Geleceğin sihirbazları

06 Eylül 2015 Pazar

Üçer dörderli gruplar oluşturmuşlar. Her grup bir bilgisayarın başında. Yaşları 7, bilemedin 8. Öylesine heyecanlılar ki... Hele biri var, yerinde duramıyor. Bir anda soluğu diğer grubun yanında alıyor, onların ekranına bakıyor, laf atıyor, koşarak geri geliyor, kendi grubundaki arkadaşlarına heyecanla bir şeyler anlatıyor. Çocuklar gülüyor, eğleniyorlar. Mutlular.
Zannedersiniz ki, muhteşem bir bilgisayar oyunu bulmuşlar, oynuyorlar.
Oysa sınıfta, bilgisayar programcılığı öğreniyorlar. Yani “kodlama”.

***

İngiltere’de 2014 yılının Eylül ayından bu yana ilkokullarda kodlama “zorunlu ders”.
Amaç, çocukları “dijital geleceğe” hazırlamak. Çocuklara bilgisayar programlarının temel yapısını, işleyişi, mantığı anlatılıyor. Küçücük çocuklar, algoritmayı, sorun çözmeyi, sistem kavramını, proje oluşturmayı öğreniyorlar.
İlk yıl “kodlama eğitimi” oyun gibi öğretiliyor. Blokları hareket ettirerek yazılıyor programlar. Önce bir öykü oluşturuyorlar. Ardından programla karakterlere hareket katıyor, öyküyü canlandırıyorlar. İkinci yıl, bildiğimiz geleneksel kodlarla program yazmaya başlıyorlar. Kendi oyunlarını oluşturuyorlar.
Üçüncü yıl robot programlamaya başlıyorlar. 8. sınıfta web sitesi yapmayı öğreniyorlar.
İngiltere’nin eğitimde yaptığı bu hamle için kimileri “devrim” diyor.
İngiltere’yi önce Estonya izledi, ardından Güney Kore. Almanya, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde bir pilot proje başlattı.

***

Türkiye’de de konu tartışılmaya başlandı. Bakalım bu tartışma nasıl sonuçlanacak.
Türkiye’de gençler arasında internet ve bilgisayar kullanım oranı yüzde 50’lerde. Ne yazık ki Avrupa ülkeleri içinde son sıralarda yer alıyoruz.
Daha önemlisi Uluslararası Bilgisayar ve Bilgisayar Okuryazarlığı (ICILS) araştırması. Bu araştırmaya göre Türkiye’de öğrencilerin sadece yüzde 1’i ileri düzeyde bilgisayar becerilerine sahip. Güney Kore’de bu oran yüzde 35.
Türkiye’de yaklaşık 12 bin bilişim teknolojisi öğretmeni atanmayı bekliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı geçenlerde öğretmen atama kontenjanlarını açıkladı.
En çok kontenjan, sınıf öğretmenliği için ayrılmış: 4 bin 189. İkinci sırada İngilizce öğretmenleri yer alıyor: 3 bin 964 kontenjan. Üçüncü sırada ise Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenleri: 3 bin 819 kontenjan.
Bilişim öğretmenleri nerede diye merak ettim. Listenin epeyi altında. Kontenjan sadece 867.
Bilişim öğretmenleri diyor ki, “Bilgisiz yetkililerle Fatih projesi yürümez”, “Her okula bir bilişim öğretmeni atanmalıdır.” Haklılar. Ama dinleyen kim?

***

İngiltere, Estonya ve Güney Kore, dijital dünyaya yön verecek bir nesil yetiştirmeye çabalıyor.
Biz nasıl bir nesil yetiştiriyoruz?
Ünlü yazılımcı Gabe Newell bu küçük programcılar için “geleceğin sihirbazları” diyor.
İngiltere’de küçücük çocuklar şimdiden “geleceği kodlamaya” başladılar. Peki bizim çocuklarımız ne yapıyorlar?
30 yıl sonra Türkiye’nin halini gözünüzde canlandırabiliyor musunuz?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları