Hikmet Çetinkaya

Sessizce Ağlıyorum...

17 Temmuz 2011 Pazar
\n

\n\n\n

Anıların bittiği yerdeyim...

\n

Denizlerin, ırmakların, dağların, tepelerin, ormanların, fundalıkların... Mercan sabahı parmakların...

\n

Suskunluğum, zaman zaman hırçınlığım bu yüzden.

\n

Tüm çığlıklar yankılanıyor 13 şehidimizin ardından...

\n

Ben sadece seyrediyorum... Ay yıldızlı bayrağımıza sarılı 13 tabut...

\n

Gözyaşı ve acı...

\n

Diyarbakır Silvanda şehit düşen 13 asker ve o fotoğraf...

\n

Tüm ülke yasta.

\n

Kuşların sesinde, denizin uğultusunda bilmem hıçkırıkları duyuyor musunuz? Yoksa siz de mi alıştınız bu terörün vahşetine?

\n

***

\n

Siz de Ortaköyde, Kordonboyunda hiç umursamadan eğleniyor musunuz dolunayın altında?

\n

Olup bitenlerden haberiniz yok mu?

\n

Bakıyorum eller havada, ne güzel eğleniyorsunuz!

\n

Bir ara gözlerinizi yumsanız ve şöyle bir düşünseniz!

\n

Babasız kalan yavruları, 30 yıldır süren kanlı terörün yetim bıraktığı çocukları, eşleri, anaları, babaları, kardeşleri anımsasanız.

\n

13 şehitten birisiydi Fahrettin Fidan; yetim kalan kızı Damla ise altı yaşındaydı...

\n

10 yıl sonra Damla şu soruyu sormayacak mı:

\n

Babam niçin öldürüldü? Bu akan kanı devlet neden durduramadı?”

\n

***

\n

Biliyorum yaşamın bir sonu var... Biliyorum ölüm bir gün herkesin kapısını çalacak...

\n

Yaşadığımız acıların ölümle ilgisi yok... Çünkü akan kan durdurulmuyor, devlet azgın terörle baş edemiyor.

\n

Üç gündür BDPden sağduyulu bir açıklama bekliyorum, eli kanlı canilerin lanetlenmesini istiyorum.

\n

Ses yok onlarda, soluk yok!

\n

Nerede Türk-Kürt kardeşliği, barış, demokrasi, insan hakları?

\n

Buz gibi taş merdivenlere oturan çocuklar, gecenin içinde kaybolan umutlar, bombalar, tuzaklar...

\n

Hep birlikte bağırabilecek miyiz? Tüm dünyaya duyuracak mıyız sesimizi:

\n

Artık yeter! Dursun bu akan kan!

\n

***

\n

12 Martı da yaşadık, 12 Eylülü de... Kanlı 77 1 Mayısını da, Kahramanmaraş, Çorum, İzmir İnciraltı Öğrenci Yurdu katliamlarını da... Gazi vahşetini, Sivas Madımak kıyımını, Mavi Çarşıyı, Ankara Ulusu, Güngöreni de.

\n

Diyarbakırda yaşanan vahşeti de unutmadık, Aydın, Eskişehir, Metris zindanlarını da...

\n

Vedat Aydını da unutmadık, Musa Anteri de, Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalıyı da... Onat Kutları da, Mehmet Sincarı da...

\n

Vicdan sahibi hiçbir insan Türk-Kürt ayrımı yapmadı... Etnik ve dinsel kimliğini kullanmadı... İnsanlık ön plandaydı...

\n

Hrant Dinkin cenazesinin ardından Hepimiz Hrantız diye yürüdük, Malatya Zirve Yayınevi katliamında gözyaşı döktük.

\n

Faili meçhul cinayetlerin aydınlanmasını istedik... Akan kan dursun dedik... Sınır boylarındaki çocuklarımız, dağdaki gençlerimiz bu coğrafyanın insanlarıdır, diyen yine bizlerdik.

\n

***

\n

Suç mu işledik demokrasi ve özgürlük dediğimiz, yaşama haklarını savunduğumuz için?

\n

Silahlar sussun, dağdakiler silahlarını bırakıp teslim olsun, çağdaş bir anayasa yapılsın, diyen yine bizlerdik.

\n

Onlar kanla beslenmeyi, Kandilin çıkarlarını, uyuşturucu kaçakçılığını, silahlı çatışmayı yeğlediler, o dağa çıkanlar gazetecilerle yaptıkları görüşmelerde yalan söylediler, devleti kandırdılar.

\n

Yok ettiler umutlarımızı...

\n

Yaşamlarımızı ...

\n

Çocuklarımızın yarınlarını..

\n

Çaldılar!

\n

Geriye ağlamaklı bir gülüş kaldı... Geriye umutsuzluk kaldı.

\n

Bakın gökyüzü bugün otların üzerinde yemyeşil... Köprülerin altından akan sular bulanık.

\n

Bir gözyaşı...

\n

Bir hıçkırık...

\n

Ve yetim kalan çocukların sessiz çığlığı...

\n

Yeter artık!..

\n

30 yılda 30 bin insanımızı yitirdik...

\n

Haydi gelin bu kirli oyunu hep birlikte bozalım; insan yaşamının önemini kavrayalım, barışın kapısını aralayalım, acılara son verelim...

\n

***

\n

Bir gece yarısı yazıyorum bu yazıyı...

\n

Gizli bir karanlığın araladığı pencereden dışarıya bakıyorum... Bir sessizlik var bahçede... Ağaçlarda tek yaprak kımıldamıyor...

\n

Sanki bir gül yanıyor gövdemde, başkaldıran bir rüzgâr bekliyorum 13 şehidimizin üzerine esecek.

\n

Sessizce ağlıyorum, gören yok!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları