Genetiği bozuk ayılar

19 Temmuz 2015 Pazar

Diyorlar ki, biz hayvanları koruyoruz. Oysa ihale açtılar. 15 ayı, 109 yaban keçisi, 4 çengel boynuzlu dağ keçisinin yanı sıra birçok yabani hayvan türünün 15 Aralık tarihine kadar avlanmasına izin verdiler.
“Av turizmi”yle ülke döviz kazanıyormuş.
Yani, 10 bin lirayı bastıran turist, ayıyı vurabiliyor. Oysa Türkiye, boz ayının korunması için uluslararası sözleşmelere imza atan bir ülke.
Nasıl bir koruma bu?
Vurulan ayının kellesi ki avcılar ona trofe diyorlar, şöminenin üstüne asılınca, ayıyı korumuş mu oluyoruz?
Diyorlar ki “doğal dengeyi sağlıyoruz”.
Popülasyonları fazla artmasın diye vurduruyorlarmış ayıları.
Peki, kaç boz ayı yaşıyor Anadolu’da? Son 20 yılda ayılarla ilgili kaç araştırma yaptırdınız? Araştırmalar için ne kadar bütçe ayrıldı, hangi bilim adamları hangi ekiplerle yaptılar bu araştırmaları. Hazırlanan raporlar nerede?
Yanıt yok.
Peki, ayı sayısını bilmeden, sayının arttığını nereden biliyorsunuz?
Avrupa’da toplam 50 bin boz ayı yaşıyor. 34 bini Rusya’da, 6 bini Romanya’da, 900’ü Finlandiya’da. Estonya’da 600, İsveç’te 1000. Dinar Alpleri’nde (Balkanlar) 2 bin 800, Rila ve Rodop Dağları’nda (Bulgaristan) 520, Cantabria Dağları’nda (Kuzey İspanya) 120, Abruzza ve Trentino bölgelerinde (İtalya) 75. Liste uzayıp gidiyor.
Türkiye verileri yok!
Diyorlar ki, av turizmiyle kazanılan paranın bir kısmını köylüye veriyoruz.
Niye?
Böylece köylüler ayıları vurmuyor, koruyorlarmış.
Hesaplıyorum. 15 ayı için 10’ar bin liradan eder 150 bin lira. Bunun yüzde 20’si köylüye verildiğine göre, eder 30 bin lira. Şimdi Türkiye’de çevreciler bir kampanya başlatsalar ve köylüye verilmek üzere her yıl 30 bin lira para toplasalar, sorun çözülür mü?
Ayı avından vazgeçer misiniz?
Çeşitli Avrupa ülkelerinde ayı popülasyonlarının belirlenmesi, ayıların korunması için yapılan çalışmaların bütçelerine bakıyorum. Projelerin bütçeleri, 500 bin Avro ile 4 milyon Avro arasında değişiyor.
Diyorlar ki, biz vurulacak hayvanları belirlerken bazı kriterlere göre hareket ediyoruz. Mesela, yaşlıları, erkekleri, hasta olanları seçiyoruz. Bir de genetiği bozuk olanları seçiyorlarmış.
Bu nasıl oluyor?
Avrupa’daki çevreci dostlara soruyorum:
“Sizde kaç tane genetiği bozuk ayı var?”
Şaşırıyorlar. Bilmiyorlar. “Türkiye’de ayıların genomu üzerine bir çalışma mı başlatıldı. Popülasyonu bile bilemezken, genetiklerini nereden biliyorsunuz” diye soruyorlar.
“Bu uygulamayla, birkaç yüzyıl sonra, Türkiye ormanlarında genetiği bozuk ayı kalmayacak. Ormanlarımızda, mükemmel genetiğe sahip safkan ayılar dolaşmaya başlayacak?” dediğimde gülüyorlar.
WWF Türkiye, av turizmi ihaleleri iptal edilsin diye imza kampanyası başlattı. Yaklaşık iki ayda, 81 bin imza toplandı. WWF-Türkiye İletişim Müdürü Özgür Gürbüz ve Doğa Koruma Yönetmeni Eray Çağlayan imzaları Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne teslim ettiler.
Sonuç?
Yetkililer, yukarıda söylenenleri farklı sözcüklerle anlatan bir mektup gönderdiler.
Çevrecilerin kampanyası seçimlere denk geldi. Anlayacağınız, boz ayılar seçimlere kurban gitti. Şimdiyse hükümetin kurulması bekleniyor. Belki hükümet kurulursa ihaleler iptal edilir.
Yine de merak ediyorum: Ayıları öldürmek için 10 bin lira verenler, neden yaşatmak için o paranın onda birini vermezler?
Doğayı insanlara sunulmuş bir şarküteri gibi görmekten ne zaman vazgeçeceğiz?
Ortada bir bozukluk var. Ama bozukluk ayıların genetiğinde değil.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları