Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Netasızlık
BANDIRMA’DA batan vapura ilişkin olarak, kimsenin günahına girmeden, önceki benzer kazaların ışığında bazı varsayımlar sıralanabilir.
Büyük olasılıkla ro-ro gemisine alınan bütün araçların çelik tellerle belirli yerlere kancalanması gerekirken, belki bunda bir hata yapılmıştır, ya da bu önlem yerine getirilirken birileri “Korkma ağbi, bir şey olmaz” diyerek görevliyi ihmale sürüklemiştir. Gemiler limanlara girip çıkarken yavaş seyrettiklerine göre, koca vapur biraz çalkantı ya da “ölü deniz”de yalpaya düşmüş ve yerlerinden kayan kamyonlar bir yana yığılıp denge bozulmuş olabilir.
Ülkedeki birçok kazanın gerisinde bu “Korkma ağbi, bir şey olmaz”cılık yatmıyor mu? İsterseniz, yola gidenlerimizi her şeyi “neta” etmekten alıkoyan bu yaygın kusurumuza, sözcüklerin başharfleriyle, KABŞO hastalığı da diyebiliriz.
Klasik örnekler, aşırı yüklenip keskin dönemeçte devrilen kamyonlar ya da kabak lastikle otoyola çıkıp sert frende kayan otomobillerdir.
Aslında, ticaretten politikaya, mühendislikten diplomasiye kadar her işte herkese musallat olabilen bir hastalık bu. Teslimat sözleşmesinde bir bityeniği, seçim öncesi verilen sözde kuşku uyandıran bir vaat, inşaatın statik hesaplarında bir ufak yanlış, devletler arası antlaşmada belirsiz bir sözcük üzerinde durduğunuz zaman birileri size, “Korkma ağbi, bir şey olmaz” diyerek “zaten…”le başlar ve işaret ettiğiniz kötü olasılığı hafifletmeye ya da yok etmeye kalkışırsa, tam tersine “pür dikkat” kesilip daha derin düşünerek gereken önlemi almalısınız. Kabşo’cuların eminliği sizi yanıltmamalı.
Böyle bir yaklaşımın insanı gereksiz kuşkuculuğa, kısır hareketsizliğe, sünepe cesaretsizliğe iteceğini söyleyenler elbet çıkacaktır. Ama bu çeşit akıbetlerden çekinip çekinmemeniz, yapılan işin niteliğine bağlıdır. Bir rulet masasında kumar oynuyorsanız, içinizden geldiği kadar gözü kara, kendinizden emin ve cesur olabilirsiniz. Ama yaptığınız iş çoluk çocuğunuzu, size inananları, bütün bir topluluğu, ülkeyi ve devleti ilgilendiriyorsa, hele onlara zarar verecekse, davranışınızın başka türlü olması gerekmez mi?
Başka ülkelerin tarihlerinden örnekler aramaya gerek yok; bu ulusun yakın tarihinde de hesaplı, ihtiyatlı ve özellikle de “netacı” davranmanın ya da davranmayışın örnekleri saymakla bitmez. Tarihte kumar da var, netacılık da; ama, kazanan, daha çok, netacılık olmuştur.
“Çılgın Türkler”in “İstiklal Harbi”, kuşkusuz, müthiş özveriler ve canını hiçe saymalarla doludur. Ama, Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz öncesi, bütün eleştirileri, gecikme suçlamalarını göze alıp her şeyi neta etmeden 26 Ağustos’a gelmeyişi ilginç değil mi? “Milletin erkekliğini öldürdü” denen İnönü, Churchill’in dolduruşuna gelerek yalap şalap hazırlıklarla savaşa girseydi sonuç ne olurdu? Enver Paşa’nın Palandöken macerası unutulur mu?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- Yıkılması gerekiyor!