Birkaç gün sonra yaza giriyoruz. Demeçlere bakılırsa, haziran ayında biraz daha kontrollü normalleşecek hayatımız! Henüz maskeleri çıkarmayacağız, kişisel mesafeye uyacağız, ama hayata daha güçlü başlayacağız. Çünkü aşılanma hızlanacak, yaygınlaşacak, toplumsal bağışıklık artacak! 

Öyle diyor, yöneticiler! Diliyor ve umuyoruz öyle olur...

Çünkü küresel salgın, Nâzım Hikmet’in “Salkımsöğüt” şiirindeki “Rüzgâr kanatlı atlılar gibi geçti hayat” biçiminde geçmiyor.

Tam tersine ağır ağır ve de canlar ala ala geçiyor. Ama umuyoruz ki sonunda “Motorları maviliklere süreceğiz”.

Yaza giriyoruz çünkü. Yaz aylarında ne yapılır? Gezilir, dinlenilir. Denize girilir. Güneşten yararlanılır. Ne var ki, geçen yıl ve bu yıl, turizm de öldü, işsizlik tavan yaptı, enflasyon ve dolar birbiriyle yarıştı, yükseldikçe yükseldi ikisi de.  

Öte yandan toplum yoksullaştıkça yoksullaşıyor. Tatil yapmak da tarihe karışıyor...

Çözüm: Erken değil, hemen seçim deniyor. 

İktidar, halkın bu sesini duymuyor. Gerçi duymadığı yalnızca bu da değil, o kadar çok şey var ki...

Mavi yolculuk

Elbette tatiller, Mavi yolculuk gibi, gezi ve dinlenme yanı sıra, okumalarla anlam kazanır, amacına ulaşır. 

Geçen hafta Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın büyük eseri Söylev’den söz ederken “Söylev’i daha önce okusun okumasın, ulusu için sorumluluk duyanlar; yeniden okumalıdırlar, okutmalıdırlar” demiştim.

Söylev’in 1929 - 1934 arası Yeni Türkiye’nin Yolu / Nutuk adıyla 4 cilt olarak yayımlandığını, Petersburg’da bir sahafta satıldığını öğrendim.

Nereden mi öğrendim? Bunu haftaya yazacağım. 

Şimdi New York merkezli uluslararası bir STK olan iklim değişikliği, insan hakları, hayvan hakları, yolsuzluk, yoksulluk ve çatışmalarla ilgili internet üzerinden küresel etkinlikleriyle tanınan Avaaz’ın dünyanın her yerinde 17 farklı dilde 150 milyon kişinin yanıtladığı bir anketin sonucunu paylaşmak istiyorum.

Anketin ortaya koyduğu en öncelikli beş kampanya önerisi şöyleymiş: İklim krizi (yüzde 54.91), insan haklarının savunulması (yüzde 33.43), biyoçeşitliliğin korunması ve yok oluş krizinin durdurulması (yüzde 31.14), kutuplaşma ve aşırılıkçılıkla mücadele ve demokrasinin savunulması (yüzde 27.82), Yoksullukla mücadele (yüzde 25.56).

Avaaz bundan şu sonucu çıkarıyor: Herkeste daha yeşil ve daha eşit bir dünyada yaşama hayali var...

Böylece dünyanın dört bir yanında milyonlar dünyaya sahip çıkıyor. 

Tıpkı bu vatanın sahiplerinin Söylev’i okuyup vatana sahip çıktıkları gibi. Ne güzel!

Dergilerden biri: Şiirden

Bir başka sahiplenme de şair, yazar, çevirmen Metin Cengiz’den. O da arkadaşlarıyla 10 yıl önce şiiri sahipleniyor, Türk şiirini güncellemek için yola çıkıyorlar. Şiirden /Türk Şiirini Güncelliyor adlı iki aylık bir şiir dergisini yayımlamaya başlıyorlar. 

Dergi yerli/yabancı şiiri, şairlerin şiir serüvenini odak almakla birlikte edebiyatın sorunlarına da eğiliyor. Usta şair ve yazarlarla bir kurum dergisine dönüşüyor Şiirden. 

Dergideki işbölümü şöyle: İmtiyaz sahibi ve sorumlu yazıişleri müdürü: Metin Cengiz. Editörler kurulu: Celal Soycan (yazılar sorumlusu), Yavuz Özdem (şiir sorumlusu), Müesser Yeniay (uluslararası ilişkiler), Tamer Öncül (Kıbrıs sorumlusu), Onur Akyıl (Ege sorumlusu).

Şiir, deneme-eleştiri-inceleme, söyleşi, çeviri olmak üzere 50’yi aşkın kitabı olan Metin Cengiz, dergisini yabancı şairlere de açıyor. Yeni sayısında, şiir festivalleri, ülkemizden, yabancılardan, Kıbrıs’tan şiir ve yazılar yer alıyor. Türk şiirini güncellemekle kalmayıp yurtdışında da okunmasını sağlıyorlar hep birlikte.  

10. yılını kutlayan, şiiri sahiplenen Şiirden dergisi de “Motorları maviliklere süreceğiz” demek istiyor aslında. Ben de bu dergiyle yaz tatilinde mesafesiz iyi bir arkadaş olacağınızı düşünüyorum. Hayatınızın anlamını derinleştiren...