Başka Türlü Bir Şey

08 Şubat 2015 Pazar

Twitter’da yazılanlara önce şaşırıyorum. “Keşke hiç bitmese” demiş biri. Tweet’lere harika, mükemmel, süper gibi sözcükler serpiştirilmiş. Yüzlerce tweet. Sanki hafta sonu eğlencesindeler... Oysa bu mesajları atanlar yazılım kursuna katılan gençler. Kursların bazıları da bayağı ağır. Eğitim bu kadar eğlenceli olabilir mi?
Sonra öğreniyorum ki, Akademik Bilişim Konferansları kapsamında düzenlenen kurslara bu yıl rekor düzeyde katılım olmuş. Türkiye’nin her yanından 1600 genç kurslara katılmış. Bu gençler geleceğin yazılımcıları.
Bilgi doğru mu diye hemen İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı Mustafa Akgül’ü arıyorum. Akgül, Türkiye’de internetin gelişmesi için en çok çaba harcayan insanlardan biri. Akademik Bilişim Konferansları’nın fikir babası. Ekibiyle, 17 yıldır bu konferansları düzenliyor.
“Bu yıl 40 kurs açtık. Rekor düzeyde başvuru oldu. Biz de şaşırdık” diyor Akgül. Neşeyle anlatıyor. “Özgür Yazılım giderek yaygınlaşıyor” diye ekliyor.
Akgül anlattıkça ben de keyifleniyorum. Çünkü bu kurslar farklı.
Kurslara katılım “bedava”. Öğrencilerden para alınmıyor. Öğle yemekleri bedava. İkram da var.
Ders verenler para almıyorlar. 17 yıldır böyle. Bu yıl yaklaşık 100 kişi kurslarda ders verdi. İşi gücü bırakıp geliyor, üç gün boyunca sabahtan akşama kadar ders anlatıyorlar. Kurslarda ders verenler, özgür yazılım felsefesini savunuyorlar. Yardımlaşmayı önemsiyorlar, “Bilgi paylaşıldıkça çoğalır” diyorlar.
Birden Gezi eylemi sırasında tanıştığım bilgisayar mühendisliği öğrencisini anımsadım. Gezi’deki “Açıkhava Kütüphanesi”nde çalışıyordu. “Bilgi paylaşıldıkça çoğalır. Bak buradaki kitaplara. Herkes gelip istediği kadar alabiliyor. Ama kitapların sayısı azalmıyor, artıyor. Paylaşıyorsun, çoğalıyor” diyor ve ekliyordu: “Yazılımlar da özgür olmalı.”
“Özgür Yazılım Hareketi”nin kurucusu Richard Stallman’ın 90’lı yıllarda yaptığıbir konuşmayı izlemiştik. Önce onu bir Hippi’ye benzetmiştik. Saç, sakal... Sonra konuştukça “Galiba biraz Karl Marx’ı andırıyor” dedi biri. Stallman özgürlüğü anlatıyordu:
“Özgürlük hayatınız üzerinde kontrol sahibi olmaktır. Bilgisayar programları eğer ‘özgür’ değillerse, kullanıcıları başkalarının iktidarına bağımlı kılar. Bilgisayar programları insanların ortak mirasıdır. Programlar özgür olursa insanlar da özgür olur. Programların kaynak kodları açık olmalıdır...”
Akademik Bilişim Konferansı önceki gün sona erdi. Konferansa katılanlar günümüzün son teknolojilerini öğrenmekle kalmadılar. Bilgiyi paylaşmayı, dostluğu, yardımlaşmayı da öğrendiler. Az şey mi?
Bilgisayar başında otururken Facebook’tan bir mesaj geliyor. 1990’ların ünlü çevre dergisi “Çepeçevre” yeniden yayın yaşamına başlamış. Çepeçevre dergisi artık internette. Dergideki arkadaşlara hemen bir kutlama mesajı atıyorum.
Akademik Bilişim Konferansı’ndan atılan tweet’leri okurken Can Yücel’in dizeleri geliyor aklıma. Yeni Türkü’nün şarkısını mırıldandığımı fark ediyorum:
“Başka türlü bir şey...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları