Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

AKP, ABD Projesini Yürütüyor

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Columbia Üniversitesi İnsan Hakları Çalışma Enstitüsü’nün Barış Oluşturma ve Haklar Programı Direktörü David Philips, geçen hafta Hürriyet’e yaptığı açıklamada, Türkiye ile Kürdistan’ın konfedere bir yapı oluşturacaklarını söyledi. Akil adamlarla sürekli temasta olduğunu aktaran Philips, PKK’nin çekilmesinden sonra “barış anlaşması” için yüz yüze müzakereye oturulması gerektiğinden söz ederek, PKK’liler için af önerdi, “PKK komutanları”nın sığınma istemine Irak Cumhurbaşkanı Talabani’nin sıcak baktığını da aktardı.
Recep Tayyip Erdoğan ile PKK, birlikte “yol haritası” çizdiklerini sanıyorlar. Aslında tek bir yol gösterici var, o da ABD.
Kanıt ortada: David Philips’in 2007 ve 2009’da hazırladığı iki ayrı rapor, bugün yaşananların yol ve yöntemi belirlemiş.
2007 raporu,
“Kürdistan İşçi Partisi’nin (PKK) Silahsızlandırılması, Terhis Edilmesi ve Yeniden Entegrasyonu” adını taşıyor. Rapor, “Amerikan Ulusal Dış Politika Komitesi” için hazırlanmış. Komite, rapordaki ifadeyle “Amerikan çıkarlarını tehdit eden çatışmaların çözümüne odaklanmış, kâr gütmeyen, eylemsel bir örgüt”. Yani rapor, Türkiye ile ilgili ama tümüyle ABD ulusal güvenliğinin korunmasını amaçlıyor.
Gelelim içeriğine: Rapor, Türkiye ve diğer ülkelerdeki Kürtlerin, Iraklı Kürtlerin istediği şeyi, yani Kürdistan’ı istediklerini vurguluyor ve Türkiye’nin, Kuzey Irak’a PKK’ye karşı askeri harekâttan kaçınılmasını öneriyor. Şimdi sıkı durun! Asıl önerisi şu:
“Sivil anayasa hazırlayın” diyor ve ekliyor:
“Avrupa insan hakları ile uyumlu olarak azınlık haklarını kurumsallaştırın.”
Bir öneri de yargıya ilişkin:
“Esneksiz, hesapsız ve katı muhafazakâr yargıyı dönüştürme tedbirleri gereklidir.”
Ordu için de bir bakla var raporda:
“Türkiye’nin silahlı kuvvetleri ‘demokratik bir ordu’ gibi işlev görmelidir.”
Bakıyorsunuz, David Philips’in raporundakiler bugün AKP iktidarı tarafından adım adım yerine getirilmiş. Yargı ve ordu dönüştürüldü; sıra, raporda altı çizilen öneriye geliyor:
“PKK’ye af programının safhalar halinde işlemesi gerekir. PKK’nin 134 yüksek komutanı Irak’ta sığınma talebinde bulunabilirler.”
AKP’nin, ABD’den aldığı diğer ödev ise, David Philips’in 2009 tarihini taşıyan ve Atlantic Council adına hazırladığı
“Türkler ve Irak Kürtleri Arasında Güven Tesisi” başlıklı raporda dile getiriliyor:
“Türkiye’deki Kürtlerin PKK’ye olan kamusal desteğini azaltabilmek üzere, Ankara, Kürt kimliğini tanımak için ek adımlar atmalı, örneğin, anayasada vatandaşlığın temeli olan ‘Türklüğü’ ortadan kaldırmalıdır.”
Anlayacağınız
, “barış süreci” de, “sivil anayasa” da birer ABD projesi ve AKP de bu projelerin taşeronu!

\n

Erdoğan’ın Durumu

\n

Recep Tayyip Erdoğan’ın geleceği, göründüğü gibi pek parlak gözükmüyor.
ABD’ye sığınmış emekli vaiz
“firavunlaşma” diye uyardı. Zaman gazetesi “sakın başkan olma” demeye getirdi.
Geçenlerde
“akil adam” yaptığı Ahmet Taşgetiren’den de “Sakın başkan olma” uyarısı geldi. Taşgetiren, AKP içindeki havayı da verdi Bugün gazetesindeki yazısında:
“...son uçakla Ankara’dan dönüyoruz. Bir eski bakan var bekleme salonunda. Anayasadan falan açılıyor söz ve ben ‘Sayın Başbakan için başkanlık olmazsa olmaz mı?’ gibi bir soru soruyorum. Cevap, refleks halinde ‘Maalesef öyle’ oluyor.
Bir eski bakan ve ‘maalesef’.
Nasıl bir anlamı var bunun?”
Anlamı açık. Başkanlık suya düşüyor gibi...

\n

Yeni Sağcı Devlet

\n

Toplumcu Belediyecilik Ulusal Forumu’nun çerçeve tartışma metninden:
“Özelleştirme, yerelleştirme, serbestleşme, şeffaflık, verimlilik, performans gibi liberal içerikli kavramlarla değiştirilen ve sağcılaştırılan devlet, artık küresel kapitalizmin doğrudan yerel iktidar aygıtına dönüşmüştür. İnsan kendine ve kentine yabancılaştırılmış, doğa acımasızca katledilmiştir. Kentler yaşanamaz haldedir. Piyasa kentin üzerine kâbus gibi çökmüştür; belediye piyasanın, insan da tüketim çarkının hizmetine girmiştir.
Daha fazla katılım, yerele daha fazla yetki perdesinin arkasından şirketlerin katılımı ve şirketlere aktarılan yetkiler çıkmaktadır. Özgürlük ve katılım lafı çoğaldıkça belediye halktan uzaklaşmakta, piyasaya yakınlaşmaktadır. Oysa özgürlük ve katılım piyasanın değil halkın talepleridir.”

\n

Armut

\n

Hükümet sözcülerinin açıklamalarına bakılırsa, Suriye istihbaratı El Muhaberat Türkiye içinde bomba da patlatıyor, şiddet de saçıyor...

\n

Ya Türk istihbaratı MİT’in eli armut mu topluyor?
Yok, hayır; Başbakan korumasında PKK ile saklambaç oynuyor:
Elma dersem çık, armut dersem çıkma
.

\n

Kalıp

\n

Cengiz Çandar’a göre, Reyhanlıda yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ölümü “Türkiye’nin ulaştığı gelişme düzeyi ve uluslararası sistemin içine girdiği kalıp”ın bir sonucu.
Kolay değil. Obama’nın bir el hareketiyle peşinden koşturan Dışişleri Bakanımızın stratejik derinliği sayesinde ulaştık biz bugünlere.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Dişli ile Dişsiz 21 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları