Konuk Yazarlar

Eser, seremonilere konu olan aynı adlı efsaneden ismini alıyor: ‘Hollandalı’ İstanbul’da - Ersin Antep

21 Ekim 2024 Pazartesi

İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB); Alman Besteci Richard Wagner’in “Uçan Hollandalı” operasını, AKM’de Sebastian Welker rejisiyle temsil etti. Üç saati bulan sürede aralıksız çalan orkestrayı İbrahim Yazıcı yönetti. Eserin başkemancılığını Oleksandr Samoyenko üstlendi. Efter Tunç’un dekordaki koca gemileri, kadınların toplandığı aynı platformun açılı haliyle geçişleri heyecanı arttırdı. 

ESPRİLER…

Uvertürdeki bale, gayet estetik ve öyküyü merakla açtı. Bas Umut Tarık Akça’nın “Daland” ile Tenor Berk Dalkılıç’ın “Dümenci” karakterleriyle hafif esprili yansıttıkları karakterler, rahatlatıcıydı. “Hollandalı” rolünde Bariton Alper Göçeri, uzun süre hareketsiz kalıp ardından aryaya ya da düete girişti, gayet başarıyla seslendirdi. Soprano Evren Ekşi’nin ise dramayı sürükleyen ve kadınsı açıdan güçlü olması gereken “Senta” karakteri, seyircide iz bıraktı. “Erik” rolünde Tenor Hüseyin Likos’un ve “Mary” rolünde Mezzosoprano Deniz Likos, İstanbullu opera severlerin sahnede gördüğünde rahat ettiği halleriyle eseri bütünledi. Koro anlamında Volkan Akkoç’un işi gayet zordu. Koronun özellikle kadınlarının tamamıyla erkeklerinin çoğunluğu bu iş için büyük çaba harcadı, takdir topladı. Erkeklerin arkalarda kalan birkaç üyesi, anlatıma uzak kaldı. Örneğin diğer denizciler mücevherleri öğrenince büyük şaşkınlıktayken onlar kendi aralarındaki iletişime daldı. Kimi yerlerde ses hacmi düşük ya da geride kalsa da kadınlarla erkeklerin eser akışına gösterdikleri özen, güç kattı. 

GÜVENİLİR KADRO

Yoğun program içinde koronun ve hatta orkestranın (sağlam ve güvenilir kadro olanağı verilerek) yeni üyelerle güçlendirilmesi gerektiğinin işareti belki de... Kostüm tasarımında Serdar Başbuğ’un Hollandalı’nın kostümünü gayet karizmatik tasarlaması yanında, koronun kadın üyelerinin kimileri için düşündüklerinin elbette bir sebebi vardır. Senta’nın gösterişsiz kıyafetinin solgun kalması yanında Daland’ı Ten Ten hikâyesindeki kaptan Haddock’u andırır halde tasarlamasının da rollerin rejisör tarafından yorumlanmasının etkisi olduğu yansıdı. Işık tasarımında Yakup Cartık, mekân algısına doğru ve gecikmeyen dokunuşlarla güç verdi. Almancanın insanımızın kulağına pek yatkın olamayacak yönleri dikkate alınarak ve üç saat ve üç perde boyunca ağır gelebileceği düşüncesiyle, solistlerin ve koronun telaffuzlarında daha yuvarlak tonlama yaklaşımı vardı. 

FELSEFİ DERİNLİK

QR kodla erişilen ve kâğıt israfının önüne geçen program notlarında İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Caner Akgün’ün ifadelerine; Wagner müziğinin felsefi derinliğini esas alan yaklaşımına dikkat ederek, okuyup inceleyerek yapıtı izlemekte yarar var. Baştaki baleden, küçük kızın çizdiği resimlerden son sahnedeki görüntüye uzanan nedensonuç ilişkisi, kadının ve aşkın dünyadaki varlığı; dinleyicinin kendini bir tür sanatsal tartışmaya sokmasına ve kendi çıkarımlarına neden oluyor. 

([email protected])



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları