Cepteki ‘dil’

30 Ağustos 2015 Pazar

Luis von Ahn, 36 yaşında bir yazılımcı. Discover dergisine göre, dünyadaki en parlak 50 bilim insanından biri. Ahn diyor ki: “Büyük bir şey yapmak istiyorsanız 100 bin kişiyi harekete geçirmeniz gerekir”.
Tarihten örnekler veriyor: Mısır piramitleri, Panama kanalı...
İnternette de durum farklı değil. Kitleleri harekete geçirebilenler büyük projelere imza atıyorlar: Wikipedia, Facebook, Twitter, YouTube...
Daha az bilinen ilginç örnekler de var. Bunlardan biri “reCaptcha”.
Kimi zaman internette şifreli bir bölüme girmeden hemen önce güvenlikten geçmek gerekir. Karşınıza iki tane sözcük çıkar. Bu sözcükleri, metin kutusuna yazmanız istenir. Sözcükler, dalgalı yazılmıştır, biraz siliktir.
Amaç, sayfaya bağlanan insan mı robot mu, bunu anlamak.
İnternette günde ortalama 100 milyon insan, böyle bir güvenlik testinden geçiyormuş.
Bu işi yapan yazılıma “reCaptcha” deniyor. Fakat ilginç bir özelliği var reCaptcha’nın.
Karşınıza çıkarılan sözcüklerden birini bilgisayar belirlerken, diğeri özel bir sözcük. Bir kitabı dijital ortama aktarırken, optik karakter tanıma yazılımları kullanılır. Kâğıt eskiyse, mürekkep silikleşmişse, bu yazılımlar bazı sözcükleri tanıyamayabiliyor. O zaman bu işi insanların yapması gerekiyor. İşte “reCaptcha”, bu sözcükleri karşımıza çıkarıyor.
Basit bir fikir. Fakat bu uygulamayla insanlar hiç farkında olmadan her yıl milyonlarca kitabın dijital ortama aktarılmasını sağlıyorlar.
Ahn, bu projenin ardından yabancı dil eğitimine yöneldi.
Duolingo yazılımını geliştirirken yine benzer bir mantık kullandılar. Amaç sadece yabancı dil eğitimi vermek değil, aynı zamanda internetteki önemli metinleri farklı dillere çevirmek. Üstelik bunu da kursa katılan milyonlarca insana yaptırıyorlar. Projeyi bu şekilde finanse ediyorlar. Yazılım bu sayede bedava.
Duolingo cepte, tablette, bilgisayarda çalışıyor. Cep’te çalışması büyük avantaj. Yolda, kuyrukta, otobüste yabancı dil çalışabiliyorsunuz.
Her dersin sonunda, karşınıza bir tümce çıkıyor. Sizden bu tümceyi kendi dilinize ya da öğrendiğiniz dile çevirmeniz isteniyor. Bu kadar.
23 dilde dersler içeren Duolingo, dünyada hızla yayılıyor. Okullarda bile kullanılmaya başlanmış.

***

Yabancı dil eğitimi için cep telefonunda kullanabileceğiniz Busuu, Babel gibi ödül almış yazılımlar da var. Ama paralı.
Yabancı dille ilgilenenler mutlaka Google’ın “Çevirmen”ini cep telefonlarına yüklüyorlar. Tümceyi Türkçe söylüyorsunuz, çevirmen onu dilediğiniz dile çeviriyor.
İnternette Tatoeba ( http://tatoeba.org) da ilginç çalışma. Projede 28 bin gönüllü görev almış. Sözcük değil, tümce bazlı. Sözcüğü yazıyorsunuz, o sözcüğün geçtiği yüzlerce tümce çıkıyor karşınıza. Aynı tümcenin 56 dilde çevirisini de görüyorsunuz. Başarılı çeviriler. 184 dilde 4 milyon tümce var veri tabanında.
İnternette kitleleri harekete geçirebilen projeler başarı kazanıyor.

***

Metroya bindiğimde pek çok insanın cep telefonuyla oyun oynadığını görüyorum. Oysa cep telefonuyla yabancı dil öğrenmek de mümkün. Hani derler ya: Bir dil bir insan. Denemeye ne dersiniz?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları