Leyla Tavşanoğlu

'AKP Türkiye'yi dönüştürüyor'

24 Şubat 2012 Cuma

Yılların siyasetçisi, hukukçu Hüsamettin Cindoruk’la ülkenin zirvesindeki çekişmeleri, yaşanan kaosu konuşuyoruz. Cindoruk, AKP hükümetinin kendi hedeflerine ulaşmak için Türkiye’yi dönüştürme çabası içinde olduğuna dikkat çekiyor; son icraatlarıyla da Milli Görüş gömleğini hiçbir zaman çıkarmadığı gerçeğinin ortaya çıktığını söylüyor.

- Siyasetteki bu son olaylar sizce neyin göstergesi?


CİNDORUK - Ben hadiseye daha yukarıdan bakıyorum. AKP yapı değiştiriyor. Giderek muhafazakâr bir demokrat parti olmaktan çıkıyor. Müslüman Kardeşler ya da İhvan dediğimiz bir parti niteliğini alıyor. AKP aslında vesayet rejimine karşı olduğunu söylüyordu. Cumhuriyet kanunlarının, Cumhuriyetin anayasasının kendilerini sıktığını, dışladığını ifade ediyorlardı. Kuruluş aşamasında daima demokrasiyi özümseyen, demokrasiyle muhafazakârlığı birleştiren bir yol çizmişlerdi. Programları da böyle. Ama son zamanlarda yaptıkları işler programlarına muhalefettir.

‘İslam demokrat partisi yaratma çabasındalar’

Atatürk’e, İsmet İnönü’ye, hatta Sayın Demirel’e karşı çıkıyor. Bizleri ulusalcı olmakla suçluyor. Giderek yeni bir strateji geliştiriyor. Özellikle basın sözcüsü Hüseyin Çelik’in konuşmalarına dikkat etmek lazım. Çelik yeni bir strateji oluşturma peşinde. Bu, daha çok İslam kimliğine dayalı, Milli Görüş’e yakın bir düşünceyi temsil ediyor. Giderek de demokrasiden uzaklaşıyorlar. Art arta çıkardıkları kanunlar bunu gösteriyor. Bu kanunları çıkarırken de anayasaya aykırılığı dikkate almıyorlar. Öte yandan yeni bir anayasa dayatması içindeler.

- Daha önce yeni bir anayasadan ümitli değil miydiniz?

- Özellikle Sayın Cemil Çiçek’in gayretlerinden ümitliydim. Ama son zamanlarda onun da tavrı, düşünceleri giderek benim söylediklerimi doğruluyor. Artık siyasi iktidarın bir değişim dönemine girdiğini düşünüyorum. Hatta mezhep kavgalarına girmeye başladılar. Şiiliğin, Aleviliğin üzerine gidiyorlar. Yurtdışında, komşularımızdaki halk hareketlerinde de taraf olmaya başladılar.

- AKP içinde bu değişimin yaşandığı fark ediliyor mu?

- Kimisi farkında, kimisi değil. Bu sıkıntı verici bir değişim. Çünkü seçmenleriyle ilişkilerini bozabilir. Bugün elde ettikleri yüzde 50 oy oranında, bu fikirleri paylaşmayan pek çok seçmen var. DP liberal bir partiydi. AP muhafazakâr demokrat bir partiydi. O çizgiden sonra şimdi İslam demokrat partisi yaratma çabası var. Ama kendilerine İslam demokrat demiyorlar. Çünkü hem anayasayla karşı karşıya kalırlar hem de sempatik olmayabilirler düşüncesindeler. Bunu örtmek için muhafazakâr olduklarını söylüyorlar.

- Peki, geçmişten gelen değerlerin hiçbirini muhafaza etmeden nasıl muhafazakâr olunabilir?

- Sadece kendilerini ve iktidarlarını muhafaza ediyorlar. Dindar nesil yetiştireceğiz, diyorlar. Bu, Mehmet Akif-Necip Fazıl çizgisidir. O dönemde demokrasi kültürü gelişmediği için o sözler söylenebilirdi. Ama artık bugün tam olmasa da bir demokrasimiz, paylaşım kültürümüz, AB’ye girme isteğimiz var. Söyledikleri, bunlarla çelişiyor.

Adını koymadan, birtakım uygulamalarla istediklerini gerçekleştiriyorlar. En son Atatürk Kanunu’na durduk yerde karşı çıktılar. O tarihlerde olan hadiseleri tam kavramadan, yaşamadan buna karşı çıkmak doğru değil.

Atatürk Kanunu’nun çıktığı 61 yıl içinde yedi kişi mahkûm olmuş. İkisinde mahkûm olan Necip Fazıl Kısakürek. Bu kanun hem Cumhuriyet hem Atatürk hem de laiklik için bir zırh oluşturmuştur. AKP hükümetinin değerli sözcüsü açıkça, “Biz bu kanunu kaldıracağız” diyor.
 

‘Atatürk’ü engel görüyorlar’

- Üzerine toz kondurmadıkları Celal Bayar bu kanunun çıkmasına önayak olmadı mı?

- Kanunun çıkmaması halinde cumhurbaşkanlığı ve DP üyeliğinden istifa edeceği tehdidinde bulunuyor. Ama AKP bunu kaldırmayı hedeflediği gibi, hedef tahtasında 19 Mayıs törenleri de var. Dahası, zorunlu eğitimi üçe bölerek dini eğitimi öne çıkarmaya çalışıyor. Bunları sadece anayasaya aykırılıkla düşünmek yanlış. Ben onların Milli Görüş’ten ayrılmadıklarını görüyorum. Anladığım kadarıyla Başbakan ve arkadaşları artık dünyadaki sistematiğin içinde kendilerinin bu konuma gelmelerini faydalı buluyorlar.

- Bu konum onlara nasıl bir yarar sağlar?

- Anlaşılan bölgedeki Müslüman ülkelerin lideri olmak istiyorlar. Atatürk’ü bir put gibi gördüklerini söylüyorlardı. Atatürk kendileri için önemli bir engel. O putu kıracaklar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tedavi olsunlar 1 Mart 2015

Günün Köşe Yazıları