuç olarak 100. yılın coşkusunu iktidar gücü engelleyemediği gibi, coşku bu gücü de kapsama alanına kattı.

Millet, devleti peşine takarak 100. yılı kutladı.

Millet, devlete varlık nedenini anımsattı.

Millet, değil 7’den 70’e, 2’den 82’ye kadar Anıtkabir’deydi. O günkü gözlemlerimizi “Y-Anıtkabir” başlığı ile kaleme almıştık. Bize ulaşan pek çok mesaj, duygu ve insan selini betimliyordu. Biz doğal olarak o gün Anıtkabir’e 10-15 koldan akan insanların bir bölümünü görebilmiştik. Başkentte 29 Ekim için asılan bayrakların 10 Kasım’la birleştiğini görüyoruz. 29 Ekim gösterdi ki Anıtkabir, 10 Kasım’da da en çok kalbin attığı yer olacak.

İnsanlar Anıtkabir’e yas tutmak için değil, Atatürk’ün hâlâ yaşayan bir lider olduğunu göstermek için koşacak.

***

İktidara, iktidar çevrelerine bir çağrımız var... Artık Atatürk’ü unutturamayacağınızı gördünüz, yaşadınız. 

10 Kasım’larda ülkeyi terk etmekle bu milletin Atatürk’ü terk etmeyeceğini de bir nebze olsun anlamış olmanız gerekir. Gelin anmanın da bir adım ötesine geçerek, anlamayı deneyin!

Deneyin, anlayacaksınız ki onun karşısına koymaya girişeceğiniz hiçbir şey tutmayacak. Her şey bir yana akıl ve bilim inkâr edilerek ne kadar yol alınabilir, sorusunu sorun kendinize!

Deneyin, göreceksiniz ki milletleri millet yapan bütün temel değerler Atatürk’ün de kaygısı olmuş!

Son bir anımsatma... Sanmayın ki 29 Ekim 2023’ün bitmesiyle birlikte 100. yıl da geride kaldı. 

Tam tersine 100. yıl geçmişi bilmek, bugünü anlamak ve geleceği kurmak için yeni bir başlangıç!

En son not... Acaba Atatürk’ü sadece anmak değil, anlamak gerektiğini bütün Atatürkçülere de mi önersek!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Umut ve mücadele! 21 Kasım 2024
Yine yeniden BOP! 20 Kasım 2024
Çekin elinizi! 19 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları