Hikmet Çetinkaya

Yaz Şafağında Düş Kurmak...

22 Temmuz 2011 Cuma
\n

\n\n\n

Sevdalarımız bizi bırakıp gitmişti bir gece yarısı...

\n

Şarkılarımız, türkülerimiz bitmişti.

\n

Peşimizi bırakmayan acılar vardı... Peşimizi bırakmayan hüzünler.

\n

Yıl kaçtı anımsıyor musun?

\n

Pablo Nerudanın Sandalcının türküsünü söylüyorduk onun ölüm yıldönümünde... Şilide ve Arjantinde yaşananları...

\n

Faşizmi, ırkçılığı, işkenceyi, zulmü.

\n

Yaz şafağını severdik, yeni bir günün başlangıcında yarınları beklerdik.

\n

Yoksa unuttun mu?

\n

Bulutların üstümüzden geçişini...

\n

Tümleşen duygularımız kabarırken deniz fenerinin şavkı vururdu gözbebeklerimize.

\n

Düşüncelere dalardık...

\n

Ağlardık, gülerdik, acılarımızı, hüzünlerimizi paylaşırdık.

\n

İsyankârdık, eğilmez, bükülmezdik...

\n

Bir çınar ağacı gibi görkemli, başı göklerde... Ekmeğimizi bölüp paylaşırdık.

\n

Hatırladın mı?

\n

***

\n

Dobracıydık, açık konuşmamayı, arkadan dolaşıp kazık atmayı aklımızın ucuna bile getirmezdik.

\n

Özgürlüğü sevmiştik...

\n

İnsanca yaşamayı...

\n

Silah sesleriyle bölünürdü uykularımız... Arkadaşlarımız öldürülürdü...

\n

Selimiyeyi ve Mamakı o yıllar tanıdık.

\n

Sevginin o güzel ezgisini, faşizme karşı direnmeyi severdik...

\n

Gözlerimizin yüksekliğinde sisten, kara buluttan, her şeyden çok aşk fırtınasından etkilenen ışıkları gördüğümüzde birbirimizi kucaklardık.

\n

Şimdilerde hiç düşündün mü?

\n

Bir mavi kâğıt parçasına yazdıklarımızı saklamışım, daha önce yazdığım bir yazıyı da:

\n

Yağmur yağıyordu ve sen üşüyordun!

\n

***

\n

Darmadağın olmuş o umutlarda, kimi zaman bir ırmak kıyısındaydık... Malabadi Köprüsünde çocuklarla oynuyorduk... Licede dostlarla bize şöyle sesleniyordu:

\n

Umudumuz Karaoğlan!

\n

Umutlarımız bir türlü gerçekleşmedi... Hayatla bağımız koptu... Yıllar bir ırmak gibi akıp gitti...

\n

Bak yine Hopada gözaltılar başladı...

\n

Suçları solcu olmak, doğaya, akarsulara sahip çıkmak!

\n

Bulutlar geçiyor yine başımızın üstünden... Şairin göğe bakma durağı değil bu... Yaşamın durağı...

\n

Anımsayın Hopada biber gazıyla ölen emekli öğretmen Metin Lokumcuyu...

\n

Gidin yıllar önceye Orhanı (Doç. Dr. Orhan Yavuz) anımsayın Erzurum Atatürk Üniversiteside muştayla delik deşik öldürülmüştü...

\n

Benim can dostum ve arkadaşımdı...

\n

Yıllar geçti aradan, kim olduğunu bile anımsamıyor gençler...

\n

***

\n

Aşka karşı gelenlere savaş açmış, kendimizi özgürlüğe adamıştık...

\n

İşkenceleri, işkencecileri iyi tanırdık.

\n

Faşoları da...

\n

Onları kimlerin koruduğunu bilirdik.

\n

Bizim kuşağımız bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsin diyenleri de yakından tanıdı, onları saklayan güvenlik güçlerini de...

\n

Böyle geldik bugünlere...

\n

Din pazarlamacılarına, şarlatanlara, yandaşlara bakıyorum, üçkâğıt tezgâhının başında şu sözde çakma yurtseverlere...

\n

Ne derdik bir düşün istersen...

\n

***

\n

Dağlarımızı, ovalarımızı satıyorlar.

\n

Susuyoruz!

\n

Akarsularımızı kurutmak için hidroelektrik santralları yapıyorlar seyrediyoruz...

\n

Bakın Hopada yaşanan acıların temelinden bunlar yatıyor ey halkım!

\n

Aç şu gözünü artık... Başını çıkar kumdan.

\n

Sağına soluna bak..

\n

Neler oluyor göreceksin...

\n

Yaşamın durağı olmaz... Yaşamın çiçekleri olur.

\n

Kaç kez yazdım bunları anımsamıyorum bile.

\n

Sevginin dalında, emeğin örgütlü gücünde, barışın akan suyunda, tümlüğe gereksinimimiz var...

\n

***

\n

Kaç gündür Silvanda yitirdiğimiz 13 Mehmetçiğimizin acısı yüreğime bıçak gibi saplandı.

\n

O acıyı çekiyorum ben!

\n

Ya Aynur Doğanın başına gelenler...

\n

İstanbulda bir caz konserinde Aynur Doğanın söylediği Kürtçe aşk şarkısını içlerine sinderemeyenler ileriye değil, geriye gider.

\n

Birileri de bunu bekliyor zaten...

\n

Eh demokrasi ve özgürlükler de Tanrı baba tarafından insanlara, topluma altın tepsiyle sunulmuyor...

\n

Kır zincirlerini!..

\n

Susma artık, konuş!..

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları