İlhan Selçuk

Makinalaşmak...

14 Mayıs 1997 Çarşamba

PENCERE


Makinalaşmak...

Nâzım Hikmet’in “835 Satır” adlı şiir kitabı 1929 yılında basıldı.

Asım Bezirci diyor ki:

“835 Satır yayımlanınca edebiyatımızda geniş yankılar yaratır; övgü ve yergiler birbirini kovalar. Çünkü alışılagelmiş ölçüleri, görüşleri sarsan, yıkan bir kitaptır bu. (...) N. Hikmet bağlandığı maddeci, gerçekçi görüş kadar fütüristlerin de etkisiyle şairanelikten, kendi deyişiyle ‘tab’ı şairane’den kurtulmak ister. (...) Sözgelişi, yayımlandığında çok yadırganan ‘Makinalaşmak’ şiiri fütürizmin duyarlık anlayışına yaklaşır:

Trrrum,

trrrum,

trrrum!

Trak tiki tak!

Makinalaşmak

istiyorum!

Beynimden, etimden, iskeletimden

geliyor bu!

Her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum

Tükürüklü dilim bakır telleri yalıyor

damarlarımda kovalıyor

oto-direzinler lokomotifleri”

Asım Bezirci yazıyor:

“Makinalaşmak şiirinde uygarlaşma, sanayileşme özlemi belirtilir.”

*

1929’da bilgisayar insan yaşamına girmemişti; sanayi, mekanikten elektronik aşamaya geçmemişti; Türkiye, Osmanlı’dan köylü toplumunu miras alalı 6 yıl olmuştu; Anadolu’da proletarya yoktu.

Yaklaşık 70 yıl sonra bugün gazetelerde ilginç bir satranç karşılaşmasının haberini okuyoruz. IBM’in ürettiği 1.4 tonluk “süper bilgisayar” ile boy ölçüşen ünlü şampiyon Garry Kasparov 6 maçlık turnuvanın son maçında, yenilgiye uğradıktan sonra öfkesini yenemeyip:

“- Maç boyunca anlayamadığım şeyler oldu” demiş: “Oyun sırasında bilgisayara müdahale olduğunu sanıyorum. Dürüstçe bir maç yapsaydık, yenerdim.”

IBM yöneticileri yanıtlamışlar:

“- Hile yapmadık!..”

Dünya kamuoyu, bilgisayarla insan arasındaki maçı ilgiyle izliyor; daha önceki karşılaşmada Kasparov bilgisayarı yenince herkes kendisine bir şişinme payı çıkarmıştı:

- Hıh!.. İnsan makineyi yener!..

Bu kez ne diyeceğiz:

- Makine insanı yendi; ama, unutmayalım ki insanı yenen makineyi insan yapıyor.

Ucuz felsefenin dibi yoktur.

*

IBM dünyanın en ünlü firmalarından biridir; bu oyunda ister bilgisayar yensin, ister Kasparov; kazanan, eninde sonunda şirket oluyor.

Çünkü sağladığı reklam sınırsız...

Peki, şirket ne?..

Şirket kâr amaçlı ortaklıktır. Bugün dünyayı 200 şirket yönetiyor; bunların yaklaşık 170’i beş ülkede toplanıyor; devletleri sollayan bu şirketler, dünya ekonomisinde egemendirler; ama hiçbir sorumlulukları ve kâr amacından gayrı hiçbir tasaları yok...

Çağımız insanını çarmıha geren, bu akıl almaz düzenin buyurganlığıdır...

Demokrasi mi?..

Dünya nüfusu 6 milyara yaklaşıyor; demokrasiyle yönetilen ülkelerin bu toplamda oranı ne?..

Devede kulak!..

(14 Mayıs 1997 tarihli yazısı)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Patrikhanenin Sicili... 11 Haziran 2012
Mumcu'nun Saptamaları... 7 Haziran 2012

Günün Köşe Yazıları