Gücün yükselişi...

20 Aralık 2015 Pazar

Sinemada, 60’lı, 70’li yaşlarda izleyicilerle karşılaşmak beni nedense gülümsetti. Genellikle bilimkurgu filmlerinde genç bir izleyici kitlesiyle karşılaşırsınız. Kimi zaman yaş ortalaması öylesine düşer ki, filme geldiğinize pişman olabilirsiniz.
Fakat konu Yıldız Savaşları filmi olunca durum değişiyor.
Fuayede bekliyoruz. Torunuyla sinemaya gelmiş bir dede dikkatimizi çekiyor önce. Sonra altmış yaşlarında iki arkadaş... Genç görünüyorlar. Gülümsüyorlar. Bizden biri şöyle diyor: “Bence bu iki arkadaş ilk Yıldız Savaşları filmini de birlikte izlediler. Şimdi 38 yıl sonra yeniden bir Yıldız Savaşları filmini izlemek için buluştular. Siz ne dersiniz?”

***

Yıldız Savaşları’nın ilk filmini izlediğimde 70’lerin sonuydu. Etkilenmiştim.
O zamanlar ne cep telefonu var, ne bilgisayar. Hayat daha “ağır” akıyor. Normal telefon bile pek çok evde yok. Küçük kentlerde İstanbul’la konuşabilmek için postaneye giderdik. Telefonu santral görevlisine yazdırıp, bağlanması için kimi zaman bir saat beklerdik. İnterneti hayal bile edemezdik.
Şimdilerde bizi gülümseten o ilk filmdeki görsel efektler ve kostümler o zamanlar gözümüze muhteşem görünmüştü.
Yıldız Savaşları hakkında gazetelerde, dergilerde yazan her şeyi okuyorduk. George Lucas’ın ünlü Japon yönetmen Akira Kurosava’nın Samuraylarından etkilendiği anlatılırdı. Darth Vader’in siyah başlığı kimine göre Samurayların “Kabuto” adı verilen başlıklarından esinlenmişti.
Lucas, mitolojiyle yakından ilgiliydi. Söylendiğine göre filmi yaparken Joseph Campbell’in kitapları ona yol göstermişti.
Sonraki yıllarda bilimkurgu edebiyatına merak saranlar, Isaac Asimov, Arthur C. Clarke ya da Stanislaw Lem okuyanlar, Yıldız Savaşları’nın yeni bölümlerini izlemekten vazgeçmediler. Muhtemelen o ilk üç filmin bıraktığı etkiyi unutamadılar.
Ben kendi adıma Yıldız Savaşları filmlerinde hep eğlendim ve sinemadan hep keyifle çıktım. Bu sefer de öyle oldu. Doğrusu “Star Wars” severlerle film sonrasındaki sohbet de keyifliydi.
“Han Solo nasıl da yaşlanmış” diyordu biri, “Biz de o kadar yaşlandık mı?”
Film daha vizyona girmeden aylar önce başlayan reklam kampanyaları bazılarını bunaltmıştı. İnternette, sosyal medyada, afişlerde, oyuncaklarda, televizyonlarda, her yerde “Yıldız Savaşları” vardı. “Resmen Star Wars’a maruz kaldık” dedi biri. Güldük.
Film 38 yılda 30 milyar dolarlık bir ekonomi yaratmıştı. Son filmle birlikte bu rakamın 40 milyar dolara çıkması bekleniyormuş.
“Peki, sizce yükselen güç ne” sorusu epeyi tartışma yarattı. “İnternetle birlikte iletişim çağı yükseliyor” diye karşılık veren oldu, “Dijital reklam” diyen oldu. Bir arkadaşımız, “Kadınlar” dedi:
“Filmde bir kadının kahraman olarak bu kadar ön plana çıkması boşuna değil.
Bugün dünyanın en uygar ülkeleri, kadın haklarına en çok önem veren ülkelerdir. Uygarlığın göstergesi kadın haklarıdır ve yükselen güç kadınlardır.”

*** 

Bir gün önce Can Dündar’ın duruşmasındaydım. İletişim fakültelerinde ders olarak okutulması gereken bir savunma yaptı Can. Mahkeme salonu tıka basa doluydu. Bir an mahkeme salonundaki kadınları düşündüm ve arkadaşımın saptamasına hak verdim:
Yükselen güç kadınlardır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları