Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Yeşiller baş düşman’ (06.06.2019) (06.06.2019)

06 Haziran 2019 Perşembe

Dün, Almanya’da Hitler, iktidara gelebilmek için tekelci sermaye ile anlaşmış, desteğini almıştı. Bugün AfD benzer bir taktik izlemeye çalışıyor.

20 Şubat 1933
AfD’nin (“Almanya için Seçenek” isimli faşist parti), Avrupa Birliği Parlamentosu seçimlerinden sonra yaptığı ilk basın toplantısındaki açıklamaları aklıma, 20 Şubat 1933’te Almanya’da meclis başkanlığı sarayında (Reichstag) yapılan toplantıyı getirdi.
Eric Vuillard’ın, 2017’de Goncourt Ödülü alan L’ordre du jour başlıklı kitabının ilk bölümünde anlattığı toplantıya, Almanya’nın en büyük 24 şirketinin temsilcileri katılmış. Örneğin, Krupp, Siemens, Opel, BSF, Agfa, BAYER, IG Farben, TELEFUNKEN temsilcileri oradaymış. Hitler’in de katılıp kısa bir konuşma yaptığı toplantıyı Hermann Göring yönetmiş.
Hitler kısa konuşmasında, “bu seçimlerden sonra en az on yıl, hatta yüzyıl seçim olmayacak, sendikalar ve komünistler yok edilecek. Her girişimci kendi şirketinin Führeri olacak” diyerek kapitalist sınıfa, krize uyum sağlamak için almak istediği önlemlerin önündeki engelleri kaldırmayı vaat etmiş. Hitler salonu terk ettikten sonra sözü Göring almış: “Bunları başarabilmemiz için seçimleri kazanmamız gerekiyor. Ancak partimizin beş kuruş parası yok!” Bunun üzerine işadamlarından (hepsi erkek) biri ayağa kalkıp, “Haydi beyler davranın!” demiş. Krupp 1 milyon mark vermiş, IG Farden de 400 bin mark... Toplantıda, Nazi partisinin projesi için çok büyük bir fon oluşmuş.

İklim krizi, Yeşiller, kapitalizm
Küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin buna bağlı su gıda krizlerinin, arkasında insan etkinliği, kapitalist üretim tarzının öncelikleri var. Bu üretim tarzının kâr makinesinin nehirlere, denizlere ve toprağa döktüğü kimyasal atıklar, plastikler, su kaynaklarını, gıda üretim alanlarını kirletiyor. Yeşiller gibi çevreci partilerin bu sorunlara çare olarak önerdikleri önlemler ise kapitalizmin yapısal krizinin içinde sermayeye ek maliyetler getirdiğinden sermaye sınıfının hesaplarına uymuyor, çıkarlarına ters düşüyor.
Örneğin Almanya’da Yeşillerin, kömür, enerji ve otomotiv sektörlerinde uygulamak istediği politikalar egemen sermaye açısından, büyük tehdit olarak algılanıyor. Almanya kapitalizmi, enerjisinin yüzde 35’inden fazlasını hâlâ kömürden elde ediyor. Toplam sanayi gelirlerinin yüzde 20’si, toplam R&G harcamalarının yüzde 60’ından fazlası otomotiv sektöründe gerçekleşiyor. 2017’de toplam katma değerin yüzde 23.4’ü bu sektörde üretilmiş. Toplam istihdamın yüzde 7-8 arasında bir kısmı otomotiv sektöründe. Otomotiv sektörü üretiminin yüzde 70’inden fazlasını ihraç ediyor. Otomotiv sanayii, bu kapitalizmin en önemli motoru.

Ve faşizm
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sağ popülist/faşist partiler oylarını artırdılar ama aslında umduklarını bulamadılar. Buna karşılık AB çapında genel olarak çevreci partiler, Almanya özelinde Yeşiller oylarını belirgin biçimde artırdılar. Almanya’da, Avrupa’nın siyasi ve ekonomik açılardan en güçlü ülkesinde, Yeşiller, ilk genel seçimlerden birinci parti olarak çıkabileceklerini düşündüren bir momentum sergilediler.
Alman ekonomisi yavaşlıyor. Trump yönetimi Alman otomotiv ürünlerinin ithalatına yüksek vergiler getirmeye hazırlanıyor. Bu ortamda, küresel ısınmayı önlemek için gereken önlemleri sert ve radikal biçimde uygulamaya kararlı olduğunu açıklayan Yeşiller partisinin gelecek seçimlerde hükümete gelme olasılığı büyük sermayeyi tedirgin ediyor.
Yukarıda değindiğim basın toplantısında, AfD Başkanı Alexander Gauland’ın, “Bizim baş düşmanımız Yeşillerdir. Onlar bizden en uzak partidir, iktidara gelirlerse bu ülkeyi mahvederler. Öyleyse bizim görevimiz de Yeşillerle mücadele etmektir” (Die Welt, Deutschland Kurier) sözleriyle yaptığı açıklama, Almanya egemen sermayesine, hatta genel olarak küresel kapitalizme, Hitler’in 1933’teki vaatlerine benzer bir mesaj veriyor: Küresel ısınma, demokrasi, dayanışma bahanesiyle size engel olan, işinize karışan partilerle mücadele edeceğiz. Bize yardım edin!
Gerek Almanya gerek dünya halklarının geleceği açısından, bu çağrıya verilecek cevap büyük önem taşıyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları