Leyla Tavşanoğlu

Maltepe’ye Noel tatili

28 Aralık 2014 Pazar

CHP’li Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç bir ‘ilke’ daha imza attı

Almanya’da yaşadığım yıllarda göçmen, azınlık olmanın ne anlama geldiğini öğrendim. On kişi de olsa ibadetlerini kendi kiliselerinde yapmak istiyorlarsa benim belediye başkanı olarak onlara o hizmeti götürmem gerekiyor. 

Cemevini de ibadethane olarak kabul ettik. Eğer Alevi “Burası benim ibadethanem” diyorsa benim “Hayır, olmaz. Senin ibadethanen burasıdır” deme hakkım olmaz. Alevi kardeşlerimiz için kutsal Muharrem ayının son gününü de tatil ilan ettik. 

 

İstanbul, Maltepe’nin Belediye Başkanı Ali Kılıç Almanya’da yetişmiş bir siyasetçi. Göçmen işçi olarak 1980’de Almanya’ya giden bir ailenin çocuğu olan Ali Kılıç ilk siyaset deneyimlerini de Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) gençlik kolları bünyesinde yaşamış. Uzun yıllar gazetecilik yapmış. Almanya yıllarında çok genç yaşlarda Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu, Türk-Alman Dostluk Vakfı kurucu başkanlığı gibi önemli görevlerde hep “ilk”lere imza atmış. Şimdi de Maltepe Belediye Başkanı olarak Türkiye’de bir “ilk”i gerçekleştirerek İslamcıların yoğun aleyhte propagandasına rağmen Hıristiyan âleminin çok önemli yortusu Noel’i tatil ilan ediyor.
- Almanya’da yaşadığınız dönemde siyasi deneyimlerinizi, bir de Deniz Feneri davasına nasıl müdahil olduğunuzu anlatır mısınız? 
A. K. - Daha çok genç yaştayken SPD içinde bir tanıdığım beni partinin gençlik kollarına soktu. O sırada SPD genel başkanı, Federal Almanya’nın unutulmaz başbakanlarından Willy Brandt’dı. SPD içinde aldığım siyasi eğitimle, “Ne ezen ne ezilen, insanca, hakça düzen” ilkesinin ülkemde egemen olması için Türkiye’ye taşıdım.
Hep sivil toplum kuruluşları içinde etkin çalışmalarım oldu. Yakın geçmişte Türkiye ve dünyada geniş yankı bulan yüzyılın soygunu davası olarak bilinen Deniz Feneri davasının takipçisi oldum. Almanya’da görülen davayı Türkiye’nin gündemine taşıyarak ülkemizdeki uzantılarına ulaşılması için kamuoyu oluşturulmasına katkıda bulundum.

Lokum ve oryantal algısı
- Almanya’da yaşadığınız yıllarda özellikle Türk-Alman Dostluk Federasyonu’nun başkanı olduğunuz dönemde Türk kültürünü doğru tanıtma adına pek çok çalışma yaptığınızı biliyorum. Bunları anlatır mısınız?
A. K. - Almanya’da 1960’lı, 1970’li yıllarda Almanya’da Türk kültürüyle ilgili garip bir algı vardı. Türk denilince akla lokum ve oryantal geliyordu. Ben arkadaşlarımla birlikte bu algıyı kırmaya çalıştım. Sanatçılarımızı tanıtmaya, turneler, konserler düzenlemeye özen gösterdik. Fazıl Say’a Münih Gastarbeiter (Göçmen İşçi) Filarmoni Salonu’nda üç gün üst üste konserler verdirdik. Hele bir konserinin son on beş dakikasını Âşık Veysel’e ayırması çok önemliydi. 10 binin üzerinde insan izledi. İçlerinde birkaç yüz Türk vardı. Öbürlerinin hepsi Almandı. Hanefi Yeter, İsmail Çoban isimli ressamlarımızı daha fazla tanıtmak için etkinlikler düzenledik.
Almanya’nın Solingen kentinde 29 Mayıs 1993’te dört aşırı sağcı Alman, göçmen işçi Genç ailesinin evini kundaklamış, olayda ailenin beş bireyi hayatını kaybetmişti. Federasyonumuz ailenin hayatta kalan bireylerinden de onay alarak 29 Mayıs tarihini Türk- Alman Dostluk Günü ilan etti.
Sanıyorum çalışmalarımız istediğimiz sonuçları da verdi. Türk kültürü denilince Almanya’da artık lokum ve oryantal algısı ortadan kalktı.


Dayatan değil danışan belediye başkanı

Halkla sohbetler benim için yararlı oldu. Gerçek sorunları sadece belediye personelinden değil vatandaşın kendi ağzından dinlemek önemli.

- Siz Maltepe ilçesinde, Hıristiyan âleminde İsa peygamberin doğum günü olarak kutlanan Noel’i Şeker ve Kurban Bayramı gibi bayram, hatta Noel günü olan 25 Aralık’ı tatil ilan ettiniz. Bununla da yetinmeyip Maltepe Meydanı’na dev bir Noel çamı diktiniz. Bildiğim kadarıyla bunu yapan ilk belediye başkanısınız. İslamcılardan da epeyce tepki aldınız. Noel’i bayram ilan etmekteki amacınız neydi?
A.K. - Öncelikle, ben sabah saat beşte kalkıyorum. Sabah namazında camiden çıkan cemaate çay ocağı açtırıyoruz, sıcak çorba götürüyoruz. Cemaatle sohbet ediyorum. Altı buçuk gibi mahalleliyi topluyorum. Dört yüz-beş yüz kişi toplanıyor. Yaklaşık iki buçuk saat kadar onlarla konuşuyorum. İsteklerini, eleştirilerini dinliyorum.
Bu sohbetler benim için öğretici '6Fldu. Gerçek sorunları sadece belediyede çalışan personelden öğrenmek değil, vatandaşın kendi ağzından dinlemek önemli. Her şeyden önce de dayatan değil, danışan bir belediye başkanı olmayı hedefliyorum.
Buradan sorunuzun cevabına geleyim. Anadolu bütün inançların, kültürlerin yaşadığı bir harita. İstanbul bütün inançların, kültürlerin, imparatorlukların başkenti. Maltepe’de seksen küsur camimiz, cemevimiz, bir de küçük, çok güzel bir Protestan kilisemiz var. Bütün bunları tek tek dolaştım. Sorunlarını tespit ettim. Camilerin eksikliklerini giderdik. Cemeviyle ilgili çalışmamızı sürdürüyoruz. Kilisede de ufak tefek düzenlemeler yaptık. Örneğin yaşlıların merdivenlerden çıkamadıkları söylendi. Onlar için hemen bir asansör yaptırdık.

Farklı kültürlerin beraberliği
- Peki, Almanya’da uzun yıllar yaşamış olmanız sizin farklı kültürleri bir araya getirme düşüncenizde etkili oldu mu?
A.K. - Olmaz olur mu? Almanya’da yaşadığım yıllarda göçmen, azınlık olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Hatta Almanya’da ’80’li yıllarda mescit bulamadıkları için bodrum katlarını ibadetleri için mescit olarak kullanan Türklerle tanıştım. Onlara yardımcı olmaya çalıştık.
Burada da aynı. On kişi de olsa ibadetlerini kendi kiliselerinde yapmak istiyorlarsa benim hem insan hem belediye başkanı olarak onlara o hizmeti götürmem gerekiyor. Ramazanda 18 mahallede her gün bir başka sokakta iftar sofraları kurduk. Ramazan Bayramı da Müslümanlar için çok kutsal. Aynı şey, Hıristiyanlar için 25 Aralık çok önemli. O günün özellikle belediyede çalışan personelimiz için tatil olması gerektiğini düşündüm. Üç, beş, on kişidir. Fark etmez. Kendi bayramlarında tatil yapmalarına olanak tanıdık.
Öte yandan cemevini de ibadethane olarak kabul ettik. Eğer Alevi, “Burası benim ibadethanem” diyorsa benim “Hayır olmaz. Senin ibadethanen burasıdır” deme hakkım yoktur. Böylece Muharrem ayının son günü de Alevi kardeşlerimiz için çok önemli olduğu için onu da belediyece resmi tatil ilan ettik.
Azınlık kardeşlerimizden de talep geldiği takdirde kendi bayramlarında onları izinli sayacağız. İbadetini kendi dini inancına uygun yerde yapacak.

Anadolu Yakası’nın ilk fuar alanı
- Sizin bir de Maltepe’yi fuar merkezi yapma projeniz var...
A. K. - Maltepe’nin önemli bir sorunu işsizlik. Türkiye genelinde yüzde 10-11 ama Maltepe sınırları içinde yüzde 14’ü buluyor. Bir de kentsel dönüşüm projesini hayata geçiriyoruz. Şu anda ilçe nüfusu 500 bin dolayında. Sanıyorum bu 800 bin civarına çıkacak.
Burası turistik bir ilçe olmadığı için turist çekemiyoruz. Sanayi ilçesi olmadığı için sanayici yatırım yapmıyor. Sürekli konutun yapılıp satıldığı bir ilçe. Uzun vadeli baktığımızda sıkıntılar daha ağırlaşacak, işsizlik artacak; güvenlik, uyuşturucu, eğitim, altyapı sorunu ortaya çıkacak. Arkadaşlarımızla bir proje hazırladık. Maltepe’de uluslararası bir fuar, kongre ve yaşam merkezi kurmak istiyoruz. Ama bu sadece Maltepe’ye hizmet etmeyecek. Anadolu Yakası’ndaki bütün ilçelere hizmet verecek. Hatta bu Bolu’ya kadar dayanacak.
Bizim İstanbul’daki iki fuar alanımız da Avrupa Yakası’nda. İkisinin kapasitesi 100 bin metrekarenin altında. Bizim amacımız Maltepe’de 200 bin metrekare kapalı alan olması. Onun yanında dört bin kişiye kadar kapasiteli uluslararası bir kongre merkezi de yapmak istiyoruz. Çünkü Anadolu Yakası’nda bir kongre merkezimiz de yok. Buna ek olarak bir de golf sahası açacağız. Böylece fuara, kongrelere katılacakların sadece o etkinliklere katılıp daha sonra hemen gitmemelerini, biraz daha burada kalmalarını sağlamak; onların golf oynamaları, burada kaldıkları sürece tekne turlarına çıkmaları, Boğaz’ı gezmeleri, İstanbul’un, ülkemin kazanması. Bu projeyi bir Türkiye projesine dönüştürmek istiyoruz.

Projeye hükümet desteği gerekli 
- Projeyle kaç kişiye istihdam sağlanabilecek?
A.K. - Arkadaşlarım altyapı çalışmalarını hazırlıyorlar. Projenin tamamlanmasından sonra yaklaşık 24 bin kişiye iş imkânı sağlanacak. Böylece istihdam sorununu temelden çözmeyi hedefliyoruz. Bu projeden amaç önümüzdeki beş yılı değil en az elli yılı planlamak.
Dünya fuarları sektöründe Türkiye’nin payı yüzde bir değil, binde bir. Avrupa’yla Asya arasında köprü görevi yapan Türkiye gibi bir ülkede ne yazık ki fuar sektörü çok zayıf. Daha proje aşamasında Alman fuar yöneticileriyle görüşmeler yaptık. Onları partner olarak ikna ettik. Geldiler, alanda araştırmalar, analizler yaptılar. Bu çalışmalara Türkiye’de uzman olan arkadaşlarımız da katıldı.
Sonunda, bunun Maltepe Belediyesi’nin fikri olduğunu ama Maltepe Belediyesi’nin bunu yapmak zorunda olmadığı, bunu Türkiye’deki yatırımcıların yapması fikri gelişti. Bu Türkiye projesine dönüştüğü takdirde sonuçta Türk ekonomisi kazanacak.
Avrupa Yakası’ndaki her iki fuar alanı da dolu olduğu için bu yılki inşaat malzemeleri fuarını Türkiye Mısır’a kaptırdı. Avrupalı yatırımcılarla konuşuyorum. “Biz Ortadoğu ve Asya’ya yatırım yapamıyoruz. Çünkü oraları kaynayan kazan” diyorlar. Asyalı işadamları Avrupa ülkelerinin vize uygulaması yüzünden oralardaki fuarlara katılmak istemediklerini söylüyorlar. Bu durumda hem Avrupalı hem Asyalı işadamı için İstanbul tam merkez.
- Bu durumda Maltepe Belediyesi olarak bu projeyi Ankara’nın “olur”u olmadan yaptırabilecek misiniz?
A.K. - Bu projenin gerçekleşmesinde belirleyici olan Ankara’dır. Gerekli desteği verirlerse gerçekleşir. Ben o desteği vereceklerinden kuşku duymuyorum. Anadolu Yakası’nda bir ilk olacak bu proje hem işsizlik sorunumuzu çözer hem de Türk ekonomisine katkı sağlar.

PORTRE 
ALİ KILIÇ 
Tunceli, Pülümür, 1964 doğumlu. Ailesiyle birlikte 1980’de Almanya’ya gitti. Uzun yıllar gazetecilik yaptı. Romanya, Afganistan ve Yugoslavya savaşlarını izledi. Bosna katliamlarını duyuran ilk gazetecilerden biri oldu. Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu genel başkanlığını yürüttü. Türk-Alman Dostluk Federasyonu kurucu başkanı olarak yabancı düşmanlığı ve ırkçılığa karşı toplumsal mücadeleyi örgütledi. Federal Almanya’nın eski başbakanlarından Willy Brandt’ın genel başkanlığı döneminde Alman Sosyal Demokrat Partisi gençlik kollarında siyasete atıldı. CHP’den milletvekili adayı oldu. MYK üyeliği ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanlığını yaptı. CHP’nin Yurtdışı Örgütlenme Koordinatörlüğü’nü üstlendi. 30 Mart yerel seçimlerinde Maltepe Belediye Başkanı seçildi.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tedavi olsunlar 1 Mart 2015

Günün Köşe Yazıları