Mehmet Ali Güller

İsrail’in İran’ı vurmasının 4 nedeni

06 Nisan 2024 Cumartesi

İsrail’in Şam’da İran konsolosluğunu vurması, “uluslararası hukukun ihlali” düzleminde değil, ancak “terör” düzleminde ele alınabilir. Çünkü İsrail’in ikinci bir ülkenin topraklarında üçüncü bir ülkenin diplomatik temsilciliğini hedef alması, bir devlet terörüdür.

Kuşkusuz İsrail son tahlilde bir terör devletidir. İsrail 1948’de kurulurken devlet aygıtı ve mekanizmaları, Haganah ve Irgun terör örgütlerinin üzerinde inşa olmuştu. Bu iki terör örgütü, sadece ordunun, güvenlik ve istihbarat mekanizmalarının kökü değil, sonrasında İsrail’de hükümetleri kuran iki partinin de kökü durumundaydı.

Birkaç örnek verecek olursak: İzak Rabin, Ariel Şaron, Moşe Dayan gibi isimler Haganah üyesiydi. Bugün Gazze’de soykırım uygulayan resmi “İsrail Savunma Kuvvetleri”, Haganah’ın devamıdır. Haganah’dan ayrılanların kurduğu Irgun ise Kral David Oteli’nin bombalanması ve Deir Yassin katliamı gibi terör eylemlerine imza atmış bir örgüttü. İsrail siyasetinin önde gelen partilerinden Likud’un çekirdeğini oluşturan Herut, Irgun’un devamıydı.

NETANYAHU ABD İÇİNDE GEDİK AÇMA PEŞİNDE

Peki İsrail Suriye topraklarında neden İran’ı hedef aldı? Meselenin İsrail açısından, daha doğrusu Netanyahu açısından birkaç boyutu olduğu anlaşılıyor:

1) Gazze’de işler İsrail hükümetinin istediği gibi ilerlemiyor. ABD Refah için çizgi çekti. Dahası Biden açık açık Netanyahu’dan rahatsızlığını dile getiriyor. Hatta ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, İsrail’de başka bir hükümeti olası gördüğünü rapor etti. Diğer yandan Biden, Netanyahu yerine savaş kabinesinin önemli isimlerinden Gantz ile çalışmaya başladı. Kısacası Netanyahu hükümeti topun ağzında. İsrailliler istifasını, Gantz ise erken seçim istiyor.

Netanyahu İran’ı vurarak bu sıkışmışlığını iki yönlü açmaya çalışıyor: İran karşısında hem içeride hem de dışarıda etrafında kenetlenme sağlayarak siyasi pozisyonunu sağlama almaya çalışıyor. İran’ın sahaya çekilmesi durumunda, Netanyahu ABD içinde de bir kırılma yaşanacağını, İran karşıtlarının ve İsrail yanlılarının Biden’ı sıkıştıracağını, bunun da üzerindeki Biden basıncını hafifleteceğini hesaplıyor.

İSRAİL, GOLAN'DAKİ MEVZİSİNİ KORUMA PEŞİNDE

2) İsrail, İran’ı hedef alarak, “direniş eksenine” karşı bölgede hamle üstünlüğü kazanmaya çalışıyor. 3H’ye, yani Hamas, Hizbullah ve Husilere, İran’ı vurarak mesaj veriyor.

3) İsrail, Şam’da İran konsolosluğunu vurarak Suriye topraklarındaki pozisyonunu da korumaya çalışıyor. Zira Gazze’deki durum, İsrail’i istemediği şekilde Golan’da da zor durumda bırakabilir. Nitekim Rusya’nın bu bölgede bir karakol kurması, İsrail açısından istenmeyen bir durum oluşturdu.

Tel Aviv yönetimi işte bu nedenle Suriye topraklarına saldırılar düzenleyerek ve İran’ı hedef alarak, Golan’daki pozisyonunu sağlama almak istiyor.

İSRAİL, ABD'NİN ÇEKİLMESİNİ ÖNLEMEYE ÇALIŞIYOR

4) İsrail ve Ortadoğu uzmanlarının üzerinde en çok durdukları olasılık ise İsrail’in İran’ı hedef alarak ABD’yi bölgeye çekmeye çalıştığı şeklinde...

Kuşkusuz ABD varlığının Ortadoğu’da artması, İsrail’in güvenliğine kalkan oluşturması demek. Ancak ABD’nin Ortadoğu’da kuvvet artırmaya niyeti yok. Nitekim ABD’li yetkililer, İsrail’in saldırısının ardından İranlı yetkililere “İlgimiz yok” mesajı gönderdiler.

Çünkü İsrail ABD’yi Ortadoğu’ya çekmeye çalışsa da ABD’nin buna gücü ve niyeti yok; birkaç cephede birden savaşıyor ve hepsine yetişemiyor. O nedenle 7 Ekim’den hemen sonra açık açık “savaşın bölgeselleşmesini” istemediğini bölgedeki aktörlere bildirmişti.

Tersine bugün ABD’nin başında Irak ve Suriye’nin kuzeyinden çekilmeye zorlanmak sorunu var. Irak hükümeti açık açık “Topraklarımdan çık” dedi ve IŞİD Karşıtı Koalisyonun geleceği müzakere ediliyor. Irak’tan çıkan bir ABD’nin ise Suriye’de kalabilmesi pek olası görünmüyor.

İşte İsrail ABD’nin Irak-Suriye hattından çekilmesini “direniş ekseninin” zaferi olarak görüyor. O nedenle Suriye’de ve Irak’ta İran’ı hedef alarak aslında ABD’nin yeni kuvvet getirmesini değil, mevcut kuvvetini götürmesini önlemeye çalışıyor.




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları