Köprüye Girmeden Son Çıkış

04 Ağustos 2014 Pazartesi

Bilmediğiniz bir yere giderken en çok korktuğumuz şey girişi kaçırmaktır. O noktayı kaçırdığınızı da artık Tekirdağ veya İzmit levhasını gördüğünüzde anlarsınız. O andan sonra kendinize saydıra saydıra da geriye dönecek bir nokta arar durursunuz. Hayatınızda verdiğiniz kararların yanlışlığından da acaba kolay bir geri dönüş noktası bulabilir misiniz?
Yanlış bir okul tercihi ile istemediğiniz bir üniversiteye girdiğinizde en yakın yol, o seneyi yakmak ve kazanma umudu ile bir sonraki sene başka üniversiteye girmektir. Bunu yapanların oranı yaklaşık yüzde 10 civarındaymış. Bir kısmı da yanlış olduğunu bildiği halde otobandan çıkıncaya kadar beklemek zorunda kalacaktır.
Yanlış erkeğe veya kadına âşık olduğunuzda aslında hayat, bu hatayı anlamanız için size o kadar çok fırsat sunar ki… Ama muhtemelen bütün kırmızı ışıkları, o an yeşil ışık gibi görerek geçersiniz. Sonra bir gün, o evlilik kararını alır ve nikâh memurunun karşısına geçersiniz. Göz ardı edilemeyecek büyük bir orandaki kişiler, evlilikten bir gece öncesinden başlamak üzere masaya gelinceye kadar hep “hayır” demek istiyormuş. Ama bu son çıkıştan önce bunu başarabilen yalnızca yüzde 1’lik bir dilim. İlk sene boşananlara baktığınızda bu oran ikili basamaklara kadar çıkabiliyor. Yani çoğunluk son çıkışı kaçırıyor.
İş tercihleriniz, arkadaş seçimleriniz, araba beğenmeniz gibi yüzlerce yaptığınız seçimleri bir bir isterseniz önünüze koyun ve sonra tekrar değerlendirin. Yaptırıp gitmediğiniz spor üyeliklerini, alıp da giymediğiniz ayakkabıları ve çantaları bir düşünün isterseniz?
Hayat, her zaman bizlere otobana girmeden önce ışıklı levhalarla son benzinciyi veya son çıkış noktası olduğunu hatırlatmaz ya da göstermez. Bu nedenle de yaptıklarınızın bedelini bir sonraki çıkış noktasına varana kadar bekleyerek, sabrederek ödemek zorunda kalırsınız. Benim ilginç bir demokrasi tarifim vardır: “Demokrasi yaptığın seçimlerin ve kararların sonuçlarına katlandığın bir yönetim biçimidir.” Bu tariften de anlaşılacağı üzere Türkiye’de her dört yılda bir tekrarlanan milletvekili seçimleri ve beş yılda bir tekrarlanacak belediye, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimsenin ağlamaya hakkı yoktur. Şimdi önümüze bir seçim daha geldi ve sanırım hâlâ kafası karışık arkadaşlarımız var. Bazı arkadaşlar bu kafası karışıklar yüzünden kendi seçimlerinin de hep başarısız olduğunu söylüyorlar.
Hatırlayanlar bilir referandumda Yetmez ama evet”çiler diye bir grup arkadaş vardı. Bu arkadaşlarında desteği ile sonuç olumlu çıktı. Şimdi bu arkadaşlar etrafta, “biz ne yaptık” diye dövünüyorlarmış. Haklı olarak birçok kişide bu durumda olanlara, “sizin kararsızlığınız, bizleri de dibe çekiyor” diyorlar.
Önümüzde ilk defa oylarınızla seçeceğiniz bir cumhurbaşkanı seçimi var. Benim yazılarım pazartesi günleri olduğundan sizlere son çıkış uyarısı yapmak için başka bir fırsatım da olmayacak. Bu nedenle erken bir seçim uyarısı yapmak istiyorum. Seçim sandığınıza gitmediğinizde, oyunuzu karşı adaya atmış olacağınızı unutmayın. Kararsız kalıp geçersiz oy kullandığınızda oyunuzu karşı adaya attığınızı unutmayın. Bunun sizin için son uyarı olduğunu ve beş sene boyunca otobandan başka bir çıkış yolu olmadığını unutmayın. Yalnızca temsili bir cumhurbaşkanı seçmediğinizi, şu anki yetkileri ile sistemi muhafaza edebileceğini unutmayın.
Bu cumhurbaşkanlığı seçiminden önceki son çıkış noktası ve unutmayın ki; seçimi yine kafası karışıklar belirleyecek. Sizin oyunuzun da boşa gitmesini istemiyorsanız, en azından etrafınızda kafası karışık olan bir arkadaşınızı ikna etmeye çalışın. Unutmayın ki; onun seçimi, sizin de seçiminiz olacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları