Mümtaz Soysal

Netasızlık

21 Eylül 2008 Pazar

BANDIRMADA batan vapura ilişkin olarak, kimsenin günahına girmeden, önceki benzer kazaların ışığında bazı varsayımlar sıralanabilir.

Büyük olasılıkla ro-ro gemisine alınan bütün araçların çelik tellerle belirli yerlere kancalanması gerekirken, belki bunda bir hata yapılmıştır, ya da bu önlem yerine getirilirken birileri Korkma ağbi, bir şey olmazdiyerek görevliyi ihmale sürüklemiştir. Gemiler limanlara girip çıkarken yavaş seyrettiklerine göre, koca vapur biraz çalkantı ya da ölü denizde yalpaya düşmüş ve yerlerinden kayan kamyonlar bir yana yığılıp denge bozulmuş olabilir.

Ülkedeki birçok kazanın gerisinde bu Korkma ağbi, bir şey olmazcılık yatmıyor mu? İsterseniz, yola gidenlerimizi her şeyi neta etmekten alıkoyan bu yaygın kusurumuza, sözcüklerin başharfleriyle, KABŞO hastalığı da diyebiliriz.

Klasik örnekler, aşırı yüklenip keskin dönemeçte devrilen kamyonlar ya da kabak lastikle otoyola çıkıp sert frende kayan otomobillerdir.

Aslında, ticaretten politikaya, mühendislikten diplomasiye kadar her işte herkese musallat olabilen bir hastalık bu. Teslimat sözleşmesinde bir bityeniği, seçim öncesi verilen sözde kuşku uyandıran bir vaat, inşaatın statik hesaplarında bir ufak yanlış, devletler arası antlaşmada belirsiz bir sözcük üzerinde durduğunuz zaman birileri size, Korkma ağbi, bir şey olmaz diyerek zaten…”le başlar ve işaret ettiğiniz kötü olasılığı hafifletmeye ya da yok etmeye kalkışırsa, tam tersine pür dikkat kesilip daha derin düşünerek gereken önlemi almalısınız. Kabşocuların eminliği sizi yanıltmamalı.

Böyle bir yaklaşımın insanı gereksiz kuşkuculuğa, kısır hareketsizliğe, sünepe cesaretsizliğe iteceğini söyleyenler elbet çıkacaktır. Ama bu çeşit akıbetlerden çekinip çekinmemeniz, yapılan işin niteliğine bağlıdır. Bir rulet masasında kumar oynuyorsanız, içinizden geldiği kadar gözü kara, kendinizden emin ve cesur olabilirsiniz. Ama yaptığınız iş çoluk çocuğunuzu, size inananları, bütün bir topluluğu, ülkeyi ve devleti ilgilendiriyorsa, hele onlara zarar verecekse, davranışınızın başka türlü olması gerekmez mi?

Başka ülkelerin tarihlerinden örnekler aramaya gerek yok; bu ulusun yakın tarihinde de hesaplı, ihtiyatlı ve özellikle de netacı davranmanın ya da davranmayışın örnekleri saymakla bitmez. Tarihte kumar da var, netacılık da; ama, kazanan, daha çok, netacılık olmuştur.

Çılgın Türklerin İstiklal Harbi, kuşkusuz, müthiş özveriler ve canını hiçe saymalarla doludur. Ama, Mustafa Kemalin Büyük Taarruz öncesi, bütün eleştirileri, gecikme suçlamalarını göze alıp her şeyi neta etmeden 26 Ağustosa gelmeyişi ilginç değil mi? Milletin erkekliğini öldürdü denen İnönü, Churchillin dolduruşuna gelerek yalap şalap hazırlıklarla savaşa girseydi sonuç ne olurdu? Enver Paşanın Palandöken macerası unutulur mu?

mumtazsoysal@gmail.com



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları