Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
8 Mart için sekiz kadın şair, seçtikleri sekiz şiir… (05.03.2020)
İki gün sonra 8 Mart olacak, Dünya Emekçi Kadınlar Günü yaşanacak. Bu nedenle tüm kadınların bu gününü, şiire emek veren sekiz kadın şairimizin sekiz kadın şiiriyle yürekten kutluyorum, selamlıyorum.
Ülkemiz kadınlarının, özellikle emekçi kadınların, çok zor bir yaşam sürdüğünü tüm dünya biliyor. Onların Cumhuriyet yönetimiyle kazandığı haklar, son dönemde ellerinden alınıyor, ayrıca ekonomik, sosyal, siyasal baskı ve şiddet görüyor, öldürülüyorlar.
Çünkü ülkede adalet, eşitlik, özgürlük, demokrasi can çekişiyor! Hele de bir kadın bilgisizse, parasız pulsuz yoksulsa, yalnızsa, arkasızsa, vay haline!
Kadınlarımızın Cumhuriyetle birlikte kazandıkları bir hak da şairlik.Osmanlı’da ne halk ozanı vardı, ne Divan şairi... Çünkü kadın birey değildi. Söz hakkı yoktu. Dahası sofradaki yeri bile inciticiydi.
Tanzimat’la birlikte Batı eğitimi alan Divan şiiri yazan sayıları onu bulmayan bir şair grubu edebiyata adım attı. Hepsi bu.
Kadın şairlerimiz
Şiire emek veren geçmişten bugüne kadın şairlerimiz, Cumhuriyetle filizlenmeye başladı. Erkek şairlere göre sayıları çok az görünüyor. Bin yıllık Divan edebiyatı döneminde kadın şair sayısı onu bile bulmuyor. Örneğin Cumhuriyete kadar öne çıkan şairler olarak Mihrî Hatun, Nigâr Hanım, Leyla Saz, İhsan Raif, Şükûfe Nihal, Fıtnat Hanım adları sayılabiliyor.
Cumhuriyetin kadın şairleri
Cumhuriyetle birlikte günümüzde, önde gelen yayınevlerinden kitapları çıkan, edebiyat dünyasında adı yaygınlaşmış, aşağıda birer şiirini aldığım şairler dışında başlıca kadın şairlerimiz soyadı sırasıyla şöyle: Gülten Akın, Nuray Gök Aksamaz, Suna Aras, İnci Asena, Arzu K. Ayçiçek, Gülce Başer, Pelin Batu, Gülsüm Cengiz, Bircan Çelik, Nalan Çelik, Serpil Devrim, Nurduran Duman, Deniz Durukan, Betül Dünder, Emine Erbaş, Didem Gülçin Erdem, Serap Erdoğan, Nükhet Eren, Dilruba Nuray Erenler, Sultan Su Esen, Melisa Gülpınar, Emel Güz, Türkan İldeniz, Birhan Keskin, Zeynep Köylü, Didem Madak, Nilgün Marmara, Bejan Matur, Mine Ömer, Ayten Mutlu, Nisa Leyla, Filiz Özdem, Pelin Özer, Sedef Özkan, Rabia Hatun, Gülçin Sahilli, Sennur Sezer, Özlem Sezer, Suzan Samancı, Asuman Susam, Betül Tarıman, Berrin Taş, Zerrin Taşpınar, Ece Temelkuran, Zeynep Uzunbay, Neşe Yaşın, Zeynep Aliye, Halide Nusret Zorlutuna...
Oya Uysal, Arife Kalender, Leyla Şahin, Lale Müldür, Yeşim Ağaoğlu, Emel Koşar, Gonca Özmen, Müesser Yeniay
8 Mart’ı güzel şeyleri umut ederek, yukarıda adını andığım sekiz kadın şairimizin kendi şiirlerinden seçtikleri, kadınları anlattıkları birer şiirle kutlayalım istiyorum.
Oya Uysal, 1968’de şiir yayımlamaya başladı. 1997’de Ceyhun Atuf Kansu Ödülü aldı. Buna Cemal Süreya, Behçet Necatigil ödüllerini ekledi. Onu aşkın şiir kitabı var. “Kilimdeki Kuşlar”ı seçti.
Arife Kalender, 1970’li yıllarda şiirleri basılmaya başladı. Deneme, inceleme, öykü de yazıyor, çeviri yapıyor. Yirmi beş kitabı, Behçet Aysan, Orhan Murat Arıburnu şiir ödülleri ve ÇYDD Türkan Saylan Öykü ödülü var. “Doğa ve Kadın” şiirini seçti.
Leyla Şahin, 1971’de yayınevi ve dergilerde çalışmaya şiir ve yazılarını yayımlamaya başladı. 1990 Yunus Nadi Şiir Yarışması’nda mansiyon, 1992 Kültür Bakanlığı Şiir ödülü aldı. Beş şiir, bir biyografi, bir romanı var. Seçtiği şiir: “Ay Toplayan Kızların Sesi: Avniye Hanım”.
Lale Müldür, ilk şiir ve yazıları 1980’de yayımlandı. Essen Üni. Edebiyat sosyolojisi master’ı yaptı. 1983-87 arası Brüksel’de yaşadı. Ressam Patrick Claeys’le evlendi. Şiirlerinden bir seçki Dublin’de çıktı. Şiirleri bestelendi. 13. İst. Bienali adını “Anne, ben barbar mıyım?” adlı kitabından aldı. Onu aşkın şiir kitabı, iki deneme, bir romanı bulunuyor. “Terra Del Fuego” şiirini seçti.
Yeşim Ağaoğlu, şiirle birlikte yerleştirme ve fotoğraf sanatıyla da ilgilendi. Arkeoloji öğrenimi gördü, radyo-TV-sinema master’ı yaptı, kısa film çekti. Prof. Dr. Erika Glassen’in şiirlerini değerlendiren yazısı yankı yarattı. Ona yakın şiir kitabı var. Şiirleri İngilizce, Rusça ve Japoncaya çevrildi. “evi giyinmek” şiirini seçti.
Emel Koşar, 2006’da yazmaya başladı. Akademisyen olarak şiir dışında birçok inceleme-araştırma ile editörlük kitaplarına imza attı. Şiirleri İngilizceye çevrildi. Beş şiir kitabı var. “Sis” şiiriyle bizi Kösem Sultan’la tanıştırıyor.
Gonca Özmen, çıkan ilk şiirleriyle 1997 Y.N.Nayır Gençlik Ödülleri’nde “dikkate değer” bulundu. Türk dili edebiyatında doktora yaptı. Ali Rıza Ertan, Orhan Murat Arıburnu, Sevda Ergin Şiir ödüllerini kazandı. Şiirleri çeşitli dillere çevrildi. İki şiir kitabı var. “Sonbahar Üşümeleri”ni seçti.
Müesser Yeniay, Bilkent Üniversitesi’nde doktora çalışmalarını sürdürüyor. On kitabından beşi şiir. Şiir dışında şiire ilişkin kuramsal ve poetik yazılara yer verdi. “Hastalık” şiirini seçti. Şiirleri çeşitli dillere çevrildi.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Hikmet Altınkaynak
8 Mart için sekiz kadın şair, seçtikleri sekiz şiir...
Oya UYSAL
KİLİMDEKİ KUŞLAR
Göz önündeydi de gün ışığında görünmüyordu. Gözden kaçan
hakikatti, ihanet. Yalanlara sarıp saklanmıştı kuytuda, buldum
ve ben derdini dert edindiklerimden sadece bir ses bekledim ki
kimse yoktu
ilk dizeyi fısıldayan peri de beni değil,
eğilip omzumun üzerinden yazdıklarımı okuyup üzülen
geceyi teselli ediyordu.
Sessizliğin örttüğü söylenmemiş sözler, rengi atmış düşler,
karanlığıma sızmayan ışık, ışığa çıkmış sırlarla
çıkmaz bir sokakta kaybolmaktı ayrılık.
Yokluğundan başka kimsem olmadı sonra. Sonra söndü ocak,
sonra soğudu ev, sonra ısıtmaya yetmedi de kollarım, üşüdü
çocuk küçük...
Bir rüzgâr odaları dolaşır, ürperirdi
her bir kıvrımına bir hatıra sinmiş perdeler.
Kıştı, unutuluşun kışı... Gece yağan karla örtülen sabahlar
ev sıcaksa güzeldi.
Öncesi, ertesi olmayan bir hiçliğe uzanıp yatıyorum ya şimdi
titreyen parmaklarım çeviriyor
yıpranmış sayfasını yılların ve bilmiyor,
bir derin uykuya daldığımı sanan
yalnızlığım
gizlice eve geceyi alıyor.
Dalıp saydığım kilimdeki kuşlar da kanatlanıp uçmuş
biri çağırsa da kalkıp bir yerlere gitsem, öyle sessiz ki ev.
( Kilimdeki Kuşlar, Yeni E, 2018 )
Arife KALENDER
DOĞA VE KADIN
“-Anayım ben kadınım. Toprak bana benzer
bendim her gittiği yerde çayır çimen yetiren
yünden iplik, iplikten urba, yere keçe, yele yeldirme
deliyi uslandıran, yabanı evcil,
sütten yoğurt, ekinden başak derleyen,
dile sözü getiren, bebeyi konuşturan
derman sayrıya ottan, yağdan, böcekten
çamurdan çömlek, taştan duvar ören
Hayatı ben başlattım, hayat benimle sürer
kadınım ben, toprağa yabancı değildir ten
orman yangınlarında özüm yanar, kanar
damarımda ceylanların soluğu, karıncalar
kurbağaya borcumuz, yılana çiyana borç
verdikçe yer tanrı, uğuldadıkça ormanlar
nedir ki can, öteki canlılarla aynı soluk
kadınım ben, hayat benimle sürer”…
(Yedi İklim Dört Mevsim/Türkiye Destanı, 2006)
Leylâ ŞAHİN
AY TOPLAYAN KIZLARIN SESİ: AVNİYE HANIM
Sizden önce yoktu hiçbir şey sizden sonra da olmayacak.
Topraktan öncesiniz ağaçtan önce
Sizden sonra kirazlar çiçek açmayacak.
Siz İstiklal Caddesi'ne girer girmez metroda bir sarsıntı
Güvercinler durur mu onlar Üvercinka okumuş
Havalanıyor havalanıyorlar..
Siz geçmeden konamıyorlar bir türlü
Çiçekler de ayaklanıyor usul usul rüzgârlanıyor
Üst üste üç kez çalıyor Aya Triada'nın çanı
Avniye Hanım! Avniye Hanım! Avniye Hanım!
Mis Sokağı'na yaklaşmıyor adımlarınız bir türlü
Oysa bir zamanlar o sokaktan peruk almıştınız
Sarışın olmak size ne çok yakışıyor
Ama her saflık güzeldir geyikleri ne zaman kaybettiniz
Geyikli Gece'yi bilmenizi isterdim ve güneşe doğru değişmenizi
İşte ünlü bir mağazanın vitrinine dalıp kalıyorsunuz
Mankenler canlanıp hep bir ağızdan sesleniyor:
Buyrun Avniye Hanım! Buyrun Avniye Hanım!
Sahi burnunuzu en son ne zaman kestirmiştiniz?
Ellerinize ayaklarınıza bakmayalı kaç yıl oldu?
Mısır çapalayan fındık toplayan o güzel çocuğun ellerini
Toprağa çıplak basan ayaklarını nasıl unuttunuz?
Bak işte Çiçek Pasajı'nda sizden bahsediyorlar
Bütün masalarda siz varsınız!
Gazeteler radyolar televizyon sizinle başlıyor güne
Gözlüksüz geçmeyin hiçbir caddeden,
Herkesi görmeyin, herkes sizi görsün!
Camlar çerçevesiyle dökülsün siz geçerken
Ama dikkat elleriniz ayaklarıniz görünmesin!
Çocukluğunuzu saklayamadınız bir türlü
Bari onları saklayın Avniye Hanım
Çok anınız var çünkü onlarla güneşin ve ayın altında
Sahi unuttunuz mu Buğdayın Türküsü'nü
Madenci türküleri gibi siyah ve sıcaktır
Taydır terlidir çay toplayan kızların sesi.
Yeni saçlarınız çok güzel kırmızı saç yakışıyor size
Biraz sonra Narmanlı Han'ı geçeceksiniz
Ahmet Hamdi Bedri Rahmi oradalar hep
Onlar da söyleyecekler size kırmızının yakıştığını
Narmanlı Sümmani'yi bilir misiniz Avniye Hanım?
Erzurumlu Emrah'ın Bayburtlu Zihni'nin kardeşi
Kırmızıyı onlar da nasıl sever..
Yüreğinden kan çekip söylemişlerdir türkülerini.
( yasakmeyve, sayı: 15 )
Lale MÜLDÜR
TERRA DEL FUEGO
Deniz kabuklarının arasında. Yosunların arasında.
Denizaltının o karanlık nesnelerinde
Senin imgen var.
Düşlerimde gördüğüm Siyam kedilerinde.
ODARA DUVARLARINDA
ODARA duvarlarının çatlaklarında
Bende bıraktığın belirleyici pençe izlerinin
Açıldığı ya da kapandığı yerde SENİN YÜZÜN VAR.
Gerçekten bir şey oluyor burada. Gizemli bir şey.
Bir denizaltı kadar görkemli ve garip.
Saydam yusufçuklar yavaşça uzaklaşıyor ve beni
sana getiriyorlar topaz tapınaklarda.
Sen bir güneş tanrısı gibi gülümsüyorsun.
Biliyor musun kaç yıl tek başınaydım ben
karmaşanın içinde. Bir türlü tutunamıyordum işte.
Bir tek senin yanında yürümüştüm ben
topaz bir günde ve suya yakın.
Geceleri üstümü örterdin. Sonra konuşmazdın hiç.
Uzun süre konuşmazdık. Gözlerinde kaybolurdum.
Bu suskunluk anlaşılır bir şeydi. Deniz
ve karanlık yerlerden geçen bir nehrin sessizliği gibi.
Biliyor musun bir şey oluyor burada. Garip bir şey.
Bulanık bir suda yokoluş gibi.
Gözlerimde beyaz kelebekler uçuşuyor
ve beni kendime getiriyorlar yavaşça
beyaz odalarda…
Unutuşum başka bir sendi. Ben ölüyordum Tropiko
Unutuşun beyaz romansıyla ölüyordum.
Söyleyecek başka bir şeyim yok artık.
Unutmak istemiyordum oysa.
Güzel kalan yaralar da vardır çünkü…
Limon kokulu, yağmurlu kadınlar vardır.
Hiç unutmayan kadınlar vardır… limon kokulu…
herşeye rağmen… yağmur kalan kadınlar vardır.
*
Ben iyiyim şimdi. Sen nasılsın?
(1984)
(Uzak Fırtına, 1988)
Yeşim Ağaoğlu
EVİ GİYİNMEK
evini giyindi
dar bir kazağı giyer gibi
masallardaki korkunç şatolara benzeyen
yarasa baykuş evi
evi peşinden gelirdi kaçıp gitse
denedi
mekanlar değişti
manzara toprak ufuk ağaçlar aynı değildi
dönüp baktı
peşindeydi evi
sadık bir köpek gibi
evini giyindi
şapka eldiven giyer gibi değil
kuşanır gibi bir zırhı
zaten hiç çıkartmamıştı ki
( Aralık 2011 )
Emel KOŞAR
SİS
Kösem Sultan’a
karanlığa borcum ışık yağmuru
şehzademle birlikte yürüdük bu yolu
sonbaharın kıyısında acı kahve günler
geceye karışan inatçı sis
benim payıma düşen özlem
köhne şehrin ayazında kalbime çiseleyen yağmur
şehzademle surların ardını yaşamak
ruhumuzu gökyüzüne hapsetmek tek neşem
sırrımızı bıraktığımız, kök saldığımız bahçe
alev kapanı kanlı sahne
yenilgiler kumkuması saçlarım celladım
şehzademle bakışlarımız deniz
kanatları çaresiz, dargın serçe
benim payıma düşen matem
mevsimlere karışan inatçı sis
köhne şehrin yıldızlarını kemiren yağmur
ihanete bulandı tahta sivrilttiğimiz öfke
söyle bir anne kaç kez ölebilir?
kilidine kurşun akıttığım hapishane
terlettin bütün hırslarını oğlum
bu lanetli ilmekten korkan dolansın ilmeğe
(“Sis”, Patika, Sayı: 108, Ocak-Şubat-Mart 2020 )
Gonca ÖZMEN
SONBAHAR ÜŞÜMELERİ
Çamurdan oyuncaklarda dağıldı çocukluğum
Başağın su sıkıntısında
Hep ağrıdı yüzüme kazınan bozkır
Ellerimde buhran, sesimde tenha
Kimse işitmedi çan çiçeğini
Topraktaki yangını bilmedi tohum
Kırmızı soluğunda alev alev bir ırmak
Ünlemsiz hayatları dolaştı durdu
Yaban bir kederde kaldı akşamın eğrisi
Beyazımda hırçın bir tarih bu yüzden
Hem sadece beyazı anımsanır kadınların
Bu yüzden az pencereli çok yalnızlıklar
Sonbahar üşümeleri ve saklandığım kuytular
(Kuytumda, 2000)
Müesser YENİAY
HASTALIK
Duvarı yumruklar gibi
vurdun bana
kadın
mağaran değil
istediğinde içine serilip
yatacağın
bir sincap gibi
tırmanamazsın üzerine
nektar değil
abdestini bozar içine
ağacı silkeler
gibi hırpalar severken
erkeklik
büyük hastalık
(Sevgiliyle Daimî Konuşma, 2017)
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?