Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP’nin Kahramanlık Tarihi Yaratma Çabası

31 Ağustos 2024 Cumartesi

Tek adam rejiminin simgesi Saray, kendine göre bir “kahramanlık tarihi” oluşturma peşinde.

Saray’ın propaganda bakanlığının uydurduğu “Türkiye’nin Yeni Yüzyılı” sloganıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yılını değersizleştirmeye kalkışması, bu amaca yönelikti. 15 Temmuz’un bayram yapılması da aynı amaç içindi.

Necip Fazıl’ın ifadesiyle “kindar gençlik” kuşağından gelen Saray ve kadrosunun, 30 Ağustos Zaferi yerine epeydir 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi’ni asıl zaferden saymaya çalışması da aynı nedendendir.

Bütün bunların kof girişimler olduğu açıktır. Saray’ın tüm anlamsızlaştırma girişimlerine karşın yurttaşlar Cumhuriyetin 100. yılını kendi örgütledikleri görkemli etkinliklerle kutlamışlardır.

Halk; Saray’ın, FETÖ’nün eski iktidar ortağı olması dolayısıyla 15 Temmuz darbe girişiminden ve ona karşı çıkan yurttaşların ölümünden sorumlu olduğunun ayrımındadır.

Saray’ın Anadolu’nun Türkleşmesinin başlangıcı olarak zafer diye kutladığı Malazgirt’e gelince...

Tarihçiler, Malazgirt’ten önce Türklerin zaten Anadolu’da yurtlandığını belgelerle ortaya koymuşlardır.

Ord. Prof. Dr. Enver Ziya Karal, Anadolu’ya Türk yerleşmesinin 9. yüzyılda başladığını aktarır. Abbasi halifelerince Semerkant tarafından getirilen Türkler; Tarsus, Misis, Adana, Maraş, Ahlat, Malazgirt tarafına yurtlanmışlardır.

Karal, 530’da Bizans imparatorlarının Bulgar Türklerinden bir kısmını Trabzon, Çoruh ve Yukarı Fırat taraflarına yerleştirdiklerine değinir. Bu Türklerin, beyleri yönetiminde “bağımsız” olduklarını da vurgular. 577 ve 620 yıllarında, yine Bizans, Avarları İran sınırına yerleştirmiştir.

Mükrimin Halil Yinanç ise 1071’den yüzyıllar önce, 471 yılında Horasan’dan 80-120 bin Türkün Anadolu’ya gönderilmiş olduğunu yazar. Selçuklulardan çok önce Anadolu’ya, Bizans imparatorları tarafından Balkanlar’dan Hıristiyan Türkler getirildiğine de değinen Yinanç’a göre, fetih (Malazgirt) sırasında Anadolu’daki Türklerin sayısı bir milyona yaklaşmıştır.

Özetle, Malazgirt öncesi Anadolu zaten büyük ölçüde Türkleşmiştir. Malazgirt, yalnızca Anadolu’nun Türklerce siyasal açıdan fethedilmesi anlamını taşır.

Saray’ın gölgelemeye çalıştığı 30 Ağustos 1922 ise Saray ve ortaklarının Malazgirt’te fethini kutladıkları yurdun işgalden, yok olmaktan kurtarılmasıdır. 

30 Ağustos, Anadolu’da birbirini izleyen çürümüş, sömürgeleşmiş imparatorluklara son vererek, Atatürk’ün deyişiyle “bizi mahvetmek isteyen” emperyalizme karşı Türk ulusunun egemenliğini, bağımsızlığını ilan etmek demektir ki; Saray, uyguladığı yönetim sistemiyle birlikte düşünsel, siyasal, tarihsel açıdan bu onurlu tarihsel dönemece tümüyle karşıdır.

Ahlat’ta Saray ittifakı ile hatıra fotoğrafı çektiren Hava Kuvvetleri Komutanı Ziya Cemal Kadıoğlu ile Deniz Kuvvetleri Komutanı Ercüment Tatlıoğlu da Saray’ın simgelediği işte bu karenin bir parçası olmuşlardır. 

ÖLÜM DÖNGÜSÜ

Gazze’de yaşananlar; emperyalist tutkuların, soykırıma uğramış bir halkın seçtiği siyasal yönetimin eliyle soyca akrabası da olan bir başka halka kırım uygulatmasıdır.

Emperyalizmin yörüngesinden kurtulamayanlar, bu döngüden sıyrılmanın çaresini bulamazlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları