Hikmet Çetinkaya

Fırdöndü Dönekler...

21 Temmuz 2011 Perşembe
\n

\n\n\n

Bir çiçek atlası gibi olmasını istiyorum günlerimizin... Gözlerimizden karanlıkların parlamamasını... Yüreklerimizin kurumamasını... İnsanlarımızın ölmemesini... Çocuklarımızın yarınlara umutla bakmasını...

\n

Bunu istiyorum...

\n

Çok mudur umudu yakalamamızı istemek, özgürlük şarkılarını söylemek, üç tarafı denizlerle kaplı yurdumun insanının sevgi pınarından birlikte su içmesini düşlemek.

\n

Kanayan bir yarayı durdurmak!

\n

Mavilerini hiç çıkarmayan göğün altında dolaşmak!

\n

Kâğıt mendil satan çocukları gece yarısı Boğaziçi Köprüsü girişinde, Kabataşta, Okmeydanında görmemek...

\n

***

\n

Hayatın acılarla bezenmiş bir gününün ortasında, Şırnakta, İdilde dolaşmak özgürce, bir kıyı kasabasında avunmak, eğitim sisteminin yozlaşmasına karşı durmak çok şey istemek midir?

\n

Şehit cenazelerinde hıçkırıklara boğulan anaları, babaları, eşleri, çocukları, kardeşleri gördüğünüzde neler geçiyor içinizden ben biliyorum.

\n

Varsıllığı ve yoksulluğu...

\n

Üç aylık komando eğitiminden sonra Güneydoğuya giden 20’lik delikanlılarımızı... Sırtlarında bilmem kaç kiloyla teröristleri izlemelerini...

\n

Tek sıra halinde aynı kolda değil farklı kollarda, uzun mesafeli yürüyüşlerini.

\n

Top gibi bir kırmızı güneşin dağların ardından kaybolmasıyla kör gecenin başlangıcını...

\n

***

\n

Her şehit cenazesi kaldırılırken ağlayan bir ananın, eşin, kardeşin, babanın çığlığını:

\n

Vatan sağ olsun!

\n

O şehit cenazeleri kalkarken, o minnacık çocukların bakışları gelir aklıma bir gece yarısı...

\n

Yalnızlık!

\n

Hüzün!

\n

Acı!

\n

Okula gönderilmeyen kız çocukları, Diyarbakırın en işlek caddesinde kurulan pusuyla şehit düşen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan ve korumaları.

\n

Bir düşünce ormanında olurum...

\n

Ergenekonun para musluğu olduğu savıyla Silivri zindanında kansere yakalanan, hastane köşesinde ölüme terk edilen, arkadaşlarının parasal katkısıyla Yalovada cenazesi kaldırılan yoksul Kuddusi Okkırın o son fotoğrafını anımsarım.

\n

Su kenarında boy veren salkım söğütler...

\n

Bilirim insanlar insancıllıktan çok uzaktalar...

\n

***

\n

Yaşlı bir meşe ağacına bakarım kendi hayallerimi kurarak... Yaşamı düşünürüm... Yoksulluğu.. ve kendi kendime sorarım:

\n

Güneydoğuda 12 Hazirandan bugüne 22 şehit verdik...

\n

Bu yitirdiğimiz çocukların niçin hepsi yoksul ailelerin evlatlarıydı?”

\n

Bu soruya yanıt vermenin zamanı çoktan gelip geçmiştir... Her olaya 30 yıl öncesinden bakmak gerekir.

\n

Bir tümce takılır kafama:

\n

Bir avuç eşkıya!

\n

Zaten bu günlere o yüzden gelmedik mi?

\n

Kısır bir döngü!

\n

Çaresizlik!

\n

Hepsi iç içe girdi, her şey altüst oldu!

\n

***

\n

Kimi gerçekleri çok geç fark ettik...

\n

Tıpkı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşananlar gibi...

\n

Başbakan Erdoğan, Kuzey Kıbrısta aslanlar gibi kükrerken, konuşan sanki Bülent Ecevit, Rauf Denktaş, ne bileyim Süleyman Demireldi...

\n

Yıllar önceyi anımsadım... Şu Annan Planı öncesini... Biliriz dönek ve liboş takımının yes be annemdiyenlerle kol kola girip yürüdüklerini, yazdıkları yazıları.

\n

Şimdi merak ediyorum Başbakan Erdoğanın Kuzey Kıbrısta yaptığı ulusalcıkonuşma hakkında neler yazacaklarını.

\n

Serdar Denktaş ne diyor:

\n

Başbakan, babamın yıllardır savunduğu çizgide mesajlar verdi...

\n

Aynen öyleydi...

\n

Ne oldu ne değişti, Başbakan niçin böyle konuştu?

\n

***

\n

Ve o çocuk... Kucağında hafif bir dünya... Yüreklerimizin kurumaması, yaşamamerhabademesi...

\n

Bir çiçek atlasının açmasını istiyorum çocuklarımız ve umutlarımız için...

\n

Ama kaygılıyım...

\n

Korkuyorum daha açıkçası.

\n

Yağmalanan topraklarımız... Çokuluslu maden şirketleri Türkiyenin dört bir yanını kuşatmış... Bir yanda çakma yurtseverler, Atatürkçüler, Kenan Evreni baş tacı edenler...

\n

Kendi çıkarları için gazeteci olduğu öne sürülen bir kadını kullanıp, sonra bir kâğıt parçası gibi çöp sepetine atanlar... Fırdöndü dönekler, hokkabazlar, sahtekârlar...

\n

Bu bir Türkiye gerçeğidir...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları