İlhan Selçuk

Cinayet?..

19 Mayıs 2009 Salı

PENCERE

Cinayet geniş kapsamlı bir sözcüktür, günlük dilde çeşitli anlamlarda kullanılır...

Sözgelimi denir ki:

- Kız çocuğunu okula göndermemek cinayettir...

- Sarhoş araba kullanmak cinayettir...

Eski dilde “cinayet fi’n nefs” bir kişinin ölümüne neden olma eylemidir.

Yine Osmanlıcada “cinayetlerin tedahülü” ceza açısından birkaç cinayetin yalnız bir cinayet sayılması durumudur.

*

Peki, toplumda cinayetleri izleyip katillerin cezaya çarptırılmasını devlet adına kovuşturan kim?..

Savcı!..

Savcının işi kolay değil!..

Çünkü çok karmaşık cinayetler işlenmektedir; kimin birini nasıl öldürdüğü her zaman açık seçik değildir...

Savcılar cinayetler konusunda uzman kesilmişlerdir...

Kadın kocasının yemeğine azar azar zehir mi atıyordu?..

Koca ev yaşamında karısını intihara sürükleyecek bir ortam mı yaratıyordu?..

Savcı bu konularda uzman sayılabilecek kadar deneyime sahip olan kişidir...

Çünkü cinayetlerin peşindedir, kendisine gelen olayların girdisini çıktısını hesap etmek “ferasetini” kazanmıştır...

*

Ergenekon davasında garip bir süreç yaşanıyor...

Yaşını başını almış, toplum içinde itibar kazanmış, yeri yurdu, evi işi belli kişilerin evleri basılıyor, bunlar önce polis marifetiyle gözaltına alınıyor, sonra tutuklanıyor; tutuklanma bir tür yargısız infaza dönüşüyor...

Sonra bu kişilerin kimi ölüyor, kimi hastalanıyor, kiminin yaşam olanakları kalmıyor...

Peki, bu bir tür cinayet değil midir?..

*

Son örnek Türkan Saylan..

Toplumun en gözde, en saygın, en güvenilir, en kişiliği belli bir profesörü...

Evi basıldı..

Kurduğu dernek basıldı..

Gerek var mıydı?..

Saylan zaten hastaydı...

Yaşadığı sarsıntı, deprem, maruz kaldığı muamelenin yarattığı sonuçlar Türkan Saylan’ın kanserli bünyesinde ne etki yaptı?..

Türkan Saylan bu olaydan sonra çok yaşamadı...

Gözlerini kapadı...

Bu olay bir cinayet değil mi?..

*

Olayın yaşanması için hukuki, yasal, mantıksal, anayasal, cezai, akla sığan bir gerekçe olsa kimsenin diyecek lafı olamaz...

Peki, Türkan Saylan durumunda kaç kişi var içerde?..

Kaçı aklandığı zaman sağlığında onulmaz yaralarla hayatına devam edebilecek?..

Kaçı ölecek?..

Kuddusi Okkır’ın ölümünde bir cinayet kokusu yok mu?..

Ergenekon davası gerçekten bir dava mıdır?..

Yoksa bir kan davası mıdır?..

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları