Zombi seçmenlere hayır!

14 Haziran 2015 Pazar

Türkiye nüfusu TÜİK verilerine göre 77 milyon 695 bin 904.
TÜİK’in 22 Nisan 2015’te yayımlanan bültenine bakıyorum. Bülten Türkiye’deki son çocuk istatistiklerini içeriyor.
Türkiye’de 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus TÜİK’e göre 22 milyon 838 bin 482.
Şimdi 18 yaş ve üstü nüfusu, yani seçmen sayısını bulmak kolay.
Basit bir çıkarma işlemi yapıyoruz.
Sonuç: 54 milyon 857 bin 422.
Oysa YSK verilerine göre yurtiçindeki seçmen sayısı 53 milyon 765 bin 231.
Arada 1 milyonluk bir fark var.
Neden?

***

Aklıma CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Bilişim ve Teknolojiden Sorumlu Başdanışmanı, eski CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger’in seçim öncesi yaptığı açıklamalar geliyor.
“Ölüler oy atacak” diyordu Aksünger.
Türkiye’de 2 milyonun üzerinde Suriyeli olduğuna dikkat çekiyordu. Bazı yörelerde muhtarlar ölü seçmenlerin üzerine Suriyelileri geçiriyormuş.
Aksünger YSK’den ölü seçmenlerin listesini istediklerini fakat kendilerine bu listenin verilmediğini de söylüyordu. İlginç değil mi?
Türkiye’de seçmen listelerine ilişkin tartışmalar uzun süredir devam ediyor. Pek çok iddia dile getirildi:
- Bazı belediyeler numarataj çalışmasıyla olmayan bir adres yaratıp bu adrese seçmen kaydettirdiler.
- Var olan bir adrese orada yaşamayan seçmenler kaydedildi.
- 170 yaşında seçmen çıktı listelerde. Ölüler canlandırıldı.
- 2007’den sonra seçimi etkileyecek büyüklükte yığma ve bindirme seçmen yaratıldı.
2007 yılında 42 milyon olan seçmen sayısı 2011’de 52 milyona çıktı. Aynı dönemde Türkiye nüfusu 4 milyon artarken, seçmen sayısı nasıl 10 milyon arttı?
Seçmen sayılarında tuhaf dalgalanmalar yaşanıyor.
Seçmen listelerine ilişkin iddialar sadece “sahte seçmen”lerle sınırlı değil.
On binlerce insanın kaydının silindiği, adresinin başka yere taşındığı, oy kullanamadığı dile getiriliyor.
Peki, ne yapmalı?
Seçmen kütüklerini adamakıllı elden geçirmeli.
O kadar zor değil. Uzman bir ekip tarafından eldeki veriler üzerinde çapraz denetim mekanizmaları kurulup sahte seçmenler rahatça ortaya çıkarılabilir. Gerekirse, Mernis verileri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarının ellerindeki verilerden yararlanılır.
Yurttaşlar hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal edecek ölçüde bilgi toplayan bir devlet, seçmen listelerindeki sahtekârlığı kolaylıkla ortaya çıkarır. Aslına bakarsanız bu işlerin hangi bilgisayarlarda kimler tarafından yapıldığı da ortaya çıkarılabilir.
Yapılacak başka işler de var elbet.
Örneğin sandık seçmen listesinde kayıtlı olmayan ancak yasa gereği oy kullanan görevlilerin isimleri ve TC kimlik numaraları formlara yazılmalı, bu bilgi siyasi partilerle paylaşılmalıdır. Çünkü bu kapsama giren insan sayısı 1 milyonu aşıyor.
Oy ve Ötesi gibi sivil toplum örgütlerine gözlemcilik kartı verilebilmeli.
YSK seçim günü sandık sonuçlarını sadece siyasi partilerle değil, tüm yurttaşlarla anlık olarak paylaşmalı.

***

Bu seçimde sandığa sahip çıkmak için büyük bir mücadele verildi. Herkes elinden geleni yaptı. Muhalefet partileri sandığa sahip çıkmak için yoğun çaba harcadılar. Sivil toplum örgütleri sandık başındaydı.
Oyunu seven saydı.
Başta Oy ve Ötesi olmak üzere oyuna sahip çıkıp çaldırmayan sivil toplum örgütlerine teşekkür borçluyuz.
CHP kendi Seçsis’ini kurdu. Erdal Aksünger yönetimindeki ekip dijital sahtekârlıkları olanaksız hale getirdi. En önemlisi de sivil toplum örgütleriyle sıkı bir işbirliği gerçekleştirdi.
Emrehan Halıcı’nın kurduğu e-parti de kendi web sitesi üzerinden e-sandık ve e-seçmen gibi iki başarılı uygulamayla destek verdi.
En zoru sandığa sahip çıkmaktı. Bu, önemli ölçüde başarıldı. Şimdi sıra seçmen listelerine geldi. Sahte seçmenlerden kurtulmanın tam zamanıdır. Yoksa mezarlıktan çıkacak zombi seçmenler bir dahaki seçimlerde de Türkiye’ye yön vermeye kalkabilirler.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları