İlhan Selçuk

Utanmazlığın Dibi Yok...

04 Mayıs 1997 Pazar

PENCERE


Utanmazlığın Dibi Yok...

Ünlü şeyh, caminin yanındaki havuzda abdest alırken ayağı kayıp düşmüş; suda çırpınır dururken, havuzdan güçlükle çıkarmışlar.

Namaz kılındıktan sonra müritlerinden birisi şeyhe sormuş:

- Anımsıyorum ki denizin üstünde yürürdün, ayağın ıslanmazdı. Bugün ise bir adam boyu suda boğulayazdın; bundaki hikmet nedir?..

Şeyh gözlerini kapayıp, başını önüne eğmiş, bir süre düşündükten sonra demiş ki:

- Politikayla uğraşmaya başladım; siyaset hırsı bedenimi kapladı, yüreğime işledi; günahım büyük...

*

Yavru deve:

- Ana, demiş, ben kendimi bildim bileli yürüyor­sun, biraz dursan olmaz mı?..

Deve:

- Ah yavrum, diye yanıtlamış, yularım benim elimde olsa durmaz mıydım?..

*

Kimi zaman bir eşek, koskoca bir kervanı çekip felâkete doğru götürür.

Nereye gidiyoruz?..

Alın yazımız, edepsizle evlilik sözü kesmiş utan­mazın nişan yüzüğüne hakkedilmiş mühür mü?..

Utanmazlığın çarşısında edep satmaya çıkmış satıcı gibiyiz; müşterisiz malın pazarlamasını yapı­yoruz.

Cennetin anahtarlarından söz açılır; ama, cehennemin kapısını açmak için anahtara gerek var mı?.:

Maymuncuk ne güne duruyor?..

*

Yusuf ile Züleyha’nın öyküsü, eski kitapların sa­rarmış yapraklarına yazılıdır.

Züleyha saygın bir kişiyle evliydi; ama, aşk şara­bından sarhoş olmuş, Yusuf’u gözüne kestirmişti...

Puta tapıyordu Züleyha; sevgilisiyle yatmak ate­şiyle yanarken taptığı puttan utanıyordu.

Bir yolunu buldu; putun başını yüzünü örttü; son­ra Yusuf’a heveslendi...

Yusuf kaçtı; Züleyha sevgilisini yakaladığı yerde kucakladı:

- Ne acımasızsın, dedi, halimi görmüyor mu­sun?.. Yüreğin taştan mıdır?.. Sana nasıl sevdalandığımı bilmiyor musun?.. Ne olur beni dışlama, sevişelim.

İki eliyle yüzünü kapadı, ağlamaya başladı Yusuf; çünkü Züleyha yasaklıydı. Yusuf dedi ki:

- Sen, tahtadan yontulmuş bir puttan utandın; ben Allah’tan utanmaz mıyım?..

*

Gelelim günümüze...

Allah’tan utanmayanlar, putlarına tesettür uygu layıp Müslümanlığı siyaset piyasasında pazarlıyorlar.

Utanmazlığın dibi yok!..

(4 Mayıs 1997 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları