Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rejim kendine yeni bir realite arıyor

14 Mayıs 2020 Perşembe

Realite, siyasal İslamın rejimini korkutuyor, varoluşsal anksiyetesini depreştiriyor. Rejimin entelijansiyası da komplo teorilerine, kanlı ve kösnül fantezilere dayanarak yeni bir realite inşa etmeye çalışıyor.

‘Kötü realite’

Daha Covid-19 salgını vurmadan, ekonomide kırılganlık artmaya devam ediyordu: Döviz almış başını gitmişti. Ülkeden sermaye çıkışı devam ediyordu. Sanayi üretimi ve ihracat için büyük öneme sahip ithalat geriliyordu. Ekonomik büyüme ve sanayi üretim oranları, 2018 ve 2019 yıllarından yıllık bazda resesyon sınırına yakın seyrediyordu. İşsizlik artıyordu.

Dış politikada da rejim sıkıntı içindeydi. Suriye fiyaskosu, “boynunda değirmen taşıydı”, S-400 yüzünden ABD ile Rusya arasında sıkışmıştı, Doğu Akdeniz’de çok ülkeli bir koalisyonla yüz yüzeydi, Libya macerasının ne tarafa gideceği belli değildi.

Covid-19 salgını bunların üzerine geldi. Türkiye gibi dış kaynak girişine bağımlı bir ülke için en önemlisi, sermaye çıkışı hızlandı, döviz rezervleri tükendi. Uluslararası sermaye “yükselen piyasalardan çıkarken” yeni kaynak bulma şansı hızla azalıyor. Bu ortamda rejimin ekonomi politikaları, yabancı yatırımcı üzerinde baskı kurma çabaları, güven aşınmasını hızlandırıyor. Covid-19 etkisi ekonomiyi resesyona sürüklüyor, işsizlikteki artışa ivme kazandırıyor, yoksulluğu yaygınlaştırıyor, derinleştiriyor. Rejim, Covid krizini yönetemiyor, halkın huzursuzluğu artıyor.

Gerçekler, fanteziler ve rüyalar

Rejim, bu realite karşısında, elinden bir şey gelmediğini görerek dehşete düşüyor. Bu realiteyi yadsımak istiyor. Çaresizliğin acısını, bu realiteyi sürekli hatırlatan yazarlardan çıkarmak istiyor: “Düşün artık milletin yakasından. Her darbenin, her kargaşanın, her kaosun arkasında siz vardınız” diyor ve ekliyor: “Milletin onuruna yapılan her saldırının tetikçisi sizdiniz. Ülkemiz sadece koronavirüsten değil aynı zamanda bu medya ve siyaset virüslerinden inşallah kurtulacaktır.” Neden Covid-19 krizi alternatif bir realite yaratmanın bir aracı olmasın? Ancak nereden başlamalı?

Önce bir düşman bulmak gerekir: “Bu hastalığı başımıza LGBTİ bela etti” desek çok dar, spesifik bir hedef olur. Daha geniş, kapsayıcı bir şey bulmak gerekir. Örneğin: “Onlar!”Milletimizi bölemeyecekler, ülkemizi parçalayamayacaklar. Ezanlarımızı susturamayacaklar”. Kimler? Kim olacak “darbeciler.” Kim olacak bizden olmayan herkes, muhalefet! “Muhalefet darbe hazırlığı yapmaya başladı!

Polis, MİT, asker kimin elinde? Kimin taraftarları silahlı? Peki, o zaman darbeyi kim yapacak?

Bu soruların cevabı önemli değildir. Önemli olan yeni bir söylemle, var olan realitenin kurumlarını, öznelliklerini bastırmak, yıldırmak, böylece yeni realiteye yer açmaktır.

Yasaları hatırlatmaktan vazgeçmeyen Barolar Birliği, eleştirel konumlarını bir türlü terk etmeyen meslek odaları Saray’a bağlanabilir. Muhalefet liderlerine yönelik ölüm tehditleri başlar. Sonra bir meczup, TV’ye çıkıp “15 Temmuz kursağımızda kaldı. Boş bulunduk... Yanlış anlaşılmasın, doğru anlaşılsın; bizim aile 50 kişiyi götürür. Bu konuda çok donanımlıyız... Ayaklarını denk alsınlar. Bizim sitede hâlâ 3-5 var, benim listem hazır” diyebilir. Bu kitle katliam arzusuna, bir başka meczup, “kadınlarınızı, çocuklarınızı bizden nasıl koruyacaksınız” tehdidiyle bir kitlesel tecavüz fantezisi ekler. Sol eğilimli bir sanatçının cenazesine saldırılır. Bedeninin mezardan çıkarılarak takılmasından söz edilir. Çünkü “Sağcılar Allah topluluğu, solcular şeytan topluluğudur”.

Bir başka meczubun “Rüyamda gördüm, darbe tehlikesi gerçek” açıklamaları, rüya ile gerçeği eşitleyerek rejimin projesini mükemmel biçimde özetler: Totaliter bir hâkimiyet rüyasını gerçekleştirirken gerekirse şiddet kitlesel çapta devreye girecek, “yeni realite” “zorla” inşa edilecektir.

Peki, ya muhalefet? Ne yazık ki o hâlâ “yarın da bugün gibi olacak” havasında; seçimlere, kamuoyu yoklamalarına ilişkin fantezilere dayanarak yaşamaya, Aziz Nesin’in ünlü öyküsündeki gibi “hayır, hayır kurt değildir...” diye söylenerek yola devam etmeye çalışıyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları