Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Aslı Erdoğan Neden Tutuklandı?

21 Ağustos 2016 Pazar

Öncelikle bir yanlış algıyı düzeltelim, hayal âleminden çıkalım, rüyadan uyanalım; AKP’nin “yanlışlardan” dönmek gibi bir derdi yoktur. Neredeyse bayram havasında “işte geri atım atıyorlar” denilen “hatalar, yanlışlar” bu partinin özüdür, projesidir. Bu proje; “Türkiye’yi otoriter bir İslam ülkesine dönüştürmektir.” Kendini inkâr etmiyor; kimi yazarların, umutlu demeçler veren politikacıların söylediği gibi geri dönüşler yapmıyor. Evet, bir-iki önemsiz konuda ya muhalefeti susturmak için “bir parmak bal” yöntemi izleniyor ya da projeye uygun “düzeltmeler” yapılıyor. Kanun hükmünde kararnamelerle, ordusuyla, eğitimiyle, yargısıyla 14 yıllık projeye uygun bir Türkiye dizayn ediliyor.

***

İkinci konu; AKP’nin Türkiye’yi tıpkı AKP gibi bir İslam ülkesine çevirmek isteyen “eski ortağı” darbeci Cemaat’le kavgasıdır. Bu “ortaklığın” enine boyuna incelenmesi gerekiyor. İki farklı ideolojinin söz konusu olmadığını bilmekte yarar var. Bu babta “ortaklık” değil “aynılık” söz konusudur. Farklı tarikatlara, farklı cemaatlere mensubiyet olabilir ama “İslami kurallara göre yönetilen Türkiye” amacında farklılık yoktur. “Öyleyse bu kavga neden” sorusunun yanıtı “iktidar” kavramının içinde gizlidir. Bu da siyasetin hükmünü her zaman icra eden kadim sorusu, sorunudur. Muhalefetin, ortakların bu sorunuyla değil, her iki kanadın “menzili” ile ilgilenmesi, bu hedefe karşı açık, net politikalar üretmesi beklenir.

***

Üçüncü konu; aralarında ideolojik farklılık bulunmayan iki kanadın tabanda ve tavanda iç içeliğidir. AKP’nin darbe girişimi ile ilgili soruşturmaları 17/25 Aralık’la sınırlandırmaya niyetlenmesinin bir nedeni yolsuzlukların yeniden gündeme gelmesini engellemek ise, daha da önemli neden bu iç içeliğin ortaya çıkmasının önlenmesidir. Tabanda ve tavanda kişilerde somutlaşan kaynaşmanın kanıtlanmasının partinin siyasi varlığını tehlikeye sokabileceği, parçalanmaya yol açabileceği korkusudur. Yerinde bir korkudur bu; çünkü gerçekten parti kadroları bakımından da yönetim kademeleri açısından da inkâr edilmesi güç bir geçişkenlik var.

***

Dördüncü konu; seçimle gelmiş, meşru AKP’nin ve darbeci Cemaat’in emperyalistlerle ilişkileri konusudur. AKP, meşruiyet kazanma döneminde liberallerle birlikte oluşturduğu “politik çizgi” ile hem “ılımlı İslam” projesinin sahibi ABD’ye, hem Avrupa’ya kendini kabul ettirdi. Liberaller üzerinde derin etkisi kanıtlanmış darbeci Gülen ise örgütlenmesini ABD’den yönetme şansına kavuştu. AKP’nin balayı, AB ile liberaller üzerinden sürerken ABD ile Büyük Ortadoğu Projesi üzerinden gelişti. Dış politikada “ben artık oldum” havasına giren, Suriye’de ayrı baş çeken AKP’nin, Gülen’i tercih eden “beyzbol sopalı ABD” ile tatlı sert kavgası yakın tarihtir. Avrupa ile aranın açılması ise, hem AB-ABD emperyal ortaklığının, hem de ABD için hiç dert olmayan siyasal İslamcılığın Avrupa için önemli bir koz oluşturmasının zorunlu bir sonucudur.

***

Sonuç; ABD destekli darbeci Gülen savaşı kaybetti. Meşru hükümet AKP bir “Pirus zaferi” kazandı; başı hem içeride hem dışarıda derttedir. Şimdi dışarıyı ikna etmeye çabalıyor, içeriyi unutmuş değildir.
Hayal kurmamakta, AKP’nin gözünü neden akademisyenlere, dünyaca ünlü romancı Aslı Erdoğan’a, yazarlara çizerlere diktiğine; Aslı Erdoğan’ın, yazıları “kanıt” sayılarak, “terör örgütü üyeliği” iddiasıyla ama gerçekte neden tutuklandığına bakmakta yarar vardır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları