Mikronezya’daki Yol Partisi istibdadının işlerini yola koyan Yol inancı pratik bir din ve tanrısı Ol, anlayışlı bir ilahtı. Kutsal broşürdeki “tevbe ayeti”, günah çıkaran müminlere kutsal damacanadan üç yudum Ulu Çoban sidiği içip arındıktan sonra yeniden günah işleme olanağı sağlıyordu. 

Arındıran sidik tabii ki Muktedir Makropiç’in idrarı olup, adada yapılıp da içeriğinde sahte katkı maddesi bulunmayan tek üründü. Çünkü Ulu Çoban’ın da bol sıvı tüketerek detoks yapmasına yarıyordu. 

Muktedir Makropiç, “cima ayeti”yle ada ahalisine caiz kılınan canlı cansız her şeyle seks zevkini, Saray efradına yasaklamıştı. Çelişkiye bakın ki Betonit Saray ahalisi de cima yasağını gizli gizli delmekte yarışıyor; sonra yasağı koyan Ulu Çoban’ın sidiğinden üç yudum içip tekrar delmeye dönüyordu. 

Betonit nüfus, saraya en yakın Kel Tepe’deki Yol Geçen Mabedi’ne kayıtlıydı. Cima yasağını kimin kiminle deldiğini bilmek istemeyen yaşlı papazla da şifreli bir günah çıkartma üzerinde anlaşmışlardı. Papaz “Eşikte kaydım” diyenin derdini anlıyor, üç yudum kutsal sidik içirip pirüpak salıyordu.

Günlerden bir gün, yaşlı papaz Tanrı Ol’a kavuştu. İmaniyet İşleri Reisi Alyoşa Ersaltz, Yol Geçen Mabedi’ne genç rahipler arasından iman gücüyle sivrilen Olmaz Olsun’u papaz atadı.

Papaz Olmaz Olsun’un Saray ahalisinin cima şifresinden tabii ki haberi yoktu. Uzunca bir süre Betonit Saray’dan gelip “Eşikten kaydım” diye tevbe sidiği isteyen günahkâr sayısına şaşırdıktan sonra; İmaniyet İşleri Reisi’yle görüşmeye gitti. 

Karşısına çıkıp “Reis Hazretleri, Yol Geçen Mabedi’nin eşiğinde bir dengesizlik var” dedi. “Müminler arasında kayan kayana. Tamir ettirmek mümkün mü acaba?”

Şahsı da Betonit Saray mensubu olup şifreyi bilen Alyoşa Ersaltz’ı bir gülme krizi tuttu. Katıla katıla gülüyor, gözlerinden yaşlar geliyordu. 

Genç Papaz Olmaz Olsun, hem gücendi hem de kızdı:

“Gülüyorsunuz ama geçen hafta sizin zevce de üç kere kaymış!”