Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

‘Mayday! Mayday!’

13 Mart 2023 Pazartesi

Cuma sabahı “Mayday! Mayday” (imdat) anonsuyla sıçrayarak uyandım. Anonsu tekrarlayan kalın ses devam etti: “Demokrasimiz batıyor acilen yardım bekliyoruz.” Çalar saat radyoyu açmış haberler başlamış. Konu İsrail’de faşist “yasa darbesine” karşı protestoları destekleyen Deniz Kuvvetler, yedek (ihtiyat) güçlerinden subaylardı; anonsu onlar yapmış. İsrail vatandaşları, faşizme açılan kapıdan girmemek için, tüm renkleriyle, sınıflarıyla Arap Yahudi demeden hep birlikte direnirken Türkiye, çıkış olasılığına açılan bir kapının başında. 

Muhalefet tüm renkleriyle bir araya gelerek 14 Mayıs seçimlerinden zaferle çıkamazsa, ülke son derecede vahim toplumsal olaylar yaşayacaktır: Tarih “beka tehlikesiyle” karşılaşan rejimlerin, ayakta kalabilirlerse, tehlikeyi yaratanları yok etmek için saldırıya geçtiklerini gösteriyor. Türkiye’de de ülkeyi sarsan “Cumhuriyet Mitingleri” ertesindeki 2007 seçimlerinden ve 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başlayan süreçlerde yaşananları “ılımlı” örnekler olarak anımsayabiliriz. Bu kez çok daha sert tepkiler olasıdır. Türkiye’de de muhalefet güçleri açısından, tüm seçmene yönelik bir “Mayday! Mayday” anonsu gerekiyor: “Bu bir beka sorunudur, Faşizmi durduramazsak ülke batacak acilen destek bekliyoruz...”

UMUDU İNŞA ETMEK... 

“Altılı masa”da “taşlar yerine oturduğunda” durum, daha çok “Yağ var, şeker var, un var helva yapılabilir” gibisinden bir umuda ilişkindi. Şimdi sıra “helvayı” yapmakta. Ancak, bunun için, “Açlık yoksulluk, sonra deprem, muhalefete oy getirecek” gibi savlara fazla güvenmemek gerekiyor. Ekonomik kriz boyunca ve depremden sonra yapılan kamuoyu yoklamaları, ülkede, rejimin daha da derinleştirmeye çalıştığı “siyasi/kültürel kutuplaşmanın”, krizin ve deprem felaketinin basıncına sanılandan daha dayanıklı olabileceğini gösteriyor. Son seçimlerde, Macaristan’da kazanması beklenen “altılı blok”un kaybetmesi de “adamların”, kamuoyu yoklamalarını yalancı çıkarabileceğine bir örnek.

Ülkenin önündeki üç aşamalı süreç boyunca, muhalefet enerjisini bu kutuplaşma üzerinde yoğunlaştırırsa, verimi düşük bir alanda harcamış olacaktır. Muhalefet, enerjisini saflarını sıklaştıracak, ittifaklarını birleştirecek, gücünü topluma gösterecek etkinlikler üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Muhalefet, gücünü gösterebildiği, güven ve umut verebildiği oranda ekonomik krizden, depremin yıkımından mağdur olanların desteğini alabilecektir.

Önümüzdeki kritik, tehlikelerle dolu dönemin, birinci aşaması bu hafta başladı oy verme işlemi başlayana kadar sürecektir. İkinci aşama, oy verme, oyların sayılma, açıklanma anlarını kapsayacaktır. Üçüncü aşama, seçimlerin sonuçları açıklandıktan sonraki haftalarda yaşanacaktır.

Her üç aşamada da muhalefet, sandığa, elinde devlet olanaklarıyla, “ekonomik-kültürel sermaye” alanında elde ettiği kazanımları kaybetme korkusuyla panik ve öfke içinde, fanatik taraftarlarıyla gelecek, liderliği “ya devlet başa ya kuzgun leşe” anlayışıyla hareket eden, bir rejimle karşı karşıyadır (deprem ya da bir başka alanda, bu rejimle diyalog arayışı rejimi güçlendirmekten başka bir işe yaramayacak, kaybetme olasılığı “heç” ediliyor izlenimi yaratacaktır). Her üç aşamada da muhalefetin en önemli araçları, disiplin ve kitlesel destektir; bu araçlarla caydırıcı bir güç sergileyebilirse direnebilecek, ülkeyi de “süreç olarak faşizmden” çıkarmaya başlayabilecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları